Bu Fırsatı Kaçırmayın

Arif Köse /ey kavmim

         Yanlış anlaşılmasın, kaçırmayın dediğimiz bu fırsat 39 kupona verilen tencere seti değil, falanca bankanın verdiği yüzde 1 faizli genel ihtiyaç kredisi değil, devletin verdiği teşvik kredisi falan da değil.                                                   Biz başka fırsatlardan bahsedeceğiz bu yazımızda sizlere.

 

            Dünya hayatı bizi çok meşgul ediyor. Bu hayat koşturması içindeyken kabul edelim ki Allah’ı unutmasak ta, bize çok uzakta, ulaşılmaz bir yerdeymiş gibi geliyor.

Çocukluğumuzda ve sonrasında da Allah’ın nerede olduğuna dair öyle öğretiler alıyoruz ki, ışık hızında gitsek bile Allah’ın uzaklığını yakınlaştıramayacağımızı düşünüveriyoruz.

         Bu uzaklık hissinden olsa gerek, “Gözden uzak olan gönülden de uzak olur” misali Allah’a gönüllerimizde de pek yer vermiyoruz.

         Faiz, yalan, gıybet, hile, israf, zevk ve lüks düşkünlüğü, mal hırsı, zina, ibadetlerden uzaklaşma… gündelik hayatımızı oluşturur hale geliyor.

         Oysa öyle mi?

         Allah gerçekten bizden milyarlarca ışık yılı uzaklıkta mı? Bakalım:

         Rasulullah şöyle buyurur: “Allah Teâlâ her gece, gecenin son üçte biri girdiği zaman arşa (dünya göğüne) iner ve şöyle der: Yok mu dua eden? Duasını kabul edeyim. Yok mu isteyen? İstediğini vereyim. Yok mu istiğfar eden? Bağışlayayım” (Buhari, 2/66; Müslim, Salatul Müsafirin, Hadis No: 168)

         Hani Allah çok uzaklardaydı?

Bakın, her gece gecenin son vakti arşa yani kafamızı kaldırdığımız zaman gördüğümüz gökyüzüne geliyor ve bizi ibadete, duaya çağırıyor.

Peki, biz icabet ediyor muyuz bu çağrıya? Yoksa Allah’ın “dua edin, isteyin vereyim” dediği saatlerde bilmem kaçıncı rüyamızı mı görüyoruz?

Vallahi kaçırılmayacak bir fırsattır bu ey kavmim.

         Dünya seması yani gökyüzü biraz uzak mı geldi size?

Daha da yakınlaşsın mı Rabbimiz bize? Buyurun:

         “Kul namazdayken Allah Teâlâ hep ona yönelmiş halde bulunur.                Kul sağa sola bakınca Allah da kulundan yüz çevirir” (Nesai, Sehv 10)

         Buyurun, Allah yüzünüze bile bakacak kadar yakınınızda işte.

Yüzünüze bakıyor yüzünüze. Bari o esnada, Allah yüzünüze bakıyorken, namazdayken bırakın dünyanın hesap kitap işlerini.

Bakın bize bir fırsat daha:

Öyleyse siz benin anın ki ben de sizi anayım” (Bakara Suresi 152)                                    Biz kullar için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi? Biz yaratıcımız

olan Allah’ı dünyada zikredeceğiz, anacağız, O ise bizi bizzat kendisi anacak.

O halde zikirlerle, ibadetlerle, işimize başlarken, yatağa girerken, dua ederek, tövbe ederek, günah işleyenleri uyararak, çocuklara yaratıcılarını dinlerini öğreterek, kısaca her an Allah’ı analım ki, Rabbimiz de bizi ismimizle ansın, ismimizi söylesin, rahmetine mazhar etsin.

Fırsatlar bitmiyor kullar için. İşte kaçırmamamız gereken bir tanesi daha:

Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi ARTIK BEN ONUN İŞİTEN KULAĞI, GÖREN GÖZÜ, TUTAN ELİ, YÜRÜYEN AYAĞI OLURUM. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum…” (Buhari, Rikak 38)

Farz ve nafilelerle Allah’a yaklaşmamız ve onun sevgisini kazanmamız mümkün ve eğer Allah bizi severse gören gözümüz, duyan kulağımız, koruyucumuz oluyor, istediğimizi veriyor.

Yani öyle para lazım oldu mu bankaya gidip faizli kredi çekmeye gerek kalmıyor. “Allah’ım yetiş” dediniz mi, Allah istediğimizi veriyor.

Buyurun güzel bir fırsat daha:

”Allah Teâlâ kıyâmet gününde şöyle buyurur:
-“Ey âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin”.
Kul: – Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim?

Allah Teâlâ: – “Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Ey Âdemoğlu! Beni doyurmanı istedim, doyurmadın” buyurur.
Kul: – Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl doyurabilirdim? der.
Allah Teâlâ: – “Falan kulum senden yiyecek istedi, vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini benim katımda mutlaka bulacağını bilmez misin? Ey Âdemoğlu! Senden su istedim, vermedin” buyurur.
Kul: – Ey Rabbim! Sen âlemlerin Rabbi iken ben sana nasıl su verebilirdim?
Allah Teâlâ: – “Falan kulum senden su istedi, vermedin. Eğer ona su verseydin, bunu benim yanımda bulacaktın” buyurur”
(Müslim)

Hastayı ziyaret et Allah’ı orada bul, isteyene yiyecek ve su ver Allah’ı orada bul.

Farkında mısınız Allah’ı bulabileceğimiz yerler arasında bankalar hiç geçmiyor, at yarışı bayileri hiç geçmiyor, zina yapılan otel odaları ve evler hiç geçmiyor. Derdi Allah’ı bulmak olana Allah’ı bulabileceği mekân çok.

“KULLARIM SANA BENİ SORARLARSA; BEN (ONLARA) ÇOK YAKINIM” (Bakara Suresi, 186. Ayet Meali)

Bize çok yakın olan Allah’ı kendimizden uzaklaştırmayalım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.