ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'ya, dünyanın dört bir yanından gelen gönüllü 120 öğrenci, nesli tükenme tehlikesi olan caretta carettaların varlıklarını sürdürmesi için yürütülen "Deniz Kaplumbağalarını İzleme ve Koruma Projesi" kapsamında dört ay boyunca kaldıkları çadırlarda "yaşam" nöbeti tutuyor.
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) Başkanı Ali Fuat Canbolat başkanlığında hazırlanan ve Belek Turizm Yatırımcıları Birliği (BETUYAP) ile Mavi ve Orta Anadolu gruplarının destek verdiği projeyle her yıl Belek Turizm Merkezi'ne gelen 100'ü Türk, 20'si yabancı uyruklu gönüllü, dört ay boyunca carettaların yumurtlama sahalarını koruyor.
BETÜYAP'ın arazisinde çadırlar ve prefabriklerden oluşan yaşam alanında kalan gönüllüler, yumurta bırakma döneminde gece gündüz sahilde nöbet tutuyor. Tüm gözlerin gün boyu üzerlerinde olduğu yuvaları tek tek işaretleyen gönüllüler, kaplumbağalarının gece yarısı denizden çıkıp yuva yapmasına, yumurtlamasına, yavruların denizle buluşmasına şahit oluyor.
İnsanların yuvalama alanlarında oluşturduğu sıkıntılara müdahale eden gönüllüler, kumları kazıp yuvalardan yavruların da çıkmalarını sağlıyor.
Projenin başladığı 1998'de 400 yuva bulunan Belek Turizm Merkezi'nde yapılan çalışmalar ve iklim değişiklikleri dolayısıyla bu sayı 2 bin 500'lere kadar yükseldi.
- "Burası çadır kent gibi oluyor"
EKAD Başkanı Ali Fuat Canbolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hazirandan eylül sonuna kadar gönüllü öğrencilerin çadırlarda ve prefabriklerde konakladıklarını söyledi.
Alanı çadır kente benzeten Canbolat, "Bir çok arkadaşımız ailesinden ilk defa koparak buraya geliyor. Buradan da ciddi kazanımlarla dönüyor. Genelde 19-23 yaş arasındaki arkadaşlar geliyor. Arkadaşları tatildeyken gönüllülerimiz, doğanın korunması için emek sarf ediyor. Bir hayvanın neslinin sürmesine yardımcı olmanın mutluluğunu yaşıyor, buradaki tecrübeleriyle öz güven kazanıyorlar." ifadelerini kullandı.
Proje asistanı Kerem Yekta Atatunç ise projeyi gönüllüler sayesinde yürüttüklerini dile getirdi. Gönüllülerin tatil imkanlarından, ailelerinden, arkadaşlarından feragat ederek aralarına katıldığını vurgulayan Atatunç, "Kamp ortamında yaşıyoruz. Günlerinin çoğu arazide geçiyor. Bunu 'yaşam nöbeti' gibi değerlendirebiliriz. Eğlenceli ve yorucu bir ortamda büyük bir tecrübe edinerek geleceklerine yatırım da yapmış oluyorlar." dedi.
- "Amacımız carettaların neslinin korunmasını sağlamak"
Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğrencisi Nazlıcan Türkmen ise iki yıldır Belek'e geldiğini söyledi. Kaldığı çadırda her sabah 04.30'da uyandığını anlatan Türkmen, çıktıkları arazide yavruları bulup verileri topladıklarını, öğle saatlerinde kampa döndüklerini belirtti.
Yavruların insan kaynaklı engellerden dolayı çıkamadığı anlarda kendi yardımlarıyla denize ulaşabilmesinin mutluluk verici olduğunu aktaran Türkmen, "Hayvanları çok seviyorum. Nesli tükenen bir hayvanın yaşamını sağlayabilmek, onu denize ulaştırmak çok güzel. Ailem ve arkadaşlarım bana büyük destek veriyor. Bazen 'Nasıl erken uyanabiliyorsun?' diye soruyorlar. Hayvanlara olan aşkımızdan dolayı sıkıntı olmadığını söylüyoruz." diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü öğrencisi Aziz Orhan Uysal ise üniversitenin yemekhanesindeki duyuruyu gördükten sonra kampa gelmeye karar verdiğini söyledi. İki yıldır Belek'te gönüllü çalıştığını vurgulayan Uysal, "Amacımız carettaların neslinin korunmasını sağlamak. Büyük bir özveriyle bu görevi gerçekleştiriyoruz. Carettaların yuvadan çıkışları büyüleyici. Bazen aynı anda hem mutluluğu hem hüznü yaşıyoruz. Yavrular çıkarken martılar geldiğinde çocuğunuza saldıran birisi geliyormuş gibi hissediyor, korkuyorsunuz. Martıları uzaklaştırdıktan sonra denizle buluşmalarını görmek büyük mutluluk." ifadelerini kullandı.
AA