Geçtiğimiz gün motor sanayinde karşılaştığım bir olay bir yıl önce gözümün önünde cereyan eden bir tehlikeyi hatırlattı…
Çarşı merkezinde esnaf arkadaşlarımızla birlikte duyduğumuz gürültü ile dışarıya fırladık. Gördüğümüz şey inanılır gibi değildi… Yolun ortasın büyükçe simit türü bir yakıt deposu tıngır mıngır yuvarlanıyor arkasından da sahibi yakalamaya çalışıyordu… Neyse ki yakıt deposu yakalandı ancak dehşet görüntü şoförün hiçbir şey olmamış gibi yoluna benzinle devam etmesiydi… LPG yakıt deposu düşüyor ana cadde de yuvarlanarak tehlike saçıyor zira sürtünmeden dolayı ateş alması patlaması her an muhtemeldi…
Ve geçtiğimiz gün; Oto sanayi sitesine LPG işi ile uğraşan bir işyerine gidiyoruz, işyerine gelen araçların hepsi LPG’li doğal olarak ta LPG ye ilgili sorunlar için geliyorlar.
LPG sinde sorun yaşayan her türlü araç sahibi tamirciye bunlardan gaz kaçıyor yoksa şikayeti ile geldi… Yeni taktıran başkaca sorunu olan derken işyerinde aynı anda üç beş tane LPG’li araç hasıl oldu.
Tam bu arada yeni bir araç sahibi içeri girdi ki, içeriyi gaz kokusu kapladı gitti… Aracı ile gelen sürücüsü aracını kontağı kapatıp hemen araçtan çıkarken daha cebinden sigara paketini çıkarıp yakacak! İçeride bir kaç kişinin uyarıları sonrası olayın ciddiyetini görüp hemen vazgeçti…
Bu ve bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür
Bu meselenin vahametini ortaya koyabilmek için bizzat yaşadığım bu olayları köşeme taşıdım…
Hayatın tüm alanlarında en önemli şeyin insan güvenliği olması gerekirken ne yazık ki ilk önce kendi hayatını, sonra en yakınlarının ve başkalarının hayatını hiçe sayan bir toplum haline gelmişiz.
Hayatın tüm alanlarında geçerli olması gereken insanın yaşama hakkı diye tarif edebileceğimiz şey bizim toplumda toto oynar gibi şansa bırakılır olmuş.
Bu anlayışın izah edilir bir yanı yok Tabi’i ki Hayata bakış açısını “ Kendisine verilen canı bir emanet olduğu bilincini unutan biz aciz kullar Dünya hayatına Allahın bak dediği yerden bakmaz isek” böyle garabet toplum haline geliriz.
Böyle bir toplumunda hayata bakışı ve hayatı okuyuşu, yaşamı, ölümü, insanlarla ilişkisi, doğayla ilişkisi, diğer canlılarla ilişkisi, yemesi, içmesi başka insanların koyduğu kurallarla şekillenir. Bunlardan doğru bir davranış adalet beklemek şimdiki olduğu gibi şansa bırakılmış olur…
Elbette Allah’ın (c.c.) emaneti bu canlar, O’na emanetiz…
Öyleyse kimsenin diğer cana gayri ihtiyari, kaza ile kastetme hakkı yoktur…
Bu gerçek cinayete denk ihmaldir…