Kim ne derse desin bu seçimin sonucu belli.
“İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın!” ilkesini devlet felsefesi kabul eden bir zihniyetin galip geleceği kesin. Devlet milletin efendisi değil, hizmetkârı olmalıdır.
Ömrünü milletine hizmete adamış ve her zaman haklının ve mağdurun yanında; haksızın ve zalimin karşısında dik durmuş Recep Tayyip Erdoğan’ın, bugüne kadar yaptıkları bundan sonrada yapacaklarının teminatı olarak bu seçimin galibi olduğu kesin.
Cumhuriyet tarihinde aziz milletimiz ilk defa kendi Cumhurbaşkanını kendisi seçecek. Bu da siyasî katılım sürecini daha güçlü ve sürekli kılacaktır.
Ismarlama Çatı adayı Monşer’in kırdığı yumurta kırkı geçti. Kısa sürede milletin karşısında yaptığı gaf’lar Kaf dağını aştı. Müslüman mahallesinde salyangoz satılmayacağını anlamış olsa gerek…
Bildiğiniz gibi Monşer’in babası Yozgatlı İhsan Efendi, CHP zihniyetinin baskıcı uygulamalarına dayanamayıp 1924 yılında Kahire’ye göç etme durumunda kalan ve El Ezher Üniversitesinde hocalık yapmış saygın bir isimdir. Fakat Monşer, El Ezher mezunlarına zulmeden bir zihniyet ittifakının adayı olmuştur.
Tüm Yurtdışı İlahiyat Mezunları Derneği (TÜYİMDER) Genel Sekreteri Mesut Yaman, Platform adına dün bir açıklama yaparak Çatı Aday Monşer’in El Ezher mezunu olmanın hakkını vermediğini açık seçik ifade ediyor ve;
“28 Şubat sürecinde hukuksuzluğun her çeşidine şahit olan bizler, yıllarca ötekileştirme ve itibarsızlaştırma politikalarına karşı onurlu mücadeleler verdik. Ekmeleddin İhsanoğlu haklı davamızda hiçbir zaman yanımızda olmadı.
Dokuz yıl süren İKÖ Genel Sekreterliği görevi sırasında İslâm dünyasına hiçbir katkı sağlayamadı. Mısır’da halkın oyları ile cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi, demokrasi dışı yollarla iktidardan uzaklaştırılırken Ekmeleddin İhsanoğlu, darbecilerin yanında yer aldı.
Ekmeleddin İhsanoğlu haklı davamızda hiçbir zaman yanımızda olmadı. Yaşadığımız problemleri sahiplenen, mağduriyetlerin önemli bir kısmını çözüme kavuşturan Başbakanımız Sayın Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz.” diyor.
Bu seçim tarihî niteliği olan bir seçimdir. Millet düşmanlarının hezimete uğrayacakları ve tarihin bir milletin küllerinden yeniden dirilişinin başlangıcını yazacağı bir seçimdir.
Birlik siyaseti, barış ve çözüm sürecinin artacağı, özgürlüklerin genişleyeceği, kimsenin ötekileştirilmeyeceği ve eşit haklardan yararlanabileceği bir devlet işleyişinin başlayacağı bir seçimdir.
Adaleti sağlayamayan yargının siyasallaşmasına dur denilecek bir seçimdir.
Millet merkezli bir yönetimin, uzlaşma kültürüne dayalı çözüm odaklı, her türlü vesayete karşı, sadece milleti muhatap alan ve geçmişinin analizini yaparak geleceği çağın gereklerine göre yeni bir medeniyet inşa eden demokratik siyaset; açık toplum ve hukuk devletine “bismillah” demenin seçimidir.
Bu seçim, tam bağımsızlığa adım atmanın seçimidir.
Milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyen Siyonist-Haçlı İttifakının ve Pensilvanya’nın gülünç durumdaki muhalefete dayattığı bir proje olan Çatı adayı Monşer’e verecek oyumuz yoktur. Her ne kadar milletimiz muhalefet ve malum medya tarafından aldatılmak ve kandırılmak istense de sağduyulu davranıp yarın sandık başında gereğini yapacaktır.
Son on iki yıldır maddî ve manevî her alanda yapılanların artarak devam etmesi için, Yeni Türkiye’nin daha çok kalkınması, refahın, barışın ve huzurun artması, dünya mazlumlarının acılarının bir an önce durması için, Yeni Türkiye’nin yüksek faiz ve enflasyondan kurtulması, maksimum büyüme oranlarını yakalaması ve dünyanın en iyi on ekonomisi içine girmesi için tercihimiz Milletin Adamı’ndan yana olacaktır.
Milletin kendi Cumhurbaşkanını seçeceği bu ilk seçimin milletimize ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Allah(cc)’a emanet olunuz.