Bu Gidiş Nereye?

Hümeyra Uslu

Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabımda erkek çocuklarının padişah formatında yetiştirildiklerini, kız çocuklarının ise ev işlerine yapmaya meyilli formata bir şekilde zorla da olsa çekiştirilip getirildiğini yazmıştım. Çok ciddi bir beğenilme ve paylaşılma oranına ulaştı bu yazdıklarım. Erkekler genelde, bu görüşüme katılmadıklarını, kadınlar ise az bile yazdığımı söyleyen yorumlar bıraktılar o gönderime.

Bugün de aslında ona benzer, o çerçeveden çok da uzaklaşmadan bir şeyler yazayım diyorum. Kadınların toplumda öyle ya da böyle bir şekilde her şeyi yapmak zorunda kalmaları onları bir şekilde her yere girmeye de itti. Böyle diyebilir miyiz?

Kadın şimdilerde hem evini derleyip toparlıyor, hem çocuk doğurup bakıyor, hem kocasına bakıyor, hem işe gidiyor, hem kariyer yapıyor, hem sosyal ilişkilerini yürütüyor… Sivil Toplum Kuruluşlarında yer alıyor, çocuklara kadınlara yardım edilen derneklerde koşturuyor, siyasete giriyor, misafir ağırlıyor, evini geçindiriyor... Evet, özet şekliyle kadın artık erkeğin de yapması gereken şeyleri yaptığından erkeklere de Survivor izlemek kalıyor.

Tamam, durun çekmeyin kılıçları.

Şöyle bir etrafınıza bakın, “sen nasıl istersen” deyip işin içinden sıyrılan erkekler yüzünden nereye tatile gidileceğine, hangi otelde kaç gün kalınacağına bile neredeyse kadın karar vermiyor mu? Alışveriş etmeyi beceremediği için (ki ben o yaşına gelmiş olmasına rağmen, iyi domates bile seçemeyen erkek zekâsına hayranım) kadın onu da yapmak zorunda kalmıyor mu? Kadın alışveriş yapıyor, poşetlerini taşıyor, arabasıyla eve eşyaları taşıyor, çocuğu okuldan alıyor, evde kalorifer arızalanıyor servisi arıyor, interneti bağlatıyor, arabanın sigortasını yaptırıyor, kayınvalidesinin misafirlerine yardıma gidiyor ancak hastalanırsa yalnız, morali bozulursa şımarık, bir şey de ısrar ederse çenebaz oluyor.

Hayır bu böyle değil diyemezsiniz. Tam olarak böyle; bir şekilde kadın her şeyi olduğu halde memnun olmayan ilan ediliyor.

Peki, kadın mı istiyor gerçekten oradan oraya böyle sürüklenmeyi? Gerçekten kadın her şeyi düşünmek istiyor mu? Ne yemek yapacağını düşünsün tamam ama çocuğun hangi okula gideceğine de kocasıyla ortak karar vermesinler mi? İyi öğretmen nerede, iyi okul ne kadar uzak bunu da mı kadın düşünsün?

Yahu bu kadın niye her şeyi düşünmek niye her şeyi becermek ve niye her şeyi halledivermek zorunda? Sahi merak ediyorum bu erkekler niye var? Bu erkeklerden kastım, cinsiyeti erkek olup sosyal hayatta bu kimliğini hiç gösteremeyenler. Bu erkekler yüzünden kadının bir erkek olmadığı kaldı… Kusura bakmasın kimse.

Ben kızgın değilim ama etrafımda özellikle evli, çalışan ve çocuklu kadınlar evet kızgın. Öfkeliler.

Merak ediyorum bu gidiş nereye? Kadın ekmek almasın, arabaya binmesin, markete gitmesin demiyoruz. Diyoruz ki erkekler üstlerine düşeni yapar, sorumluluk sahibi olurlarsa kadın da belki bir parça daha rahat eder.

Faturayı bile kadın banka hesabının otomatik ödeme talimatıyla ödüyorsa vay o erkeğin haline... Kadın, iş yerinde geleceği en yüksek yere gelmiş; erkek yerinde sayıyorsa yine vay o erkeğe! Kadın, sürekli bir tempoda yaşamını sürdürmeye ve evini idare etmeye çalışırken, erkek, annesini bile idare edemiyor arada kalıyorsa, akşam telefon ya da televizyonun önünde yatıp durmaktan başka bir şey yapamıyorsa vay ki ne vay…

Birileri çıkıp vıdı vıdı edecek, altı boş argümanlarla kadınlara saldıracak biliyorum başıma geleceği. Beyler önce bi’ kendinizde ne eksik, evinizde yuvanızda, ilişkilerinizde neyi yapmanız gerek onun üstüne düşünün. Kadının “zaten yapıyor” olması sizin el, ayak uzatıp uyuklamanızı gerektirmez. Bazen, şu ellerinizi masaya vurun da (masaya vurmaktan kastım haklı bir nedenle varlık göstermeniz) kadınlar da evli olduklarını ya da hayatlarında bir erkek olduğunu hatırlasınlar.

Kadınların çoğu en azından benim şimdiye kadar oturup, tanıştıklarım evet kariyer yapmaktan, ekonomik özgürlükten memnunlar. Evet, üretmek istiyorlar. Bunda bir sıkıntı yok. Ama şunu diyorlar bu kadınlar, biz nazik hassas yaratılmışlarız. Kırılıp, hırpalanabiliyoruz, azıcık halimizden anlaşılsın.

Eğer bir kadını kocası, abisi, babası anlamayacak ise ya da anlamıyor ise modern çağda maalesef kölelik yapmaya mecbur kalıyor. Elinden tutulmayınca ister istemez “erkek”leşiyor bu kadın. Ve artık hayatında bir erkeğe ihtiyaç duymuyor kadın da. Her şeyi yapabildiği, idare edebildiği için tek başına halinden memnun devam ediyor.

Ancak bir kurum olarak aileyi düşünürsek, toplumun şekillenişini göz önüne alırsak bu gidişat doğru değil. Erkeğin üstüne düşeni yapmadığı ya da kadının yapmadığı durumda ciddi bir bozulma yaşanıyor. Yozlaşmalar, çözülmeler ve erimeler…

Bu yazı giriş olsun devamını haftaya biraz da erkeklerin gözünden bakarak getirelim. Siz de biraz bunun üzerine düşünün; bu gidiş nereye?

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.