Şeker, yeni açılan ‘Değirmencilik’ bölümünün kontenjanında boşluk olduğunu belirterek “Ek kontenjan döneminde Değirmencilik bölümünün de dolacağını düşünüyorum. Sanayicilerimizden bu bölüm mezunlarına yoğun talep var” dedi
Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker önemli açıklamalar yaptı:
-Bu yıl lisans ve önlisansta 6 binin üzerinde öğrencimiz var. Lisansüstü ise Ekim’de netleşir, onlarla birlikte yaklaşık bu yıl bize katılan öğrenci sayımız 10 bin civarında olacak.
-Genelde boş kalan bölümler meslek yüksek okulları ve bu Türkiye'de ciddi bir sorun. Bundan dolayı bazı önemli programlar da zarar görüyor.
-Bu yıl Değirmencilik diye bir alan açtık. Bu bölüme çok büyük bir talep bekliyorduk. Çünkü ilk kez açılmıştı ve bursluydu.
-Değirmencilik bölümünün ek kontenjan döneminde dolacağını düşünüyorum. Sanayicilerimizden bu bölüm mezunlarına yoğun talep oluyor.
-İlahiyat Fakültesi içerisinde Arapça sınıfı açtık. Dersler tamamen Arapça okutulacak. Yabancı öğretmenler de olacak. Karma bir yapı ile 40 kişilik bir sınıfta ilki gerçekleştireceğiz.
-Kampüs alanında Konya'ya güzel bir cami inşa etmek üzere çalışmalarımız sürüyor. Ulaşım sorunu olmayan, 12 bin kişi kapasiteli bir eser olacak.
'Erbakan' ismini Konya kabullendi mi?
Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker üniversitedeki gelişmeleri ve yeni projeleri gazetemize değerlendirdi.
'Necmettin Erbakan ismini Konya'nın kabullendiğini' ifade eden Şeker, "karşı çıkanlar azınlıkta ve siyasi olarak eleştiri yapılmasını doğru bulmuyorum" dedi. 'Konya'da 66 ülkeden 700'e yakın öğrencinin olduğunu söyleyen Şeker, "biz kendi kültürümüzü de yabancılara öğretiyoruz" dedi. Muzaffer Şeker, bir de yeni protokolle öğrencilere burs müjdesi verdi.
-Necmettin Erbakan Üniversitesi ismini Konya kabullendi mi?
Biz de bir sıkıntı yok. Şunu belirtmekte fayda var. Konya Üniversitesi de sıcak karşılanmıştı. Şehir Üniversitesi olması hasebiyle toplumdan destek görmüştü. Sadece Konya değişmedi. Bülent Ecevit isminin Zonguldak'ta değişmesiyle şekillendi. Bizde de Konya Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değişti. Bunlar kanuni düzenlemeler. Devletin aldığı kararlar. Mesela Rize, Sayın Cumhurbaşkanı'nın talebiyle alınmış bir karar değildir. Vatandaştan gelen bir teklifle yapılmış olan bir şey. Aynı şekilde Abdullah Gül Üniversitesi, Abdullah Bey'den gelen taleple o şekilde isimlendirilmedi. Sevenlerin talebiyle ortaya çıkan bir üniversite. Benzer şekilde de Necmettin Erbakan, Konya için değerli bir isim ve aynı zamanda da akademisyen. Biz kendisine 'hoca' diye hitap ediyoruz. Bu bağlamda da çok yadırganmadı. Karşı çıkanlar da oldu, bu çıkışlar da "neden Erbakan oldu?" diye değil mesela "neden bir başka isim olmadı ya da neden Alparslan Türkeş ismi hiçbir üniversiteye verilmedi?" şeklinde eleştirilerdi. Bu eleştiriler çok azınlıkta... Kaldı ki, bir yere sokak ismi arasanız bile buna bile eleştiriler gelir. Zaten bu isim kararı da devletin aldığı bir karardır. O yüzden de zamanımızı bu eleştirirlerle geçirmemiz doğru değil, biz işimize bakacağız.
-Efendim yerleştirmeler tamamlandı. Bu yıl kaç öğrenci aldınız?
Bu sene lisans ve önlisans olarak 6000'in üzerinde öğrencimiz var. Lisanüstü ise Eylül ya Ekim ayında netleşir, onlarla birlikte yaklaşık bu yıl bize katılan öğrenci sayımız 10 bin civarında olacak. Toplamda ise 35 binin üzerinde öğrenciye sahip olmuş olacağız.
- Sayın Rektörüm NEÜ çok hızlı büyüdü değil mi?
Maalesef... Maalesef diyorum çünkü bu büyüme, sorumluluk ve zorlukları da beraberinde getiriyor.
-Ek kontenjan ya da boş olan alan kaldı mı?
Lisans ve önlisansta 500 kadar kayıt yaptırmayan öğrenci var. Genelde boş kalan bölümler Meslek Yüksek Okulları ve bu Türkiye'de ciddi bir sorun. Bundan dolayı bazı önemli programlar da zarar görüyor. Örneğin biz bu yıl Değirmencilik diye bir alan açtık. Bunda çok büyük bir talep bekliyorduk. Çünkü ilke kez açılmıştı ve bursluydu. Çocuk hem iki yıl okuyacak ve iki yılın sonunda iş sahibi olacak. Konya Sanayisi ile angajmanları, anlaşmaları yapmıştık. Bizim beklediğimiz doluluğu yakalayamadık. Programı biraz da gecikmeli de açtık, ondan da kaynaklanıyor olabilir. Özellikle meslek olarak edinmek ve hemen para kazanmaya başlayacak kardeşlerimiz varsa 'Değirmencilik' bölümünü tavsiye ederim. Çünkü bu alanda sanayicilerden talep var. Biz bu programı kendimiz açmadık, Konya Borsası ve Değirmenciler Odası'ndan gelen talep üzerine açtık ve kendileri bu programı finansal olarak da destekleyecekleri sözünü verdiler ve protokol imzaladık. Özellikle arkadaşlarımız bu tür programları iyi takip etmeliler. Lüzumsuz bir programa giderek iki kaybetmek yerine yeni açılan ve gelecek vadeden alanlar takip edilmelidir diye düşünüyorum. Ek kontenjanda 'Değirmencilik' programının da dolacağını ümit ediyorum.
-Necmettin Erbakan Üniversitesi bu yıl kaç mezun verdi?
3250 mezun verdik. Bunun çoğunluğu da lisans mezunu. 120 civarında lisansüstü, tezli ve doktoralı mezunlarımız var. Önlisansta ise 440 civarında mezun verdik. 2670 lisans mezunumuz var ve bunların çoğunluğu öğretmen adayı olan Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'nden mezun olan genç kardeşlerimiz... Yine Seydişehir Ahmet Cengiz Mühendislik Fakültesi'nden de bu sene ilk kez 28 öğrencimizi mezun etmiş olduk. Yine İlahiyat Fakültesi 250 mezunla önemli bir yer tutuyor. Meram Tıp Fakültesi'nde diploma töreninde 183 öğrencimiz vardı ama onlarda güz dönemi, yaz dönemi fark ediyor, stajlardan kalanlar vesaire gibi nedenlerden dolayı gecikmeli mezunlar olabiliyor.
-Mezun edilen öğrenciler iş hayatına atılmasında Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin katkısı ve referansı nedir?
Sağlık alanındaki istihdamları Sağlık Bakanlığı ve özel sektör yürütüyor. Sağlık alanındaki istihdam açığı nedeniyle de çok kolay iş bulabilirler. Öğretmenlikle de ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı KPSS üzerinden öğretmen adayı alıyor. Şükürler olsun, bizim Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi mezunu öğrencilerimizin KPSS'deki gösterdiği başarı çok iyi bir yerde. Türkiye genelinde ikinci sırada. Bu anlamda biz mezunlarımızın bizim referansımıza ihtiyaçları kalmadan kendi referanslarıyla iş bulabildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye artık eski Türkiye değil. Devlet artık referansla eleman alımını en aza indirdi. KPSS var, ALES var, YDS var... Dolayısıyla birçok şey standardize haline geldi. Biz akademisyen alımlarımızda da internet ortamından ve şeffaf olarak gerçekleştiriyoruz.
-Yeni açılan ya da açılacak bölümler var mı?
Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki, önceden üniversiteler istediği alanları istediği istediği bölümleri açabiliyordu ama ortaya çıkan tablo mezunların durumu ve eğitim kalitesi YÖK'ün müdahalesini gerekli kıldı. Hatırlarsanız YÖK dedi ki, Tıp Fakültesine gidecekseniz şu puanın ya da Hukuk Fakültesi'ne gidecekseniz şu puanın üzerinde olmak zorundasınız. Yoksa tercih etmeyin. Bunlar kalite standartları çerçevesinde YÖK'ün ortaya koyduğu alt sınırlardı. Önümüzdeki yıllarda benzer uygulamaları başka alanlar için de yapacak. YÖK bu arada bir uygulamam daha başlattı. Kalite ve tercih görmediği bazı alanları kapatıyor ya da kapatma tavsiyesinde bulunuyor. Türkiye meslek odaklı bir şekilden kurtulmadır. Özel sektör mantığını göz önüne getirin. 'Bana şu özelliklere sahip eleman lazım' der ve o yönde personel alımı yapar. Artık üniversiteler de buna yönelik çalışma yapması lazım. Açıkçası bu konuda da çıta yükseliyor. Geçmişi hatırlayalım, ilkokul 3 yıldı ve 3 yıllık ilkokulu bitiren birisi eğitim verebiliyordu. Sonradan bu beş yıla çıkarıldı. Daha sonra ise öğretmen okulları, derken zamanla nitelikli eğitim zorunlu hale geldi. Üniversiteler de kendini yenileyerek daha nitelikli hale getirmelidir. Bu bağlamda biz İlahiyat Fakültesi içerisinde Arapça sınıfı açtık. Dersler tamamen Arapça okutulacak. Yabancı öğretmenler de olacak. Karma bir yapı ile 40 kişilik bir sınıfta ilki gerçekleştireceğiz. Yine Beslenme ve Diyetetik programı açtık. 60 öğrenci aldık. Türkiye'nin çok ciddi ihtiyacı olan ve Konya'da bir ilk, sağlık alanında Fizyoterapi programı açtık. Sanat Tarihi, bu sene öğrenci aldığımız programlardan. Sanat Tarihi hocalarımız bu sene bir ilki gerçekleştirerek yabancı hocaların da katkısıyla İngilizce çalışma yapacaklar. 'Selçuklu ve Osmanlı Dönemine Ait İslamic Sanat' başlıklı özel bütçeli bir çalışmadır bu. Çalışmayla Konya'daki Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserleri yerinde ve uygulamalı olarak göstermiş olacağız. Hem Türkiye'den hem de yabancı ülkelerden buna talep var, öğrencilerimiz var. Çok başarılı bir program olarak bu yaz döneminde devam ediyor ve faydalı bir program olacak.
-Üniversitede kaç yabancı öğrenci var?
66 ülkeden 700 civarında öğrencimiz var. Biz bunlara hem dil öğretiyoruz hem kültürümüzü öğretiyoruz hem de mezun edip meslek sahibi yaparak ülkelerine göndermiş oluyoruz.
-130 bin öğrenciyi Konya kaldırabilecek mi?
130 bin öğrencinin tamamı Konya merkezde değil, 45 bine yakını ilçelerde. Bu öğrencilerin meslek sahibi olup çalışan iş güç sahibi olanları da var. Bunlar kendi aile hayatlarını kurdukları için bunları da devre dışı bırakmak gerekiyor. Dolayısıyla Konya'da bu bağlamda, lisans ve lisansüstü okuyan 35-40 bin civarında bir öğrenci var. Bizim misafir etmiş olduğumuz gerçek sayı bu. Yine bazıları akrabalarının yanında kalıyor ya da zengin aile Konya'da stüdyo daire alıp Konya'da okuyor. O zaman düşündüğümüzde Konya'da ciddi anlamda yurt açığı yok. Çünkü alternatif çok fazla. Kredi Yurtlar Kurumu çalışıyor, özel sektör ve cemaatler bu konuda yine çok aktif.
-NEÜ olarak yeni projeleriniz var mı?
Öğrencinin ve akademisyenin ibadet ihtiyacını da karşılamak gerekiyor. Bunun yanında sosyal aktivite alanlarını hazırlamak da üniversitenin görevleri arasındadır. Kaldı ki, kampüs diyoruz, birçok ilçeden daha büyük bir nüfusa sahip. Bütün bu çalışmalar da master palanında yer alıyor. Cami de master planında var. Bu arada Meram Belediye Başkanı Fatma Hanım'a teşekkür etmem lazım. Bir hayırseverimiz de bize başvurdu ve bu bağlamda da protokol imzaladık. Konya'ya güzel bir cami inşa etmek üzere kısa sürede kazmayı vuracaklar. Alan çok güzel, Konya'nın merkez cami ihtiyacını karşılayacak olan, ulaşım sorunu olmayan, 12 bin kişi kapasiteli bir eser olacak.
-Köyceğiz Kampüsü'ndeki ulaşım sorunu çözüldü mü?
Ben öğrenci kardeşlerimin en güzel şartlarda okumasını arzu ederim. Bazı şikayetler dikkate alınacak şekilde olmuyor. Mesela yılda bir ya da iki kez buzlanma olabiliyor. Bundan şikâyetçi olan kolay şehir hayatıyla yetişmiş bazı gençlerimiz çıkabiliyor. Lakin, bu ülkede kilometrelerce yol yürüyerek okumaya çalışanlar da var. Biz buzlanma zamanlarında özel durumlarda minibüslerle kardeşlerimiz yukarıya taşıyoruz. Şu andaki yol kalıcı değil belediyenin geçici olarak açtığı bir yol. Büyükşehir Belediyesi yeni bir çalışmayla mutabık kaldığımız yolu ya da alternatif olanını da yapmış olacağız.
-Öğrencilere başka müjdeleriniz var mı?
Şöyle ki, önümüzdeki günlerde Necmettin Erbakan Üniversitesi ile Erbakan Vakfı arasında bir protokol imzalıyoruz. Aslında imzalar şimdiye atılmış olacaktı ama ilgili vakfın mütevellisinden bir ismin rahatsızlığı sebebiyle imza birkaç ay sonraya ertelemiş olduk. Bu protokol öğrencilere bir nevi müjde olacak. Çünkü Erbakan Vakfı bu protokol gereği çok sayıda öğrenciye burs verecek. Ayrıca yine protokol gereği Erbakan gibi bir 'değeri' de yeniden tanımış olacak, tarihe de ışık tutacağız.
Röportaj M. Ali Elmacı