Çanakkale Ruhu…

Mustafa Yiğit

Çanakkale yalnızca Anafartalar’da, Arıburnunda destan yazan Mehmetçiğin kazandığı muharebelerden bir muharebe değildir. 

Çanakkale, Viyana’dan bu yana ricat eden bir milletin yeniden şahlanışıdır, emperyalizme verdiği en muhteşem cevaplardan biridir. 

Çanakkale bu milletin ve devletin bekasının süreceğinin  Seyit Çavuş’un sırtında Conkbayır’ını aşarak dünyaya haykırışıdır…

Çanakkale göğe yükselen 57.  Alayın adını tarihe kazıyan iradedir…

Çanakkale, liselerinden üniversitelerinden “Allahü Ekber” nidalarıyla cepheye koşan, muharebe meydanlarında “bir hilal uğruna güneşler gibi” toprağa düşenlerin adıdır.

Çanakkale,  Mustafa Kemal Atatürk’ün  Anafartalar kahramanı olarak, Kazım Karabekir, Fahrettin Altay gibi milli mücadele kahramanlarının daha sonra yazacakları destanın ilk provasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Çanakkale gibi tertemiz bir imandan doğmuştur. 

 Çanakkale Oğuzlardan, Selçuklu’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya  uzanan Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresinin yeniden dirilmesidir…

Osmanlı İmparatorluğu son bulurken Çanakkale gibi bir zaferle son bulmuştur ki, bu son buluş hiçbir imparatorluğun tarihçesinde yoktur. 

Çanakkale,  Türk’ün adı sanı, şanı yeniden ve bir daha akıldan çıkmamak üzere tarihe altın harflerle kazınmıştır.

Çanakkale ruhu denilen şey bir söylence bir masal değildir.

Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk bu ruhu şöyle anlatır;  “Karşılıklı siperler arası 8 metre, yani ölüm kesin. Birinci siperdekilerin hepsi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerlerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğuk kanlılıkla biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur' an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale savaşlarını kazandıran bu yüksek ruhtur.”

İşte bu ruh ki, 600 yıllık İmparatorluk  düşerken bile muhteşem bir zaferle   bu düşüşü taçlandırmıştır.

İşte O ruh, bugün yaşayan her Türk ferdinin dedesinden sirayet eden ve böyle bir destan yazılması gerekiyorsa yeniden torunlarında neşet edecek ruhtur. 

 

Çanakkale ruhunun, Malazgirt’te, Kosova’da, Varna’da nasıl kükrediğini, tekbir sesleriyle nasıl yankılandığını kimse unutmasın…

Ne kadar, horlansa, ne kadar hırpalansa, ne kadar körelense de O ruh’u içimizden kimse alamaz.

O ruhun bu millette hala dipdiri durduğunu bu milletin üzerinde hesapları olan kimse aklından çıkarmasın… O ruhu bizlere aktaran, Çanakkale’yi geçilmez kılan  tüm şehitlerimize Allah Rahmet eylesin…