Geçen haftaki yazımızın üstüne hanımlardan övgü; beylerden ise daha çok olumsuz tepkiler aldım. Lakin durumu genele vuracak olursak, herkes birbirine karşı biraz daha “eşit ve adaletli” olmaktan bahsediyor. Ancak o zaman sorunlar biraz daha aşılabilir gibi görünüyor.
Geçen hafta erkeklerin sorumluluk alma noktasında gösteremedikleri tavır üzerine yoğunlaşmıştım. Bu hafta ise erkeklerin gözünden duruma bakmak istedim ki haksızlık olmasın.
Tabii bu tarz durumlarda örneklem ne kadar sağlıklı olursa olsun, bütün yorumlar veya yazılanlar bir şekilde genelleme oluyor. İnsandan bahsediyoruz, yanılma payı hep vardır. Yazının genelini bu bakış açısıyla değerlendirmenizi tavsiye etmek durumundayım.
Geçen haftaki yazıda günümüzde kadınların her şeyi yapmak, her şeyi düşünmek zorunda kalmalarından dem vurmuştuk. Bu yazıda farklı farklı kişilerden gelen yorumları harmanlayıp ortaya yeni bir şey çıkartmaya çalıştım bende.
Beylerin çoğu, böyle erkeklerin toplumda var olduklarını ancak kendilerinin o erkeklerden olmadıklarını söylediler misal. “Kadınlar da üstüne düşeni yapmalı” diyenler de çoğunlukta. Bir tarafta, “Her şeyi kadınlar mı yapıyor, biz erkekler hiçbir şey yapmıyor muyuz?” diyenler de var. Tabii bunları duyunca kendi kendime, “Sorumluluk denilen şey paylaşılmalı” demeden edemedim.
Mesela geçen hafta, gidilecek tatili, oteli de mi kadın düşünsün demiştim. Buna da şöyle bir itiraz geldi; “Bizim ayarladığımızı kadınlar beğenmiyor” yani diyorlar ki, biz ne yapsak olmuyor haliyle iş “Sen bilirsin”e evriliyor.
Erkek gerektiğinde varlık göstersin dediğime de kızmışlar. “Temsiliyet kişiden kişiye değişen bir şey, bu standart bir şey değil” diyorlar. Yine günümüz genç kadınları için, “Okul hayatının rahatlığına alışıyorlar, evliliği kaldıramıyorlar” yorumları da var.
Dönüp şimdi tekrar bir bakıyorum, konuşmalara ve yazışmalara sonuç; denge meselesine çıkıyor. Dengede olmak dengede kalmak. Kadın için de, erkek için de en önemlisi her şey de olduğu gibi denge.
Farklı farklı yorumlar olsa da gözlemlediğim kadarıyla ortak dert, kadınların beğenme noktasındaki tavırları. Ne yaptıysak beğendiremiyoruz bakış açısı yoğunlukta. “Zaten ne yaparsak olmuyor, memnun edemiyoruz öyle olunca hiçbir yapmamak daha iyi” düşüncesi bizim kendi kendimize ateş ettiğimizi gösteriyor.
Nihayetinde toparlarsak söyleyebiliriz ki; kadın da erkek de anlaşılmak istiyor. Kadın elinden tutulmasını, erkek biraz sözünün geçmesini istiyor. Birilerinin çıkıp kadınlara memnun ol demesine gerek olmadan sanırım şükretmemiz gereken çok şey var. Erkekler için de aynı şey geçerli, lütfen sahip olduklarınızla mutlu olmayı öğrenin.
Şikâyet edecek olursak görünen o ki, herkes birbirinin açığını çok rahat buluyor. Hiç şikâyet etmeyecek de değiliz tabii. Mevcut düzensizliğe sürekli olarak razı gelmek imkânsız... Herkes kendi dairesinde düzeni sağlayabilirse hem ilişkiler, hem aile içi iletişim, hem toplum refahı yükselir diye düşünüyorum.
Bunlar sadece yazıda kalmasın isterseniz. Bir düşünün bugün kendiniz için, sevdiğiniz için, aileniz için ne yaptınız ne yapmadınız. Bu sorunun cevabı sizi doğruya götürecek.