Zaman gazetesinin ateist yazarı Şahin Alpay, Müslümanlardan toplanan paralarla kurulan, "Allah rızası için çalışıyor" denilerek abone toplanan Zaman'da, sırf AK Parti düşmanlığı olsun diye eşcinselliği savunan, savunmaktan da öte, Allah'ın lanetlediği bu işi yapanların "insanlık onuru için mücadele verdiğini" iddia eden bir yazı yazdı.
Şahin Alpay'ın "İnsanlık onuru için mücadele" başlıklı yazısı;
Haziran ayının son Pazar günü dünyanın hemen bütün demokrasiyle yönetilen ülkelerinde LGBTİ "Onur Yürüyüşü" yapılıyor. AKP'nin iktidara gelmesinden sonra, Müslüman çoğunluklu ülkelerin ilki olarak Türkiye de, demokratikleşme yolunda büyük bir adım atarak bu ülkeler arasına katıldı. İlk yürüyüş İstanbul'da 2003, Ankara'da 2008 yılında yapıldı. Geçen yıl yapılanı dahil bütün yürüyüşler şenlik havasında gerçekleşti.
Ne var ki, 28 Haziran'da yapılacak 13. "Onur Yürüyüşü"nde hiç öyle olmadı. Polis biber gazı ve tazyikli suyla sert bir şekilde müdahale ederek yürüyüşün yapılmasını engelledi. Temel haklar bir kez daha çiğnendi; yurttaşlar itilip kakıldı; Türkiye'nin demokratik dünyada giderek kötüleyen imajı bir darbe daha yedi. HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Vali Vasip Şahin'in yürüyüşe müdahale gerekçesini "Ramazan hassasiyeti" olarak açıkladığını söyledi. Valilik daha sonra yaptığı resmi açıklamada yürüyüşe "izinsiz olduğu" ve "provokasyon tehlikesi" bulunduğu için müdahale edildiğini ifade etti.
Oysa gerek 12 Eylül anayasası, gerekse AİHM'nin aldığı birçok karar, gösteri hakkının kullanılmasının izne tabi olmadığını hükme bağlıyor. Oysa bugüne kadar hiçbir Onur Yürüyüşü'nde olay çıkmadı. Oysa önceki yıllarda "Ramazan hassasiyeti" söz konusu olmadı. Aksine, 7 Haziran genel seçimlerinden bir hafta kadar önce, 1 Haziran'da Beyoğlu'nda dağıtılan broşürde iktidar partisi AKP'nin özgürlüklere ve farklı yaşam tarzlarına saygılı olduğu 2014'teki yürüyüşten fotoğraflarla anlatılıyor; "Türkiye Ramazan'da İstiklal Caddesi'nde gay yürüyüşü yapılabilen bir ülke…" deniliyordu. Posta gazetesi manşetinde haklı olarak sordu: "Bir ayda ne değişti?"
Geçen Pazar yaşananlar Türkiye'de LBGTİ'nin karşı karşıya olduğu sorunlara bir kez daha dikkat çekiyor. Bugün dünyada çoğu Müslüman çoğunluklu 79 ülkede eşcinsellik suç sayılıyor. Türkiye'de 1858'den bu yana suç değil. Ancak eşcinseller evlenemiyor, evlat edinemiyor, askerlik yapamıyor. Karşı karşıya oldukları muhakkak ki en büyük sorun, maruz oldukları yaygın önyargılar, ayrımcılık ve nefret söylemi. Toplumda herhalde başka hiçbir grup eşcinseller kadar kötü muamele ve aşağılanmaya uğramıyor. CHP Bursa milletvekili Aykan Erdemir geçen Eylül ayında TBMM'de yaptığı açıklamada, muhtelif araştırmalara gönderme yaparak, Türkiye'de LBGTİ bireyleri hedef alan ayrımcılığın ve şiddetin giderek arttığına dikkat çekiyordu. AB Komisyonu'nun her yıl yayımladığı ilerleme raporlarında LBGTİ bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılıkla ilgili uyarılarda bulunuyor.
Bütün yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin kabul görmesi, ayrımcılığın son bulması için Türkiye'nin gidecek çok yolu var. 28 Haziran günü CHP ve HDP milletvekillerinin "Onur Yürüyüşü"nde polis müdahalesine el ele tutuşarak direnmeleri, insan hakları ve insanlık onuru için verilen mücadelenin bizde de er geç kazanılacağına dair belki en umut verici işaretti.