Çabamız spor için…

Başlamak yapılacak eylemin ilk adımıdır. Bu adımı nasıl, niçin, ne zaman, nerede atacağını iyi bilmek buna göre davranış geliştirmektir. Hepimizin toplumsal yaşamda ilk deneyimleri vardır. Bu ilkler genelde sevinçli ve mutluluk getiren eylemlerdir. Örnek ise çocuk yürümek için ilk adımı öğrencinin okula gittiği gün önemlidir insan yaşamında. Ama sadece önemli olanlar bunlar mıdır? Hayır. Toplumda hepimizin bilerek ya da bilmeyerek bazı görevleri üstlendiğimiz bunu yerine getirip getirmediğimiz ise tam anlamıyla ortaya çıkmamaktadır.İnsanın toplumsal yaşamında sorumlulukları olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Ama ne yazık ki bu sorumluluk bilincinin gereğini yerine getiremiyoruz. İnsan doğumdan ölüme geçen bir yaşam sürecinde büyük kazanımlar elde ediyor. Ama bunları nedendir çevresine ya da topluma aktaramıyor. Bu kazanımlar başka kazanımlar ile güçlenmeden yok oluyor. Toplumumuzun paylaşmaya çok ihtiyacı var. Paylaşılmazsa zorluk azalır. Paylaştıkça mutluluk, sevgi çoğalır güçlük yok olur. Toplum belli konularda yönlendirilmeli ki o konuda bilinçli yaklaşımlar, eleştiriler tabiki de özeleştiriler yapılsın. Hatta karşı çıkış muhalefet olsun ki denetim kendiliğinden yapılsın.Bunlar nasıl olur? İster taraf olalım, ister karşıt ama konuda bilgi sahibi olmalı hem görüş hem de karşı görüş çıkartabilelim. Köşemizde genelde spor yorumları yazmaya çaba göstereceğim ancak toplumsal bilincim gerektiriyorsa çizmeyi aşmadan bilgi sahibi olduğum güncel yazıları siz kıymetli okurlarımla paylaşacağım.Günler çabuk geçti, yeni bir dönem başlıyor. Türkiye Süper Futbol Ligi tüm heyecanıyla geçmişin tüm izlerini silerek seyirci ile buluşacağı günü bekliyor. Dileriz ki burada sıralamak istemediğimiz kirlilik, yerini sporun özüne yakışır biçimde dostluk, kardeşlik ve barışa bıraksın. Futbol dünyada tamamen sanayi haline gelmiştir. Tüm dünya devleri aldıkları sporculara yüklü ödemeler yapmalarına karşın kurumsallaştıkları için bu giderleri çok çabuk geri döndürmesini biliyorlar. Ne yazık ki ülkemiz bu konuda bazı örnekler haricinde büyük döviz kaybına uğramaktadır. Bakın Brezilyalı futbolcuya dünyanın her ülkesinde oynuyor ve ülkesine döviz kazandıryor. Hepsi gerçek bir yurtseverlik örneği gösteriyorlar. Evrensel bir kavram olan sporda elbet bu gidiş gelişler olacak. Zaten ırkçı düşünmeden ama kendi özkaynaklarını yani sporcularını da kullanarak bu olgunun içinde yer alacaksın. Türkiye Süper Ligi’nde takımlarımız kendi ekonomik güçleri ve de futbol anlayışları çerçevesinde yeni soprcular alıyorlar. Amaç daha başarılı olmak, seyir zevki yüksek bir takım sunmak seyircisine. Güç dengesi olmayan ancak sürpriz sonuçların yaşanacağı bir sezon bizi bekliyor. Bakınız Fenerbahçe’ye milyon dolarlık transferleri gözünü kırpmadan yapıyor. Öbür yanda kaynağı olmayan ama var olma adına çaba gösterecek takımlar. Takımlarımız kendi yetiştirecekleri sporcuları sırtını dönmeden popülist bir alt yapı anlayışını bırakarak gerçek, üretken bir düzenek kurulmalı. Ama evrensel anlayıştan uzaklaşmadan bu karışım sağlanmalıdır. Ülkemizin insan kaynağı son derece olumludur futbol için. Meslek etiği içinde çalıştırıcılar yüreklerini ortaya koymalıdırlar. Sporcu ilk başladığı günden bugüne gelinceye kadar geçirdiği evreleri hazmederek ilerlemeli. Sonuçta büyük paraların harcandığı yabancıların star kabul edilip kendi yurttaşlarımızın ikincil kalmamaları için çok çaba göstermeliyiz. Tüm takımlarımız lig başlarında başarılı olmak için çalışıyorlar. Meslek kazanımlarını sahaya yansıtmaya çalışıyorlarsa da burada çok başarılı olup olmadıkları tartışılabilir. Futbol sadece para için oynanmamalı. Ülkesini, takımını ve kendini formasını düşünerek çalışmalıdır. Bakıyoruz bundan yoksun uluslar sporda daima geriye düşüyorlar. Diğerleri ise bir ekol olma yolunda ciddi adımlar atıyor. Günlerin daha güzel daha mutlu ama ilerlemiş bir spor ve futbol getirmesi çabalarımız olacaktır.