Bir Çin atasözünde “aç insana balık vermeyin, ona balık tutmayı öğretin” der. Biz toplum olarak aç insana balık tutmayı değil balık vermeyi tercih ederiz. Böylece daha çok sevap kazandığımızı düşünürüz. Kurulan onca yardım dernekleri, vakıflar balık vermeye yönelik çalışırlar.
Elbette verilecek balığı toplarkende kendileri de nasiplenirler. İpin ucu biraz kaçınca skandal olur ama bu bir süre sonra unutulur gider. Çark aynen dönmeye devam eder.
Almanya’da ortaya çıkarılan “Deniz Feneri” skandalı da böyle.Bunun bir ucu ülkemize de dokunuyor ama biz böyle şeyleri pek umursamayız,bu yüzden çark daha emin adımlarla döner gider.
Bu skandala başbakanın da adı karıştı. Deniz Baykal’ın konu ile ilgili beyanatı Doğan Medya gurubunda büyük başlıklarla haber yapılınca R.T. Erdoğan doğrudan Aydın Doğan’a saldırdı. Birbirlerini yesinler, benim umurumda değil, umurumda olan Başbakanın üslubu. O nasıl bağırma öyle.Bir ülkenin en tepesindeki kişiye hiç yakışmayacak bir tavır.
Aydın Doğan vahşi bir kapitalist. Para için yapmayacağı şey yoktur. O, devletini, halkını, kendi işçisini sömürmek için vardır. Başbakan kürsüden Aydın Doğan’a bir hafta mühlet veriyor, sen açıklamazsan ben açıklarım,diyor. Eğer A. Doğan başbakandan haksız hukuksuz isteklerde bulunduysa, ki bulunmuştur, bunu başbakanın ta o zaman halkına,yurttaşlarına söylemesi gerekirdi. Şimdi bir kavga ortamında ,bir hafta mühlet veriyorum, demesi hiç de inandırıcı değil.
Ayrıca başbakan skandalla ilgili konuşmalarında , bağırmalarında öyle bir üslup takınıyor ki acaba halen Almanyada yargılanan insanları mı savunuyor, diye düşünüyor insan.Yardımcısı Dişli’yi de korumaya çalışmıştı ama tepkiler artıp, Dişli’de kendini savunamayınca desteğini çekmek zorunda kalmıştı.
Bence başbakan daha sakin olmalı, Almanya skandalını oradaki hakimlere,savcılara bırakmalı ve yüzünü ülkesine dönmeli.
Bakın son haftalarda şehitler artmaya başladı. Gün geçmiyor ki birkaç şehit haberi almayalım. Başbakan bağıracaksa bunun için bağırmalı.
Bizim arkadaşlar laiklik düşmanlığını bazen öyle ileri götürüyorlar ki bu bazen komik kaçıyor.
Salı günü bizim gazetenin internet sayfasından okudum, "LAÎKSENİZ ramazanda su için" başlıklı kısa bir haber. Fotoğrafta Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker var. Gerçeker konuşmasını yaparken su içmiş.Ya ne alakası var laiklikle ramazanda su içmenin? Bence arkadaşlarımız haberi yaparken gazetemizin ciddiyetini de biraz düşünmeli.