Nefes alıp vermek, canlılık alameti.
Kur’an’da: “Andolsun, nefes alıp veren sabaha” ( Tekvir 81/18) buyrulur.
İnsanın sevdiği kimseler vardır. Bunlar yaşadığı ülkenin bir başka yerinde ya da bir başka ülkede olabilir, fark etmez. Hatta onlarla vicahi olarak bir tanışmışlığı bile yoktur, insanın. Ama onlar, yazdığı bir kitap, bir makale, yaptıkları hizmetler yönünden takdir edilirler. Bu şahsiyetlerle aynı çağda yaşamak ve aynı dünyada nefes alıp vermek, ötekine manevi bir mutluluk ve özgüven duygusu aşılar. Onun kaybı, insanda acı yaratır.
İlahiyat Fakültemizin düzenlemiş olduğu uluslar arası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış sempozyumu münasebetiyle yerli ve yabancı dostlarımızla proğram sonrası bir araya geldik. Bu arada bazı arkadaşlarımız şehrimizde bulunan bir gönül insanını ziyaret edelim fikrini ortaya attılar. Adresi belirledik. Bilal Kemikli, Bilal Kuşpınar, Celal Türel hocalarımız ve bendeniz, yola koyulduk Bir de Mahmut Erol Kılıç hocamız vardı, o önceden bir arkadaşıyla randevulaştığı için aramazda olamadılar.
Geç bir vakit olmasına rağmen Dr. A. Selahaddin Hidayetoğlu hocamızı aradık, o da hiç düşünmeden dostlar buyurun, dedi ve gittik. İyi ki gitmişiz. Ben hocamızı gıyaben tanırdım, fakülteden. Dersimize gelmedi ama hep içimde kendisine karşı bir muhabbet var olmuştur.
Geçen yıllarda icra edilen Sadreddin-i Konevî sempozyumuna gelen dostlarla birlikte Mevlana Kültür Merkezinde âyin-i şerife katılmıştık. Törenden sonra arabalarımıza geçtik. Bazı hocalarımız hayli gecikti, bizler de onları beklemek zorunda kaldık. Niçin geciktiklerini sorduğumuzda, Hz. Mevlana’nın 21. batından torunu olan hocamız Selahaddin Hidayetoğlu Bey’le görüştüklerini söylemişlerdi. Gerçekten bendeniz de niye görüşemedim diye çok hayıflanmıştım. Demek ki nasip bu güne imiş.
Hocamızı hane-i saadetlerinde ziyaret ediyoruz. O, bir rahatsızlık geçirmişti. Onu çok iyi gördük. Her halde Çelebiliği, neşesi, manevi hali, naz ve niyaz makamında oluşu sebebiyle Yüce Mevla’mız onu yine sevdiklerine bağışlamıştı. İyi gördük. Neşesi gayet yerinde. Beyefendi tavrı, mü’min olma mahviyatı, heyecanı yerinde. Allah daim eylesin.
Bizleri karşıladığında ilk söylediği şu söz beni çok etkiledi: “Dostlar, burada bir nefes alıp veren var, unutmayın” dedi. O, yaşadığı dört duvar arasından olup biten her şeyi takip ediyor. Benim onunla bu zamana kadar hiç karşılaşıp konuşmuşluğum yoktu. Hep uzaktan görür, yazdıklarını takip ederdim. İlk karşılaştığımız zaman çoktan beri benimle görüşmek, sohbet etmek istediğini söylemesi, benim Konya’ya geliş tarihimi, Ankara’ya gidip geldiğimi, yayınlarımı takip ettiğini öğrenince doğrusu mutlu oldum. Hatta yazdığım yazılar hakkında isimler vererek takdir edici cümleler kullanması memnuniyetimle birlikte beni utandırdı, diyebilirim.
Çoktandır kafamda bir soru vardı. Acaba Hz. Mevlana’nın dindarlığı Konya dindarlığı üzerinde nasıl bir etki yapmıştır? diye. Elbette bunu tespit etmek kolay değil. Mevlana’nın eserlerini, Mevlevi kültür ve medeniyetini, dindarlığını, insana bakışını çok iyi bilmek gerekmektedir. Mevlana dindarlığı konusunda örnek bir prototip ararsak işte bir Çelebi. Konuşması, zihin dünyası, edebi, mahviyatı, Allah, peygamber sevgisi, ufuk genişliği, hoşgörüsü, kuşatıcı bir İslam algısı ve anlayışı… Bize Mevlana’nın dindarlık anlayışı konusunda bütün bu yönleriyle bir fikir verebilir, bir örnek oluşturabilir değerli hocamız.
Ben hocamızın engin bilgi dünyasını, Mevlevi kültürü alanında zengin birikimini, tanısın tanımasın memleket ve insanlık için bir şeyler üreten insanları takdir etme ahlakını büyük bir erdemlilik olarak gördüm.
Çaylar demlendikçe, Fuzuli’den, Şeyh Galip’den yola çıkılarak demlenen sohbetler muhtelif makamlarda ilahiler, kasideler de koyulaştı. Hocamız bizlere yazmış olduğu kitaplar hediye etti. Her zaman kapısının açık olduğunu ifade etti. Onu her haliyle iyi gördük. Bunda mutlaka Hz. Mevlana’nın inanç ve düşünce dünyasının etkisi vardır, diye düşünüyorum. Çünkü o tasavvufu, sıkıntı anında gönlün ferahlık hissetmesi olarak tanımlıyor. Onda da böyle bir ruh buldum.
Allah, hiç kimseyi dostlarından ve sevenlerinden eksik etmesin. Hocamıza sağlıklı uzun ömürler niyaz ederken, onunla aynı çağda nefes alıp vermemizden dolayı, bir defa daha Yüce Allah’a şükürler olsun, diyorum.