İmam Hatip’ten devre arkadaşı 25 kadar kişi çok uzun zamandır her ayın ilk Cuma günü buluşur, hasbıhal ederiz. On yılı aşkın bir zamandır devam eden bu oturmalarımızda hemen her konuda bir sözü olan konuşur. Gündemle alakalı konularda ise değerlendirme gazeteciyiz diye bize düşer…
Geçen Cuma ev sahibimiz sevgili dostum Fatih Özkafa’ydı. Çaylar içilip, pastalar yendikten sonra muhabbet seçim gündemine kaydı ve İskenderpaşa Cemaati’nin MHP’yi destekleyeceğine dair haberlerin doğru olup olmadığı soruldu. Ben de konuyla alakalı bildiklerimi söyledim…
Heyetteki arkadaşlarımızdan birisi adı geçen cemaatin müntesiplerinden olunca da doğal olarak şeyhlerinin bu kararının nasıl karşılandığını sorduk ona. Bir gün evveline kadar oyunu AK Parti’ye vermeyi düşündüğünü, ama şeyhinin bu kararı doğrultusunda fikrini değiştirip MHP’ye oy verme kararı aldığını söyledi…
40 yaşına gelmiş, okumuş üflemiş birinin bir anda benimsemediği halde talimatla oy vereceği partiyi değiştirmesinin izahını sordu hemen herkes. Oldukça zorlandı cevap vermekte, ama sonunda öyle bir laf etti ki, kimseye diyecek bir şey bırakmadı. Dediği aynen şöyleydi:
“Şeyhim öyle diyorsa bir hikmeti vardır.”
Kısa bir sessizlikten sonra kimi arkadaşlarımız ‘bunda ne hikmeti olacak(!)’ diye çıkışırken, kimisi de şeyhinin aslında bir şeyh olmadığını, babası vefat edince hasbelkader cemaatin şirketlerini yöneten bir delikanlı olduğunu söyledi...
Bizce bu muhabbette üzerinde durulması gereken husus ise MHP’ye oy verilecek olması değil, kocaman adamın hikmet vardır zannıyla bir anda fikir değiştirmesidir. Çünkü zaten benzer cemaatler yıllarca DYP’ye, ANAP’a, MHP’ye oy veregelmişlerdir. Bu bilinen bir şeydir…
Sonra bir başka arkadaş, “o cemaatten biriyle görüştüm, hocanın dediğini fazla kimsenin tutmayacağını söyledi” deyiverdi. Mevzu, tasavvufa, şeyhe, tarikata doğru yol alırken ev sahibi meyve tabaklarıyla havayı da gündemi de değiştirdi sağ olsun...
Biz de bu işte bir hikmet vardır diyerek, hikmet neymiş merak edenlere bilgi verelim istedik…
…
Hikmet Nedir?
Hikmet, kelime anlamı olarak ‘sözde ve davranışta tam ve doğru isabet, lafzı az manası engin söz, Kuran’da Allah’ın peygamberlerine ve seçkin halis kullarına nasip ettiği derin anlayış kabiliyeti’ gibi çok çeşitli anlamlarda kullanılabilen geniş kapsamlı bir kavramdır. İslam alimleri, hikmet için çeşitli tarifler yapmışlardır. Fakat çoğunluğun üzerinde ittifak ettiği tarif şudur: Hikmet; faydalı ilim ve salih ameldir. (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak dini Kur’an Dili, I, 915).
…
Hikmet, her şeyin en doğrusunu ve en isabetli olanını tespit edebilme yeteneğidir. Hikmet sahibi olan bir insanın, konuşması, aldığı kararlar, hatta tüm tavırları olabilecek en akılcı ve en isabetli yapıyı yansıtır. Hikmet sahibi bir kimse, bir konuyu en doğru, en özlü, en akılcı şekilde anlatabilir, bir olaya, kişiye ya da tavra en doğru teşhisi koyabilir. Olaylar karşısında en akılcı tepkiyi verir ve en güzel tavrı gösterebilir. Dolayısıyla da hikmet sahibi olan insanlar, aynı zamanda da yüksek bir akla sahip kimselerdir.
Bir insanın hikmet sahibi olabilmesi ise kişinin ancak Allah’a iman etmesi ve Kuran’a uymasıyla mümkün olur. Çünkü olayların doğrusunu, tavrın, düşüncenin, konuşmanın güzel ve akılcı olanını insanlara öğreten tek kaynak Kuran’dır. Allah Kendisine yönelen samimi kullarına bir nimet olarak katından bir hikmet de verir Kuran’da Allah’ın bu nimeti kullarından dilediğine vereceğine şöyle dikkat çekilmiştir: Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez (Bakara Suresi, 269)
…
“Hikmeti istediğin kadar söyle, sen ehil değilsen uzaktır o senden. İster yaz, belirt; ister söyle, anlat. O senden yüzünü gizler a inatçı, bağlarını koparır da kaçar senden; fakat yanar yakılırsan okumasan bile yanışını görür de o bilgi, elinde alışmış kuşa döner. O, her usta olmayan kişinin yanında durmaz. Köylünün evindeki tavus kuşu gibi hani” (Hz Mevlânâ)