Akşam Gazetesi’nden Funda Özkan, Sosyoloji doktorası yapan Yasin Durak'ın 'Emeğin Tevekkülü, Konya'da İşçi-İşveren İlişkileri ve Dindarlık' kitabından yola çıkarak ilginç bir makale ortaya koydu. Özkan, ‘Konya'nın tevekküllü işçileri’ başlıklı yazısında işçilerin hesaplarını 'öteki' dünyaya bıraktıklarını söylüyor.
İşte Funda Özkan’ın yazısından bir bölüm:
Yazar Yasin Durak, araştırma kapsamında görüşülen işçi ve işverenlerin ifadelerini şöyle değerlendiriyor:
'Burada işçi sınıfı için tabi olmanın popüler mantığını oluşturan ve dindar-muhafazakarlık temelinde şekillenen bir hegemonik kültür varlığı görülmektedir.'
Yorumunu şöyle açıyor:
'İşverenlerin rasyonel hesaplarla yaklaştığı, işçilerin ise romantik bir bağlılık gösterdiği bu ütopik uzlaşma...'
Ve şunu da söylüyor:
'Çalışma ilişkilerinin normları İslami atıflarla şekillenmekte.'
Yine kitaptan bir bölüm:
'Nadir Suğur'un OSTİM'de yaptığı çalışmasında, KOBİ'lerde çalışan işçilerin ağır çalışma koşullarına rıza göstermelerinin sebeplerinden birisi olarak, işçilerin bu koşulların 'geçici' olduğunu düşünmesine dikkat çekmekteydi. OSTİM'deki işçilerin 'bir gün kendi işlerini kuracak' olduklarına dair inançları, ağır çalışma koşullarına rızanın ortaya çıkmasında önemli bir faktördü. Fakat Konya Organize Sanayi'de görüşülen işçilerin neredeyse tamamı ağır çalışma koşullarının 'geçici' olduğunu düşünmediği gibi, 'kendilerine ait bir iş kurma' fikrinden de oldukça uzaktır. Aslında söz konusu 'geçiciliğin' burada dinsel nosyonlar (özellikle dünyanın bir sınav olduğu fikri) aracılığıyla yorumlanması nedeniyle işçiler mevcut ilişkiler içerisinde bir 'kurtuluş' tahayyül etmemekte ve eşitsizliklere ilişkin hesaplarını 'öteki' dünyaya bırakmaktadır.' memleket.com.tr