Bir insan yaşam boyunca neler yapar?
Bir insanın akılda kalan kaç şeyi vardır mesela?
Belki de şairin dediği gibi “Hoş bir seda bırakmak” yeterlidir şu fani dünyada ne dersiniz?
Öyle önemli şeylerin mucidi olmadan, büyük sosyal devrimlerin lideri olarak anılmaya çaba sarfetmeden de “önemsiz” insanlar olarak yeryüzü maceramız sona erebilir.
“Büyük devrimler” yerine “küçük iyilikler” yaparak da pekala insanlık maceramızı sürdürebiliriz.
İlla ki kerli ferli adam olmak, dünyayı bir sözümüzle titretmek zorunda değiliz…
Sizin adınızı duyanların “nidalar” atarak kendisinden geçmesine de gerek yok..
Kimsenin “müridi” ya da “mürşidi” olmadan, kimsenin “fanatiği” olmadan da var olabiliriz…
Kendimiz olabiliriz mesala…
Yalnızca kendimiz…
Kimseye “müdana” etmeden Allah’ın yarattığı en güzel varlık olarak “adem” olarak yeryüzü maceramızı tamamlayabiliriz…
“hiçlik” makamında da “çok” olabiliriz…
Dünyada “önemsiz” ve “iyi” adamlar olarak da “Hoş bir seda” bırakabiliriz.
İyi bir baba, iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir çocuk…
İşini doğru yapan bir memur, dürüst bir esnaf…
İşçisinin alın terinin hakkını veren bir iş adamı…
Fikri namusu olan bir yazar…
Bu iyi ve önemsiz adamlar belki tarihin yaldızlı sayfalarında yer almayacak…
Bu anne babaların, bu yazarların, bu işadamlarının, bu memurların bu esnafın adını sanını kimse bilmeyecek…
Kimsenin bu iyi, dürüst, namsulu adamlardan haberi olmayacak…
Ama dünya hayatı denen şey illa ki “önemli” ve “anılan” adam olmak anlamı taşımaz...
Hatta bu önemsiz ama iyi adamların üzerinde yükselir insanlığın “kutlu” macerası…
Bu önemsiz ve iyi adamlar sayesinde kurulur sağlıklı toplumlar…
Bu önemsiz ve iyi adamlar sayesinde toplumsal inkişaf sağlanır…
Bu önemsiz ve iyi adamlarla barış gelir dünyaya…
Bu önemsiz ve iyi adamlar üzerinde kurulur medeniyetler…
Bu önemiz ve iyi adamların sabır ve itidalleriyle aşılır en zor süreçler…
Bu önemsiz ve iyi adamlar “saf” duygularımızın sözcüsü olurlar çoğu zaman…
Bu önemsiz ve iyi adamlar İnsanlığa konformizmi değil muhkim alanları gösterirler…
Bu önemsiz ve iyi adamlar fevrilikle, racon kesmeyle değil, sessiz ama vakur bekleyişle “zaman her şeyin ilacıdır” sözünün ne kadar doğru olduğunu gösterirler bize…