Bunu okuyan en az 40 AKP'liye okutsun!

Onlardan olmadığınız, onlar gibi yaşamadığınız sürece varlığınızı tehdit olarak görmeye sürgit devam edeceklerdir.

Salih Tuna/ Yeni Şafak

Çok değil yakın zaman evvel "Bu yazıyı okuyan en az 40 CHP'liye okutsun!" (15 Eylül 2010, Yeni Şafak) başlıklı bir yazı yazmıştım.

CHP'li okurlar muhakkak hatırlayacaktır.

Hani "Kılıçdaroğlu'nu eleştirince sonuna kadar okumadan küfür mailleri döşeniyorsunuz; hiç değilse bu yazıyı sonuna kadar okudunuz, fena mı?!.." demiştim.

Mezkur yazıyı 12 Eylül referandumundan hemen sonraki günlerde kaleme aldığım için şöyle nihayete erdirmiştim:

"Hem Oktay Ekşi'yi, Oray Eğin'i, Can Ataklı'yı veya 'Ablacığımı' okuyorsunuz da ne oluyor? Yüzde 42'den kurtulamıyorsunuz! Biraz da 'yandaş' tesmiye ettiklerinizi okuyun; belki yüzde 58'i görürsünüz..."

Bu yazının ne kadar etkisi oldu bilemiyorum ama o günden bu güne aldığım maillerden anlayabildiğim kadarıyla AK Parti'lilerden çok CHP'li okurlarım var. (Bir kısmının ağzı bozuk ama onlar da düzelecek inşallah.)

Daha evvel de söylemiştim: CHP düşmanı değilim!

Ne de olsa akrabalarım vaktiyle "silme" CHP'liydi. Zamanla her fani gibi onlar da "değişim"den nasibini aldılar. Koca sülalede CHP'li kala kala 90 yaşında bir "pir-i fani" kaldı. O da, CHP'nin başında İsmet İnönü var sanıyor!

Evet, CHP düşmanı değilim. Hatta isterim ki onların da yüzü gülsün, mümkünse iktidar yüzü görsünler.

Bunun için CHP'li okurlarıma sevabıma yardımcı olmaya çalışıyor; Yılmaz Özdil'i, Oray Eğin'i, Ruhat Mengi'yi, Ertuğrul Özkök'ü falan okursanız milim yol alamaz, dahası muhalefette kalmanızın nedenini bile adamakıllı fehmedemezsiniz diyorum.

Aynı şekilde CHP'nin lider kadrosuna da seslenmiştim.

Baykal'a kaç kez bu köşe yazarlarının ağzına bakarsanız muhalefetten kurtulamazsınız dediğimi unuttum.

Peki dedim de ne oldu?

Oktay Ekşi'lerin ağzına bakan Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi. O da tuttu Oktay Ekşi'ye CHP rozeti taktı.

Gerçi sabah akşam bize "yandaş" diyen adamın ne kadar "yandaş" olmadığını göstermiş oldu, da, CHP'ye yazık değil mi?

Törenle rozet taktığı Ekşi'yi öve öve bitiremedi ya, ben en çok da ona yanıyorum!

Hayır yani, "Analarını bile satarlar..." üslubuna mı meftun oldu, "Alçakları tanıyalım" marifetine mi?

İyi o zaman sıra kimde?

"Bidon kafa"da mı?

Yoksa...

"Göbeğini kaşıyan adam" diyende mi?

Bu köşenin müdavimleri bilirler ki, malum köşe yazarları hakkında sadece CHP'yi değil AK Parti'yi de dilim döndüğünce uyardım.

Sakın ola bunların desteğini almak için çırpınmayın; bunların desteğini alan iflah olmaz dedim.

Hafızanıza ne oldu?

Mesut Yılmaz bu zihniyetteki köşe yazarlarının tastamam desteğini alınca kendisini de, koskoca ANAP'ı da bitirmedi mi?

Şimdi yine AK Parti'lilere seslenmek istiyorum:

Ne yaparsanız yapın Bedri Baykam veya M. Yakup Yılmaz'ların "yaşam tarzlarına" tehdit olmaktan kurtulamazsınız.

Kanuni şarap içmezdi denildi diye, "Bunlar içkiyi yasaklayacak!.." dediler.

Türkiye'yi kalkınma hızında değil Avrupa'da ikinci, dünyada birinci de yapsanız; yollarınızın alayı duble olsa; sağlıkta cümle alemin gözlerini kamaştırsanız; demokratik iyileştirmede Avrupa standartlarını yakalasanız ne fayda!

İlk fırsatta bir heykele "ucube" denilmesini bahane edip "Evet, kan istiyorlar. Ve intikam peşindeler..." şeklinde iğrenç bir iftirayı atmaktan imtina etmeyeceklerdir.

Çünkü...

Bu kafanın sahip çıktığı ve gölgesinde ense yaptığı "miras", bu topraklarda "hayat tarzlarına" zulmederek kendini var kıldı.

Varlığınız, onlara, müdahale ettikleri "hayat tarzlarını" hatırlatıyor. Mesela, "Hür Adam"a yaptıklarını...

Ne yaparsanız yapın bunları memnun edemezsiniz.

Onlardan olmadığınız, onlar gibi yaşamadığınız sürece varlığınızı tehdit olarak görmeye sürgit devam edeceklerdir.