TBMM (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmasına ilişkin tasarıya yönelik eleştiriler üzerine, "Bu mekan getirdiğimiz tasarıda şimdiye kadar olmadığı kadar mutlak bir koruma altına alınmaktadır. Hem tasarı hem tasarının atıf yaptığı kanunlar bakımından hiçbir şekilde tarihsel kimliği zedelenmeyecektir" dedi.
Çelik, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı'nın görüşülmesi sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Çelik, buranın milli park olmakla sahip olduğu tüm kazanımların, bütün korumaların aynen devam edeceğini ifade ederek, "Buradaki temel yaklaşım gerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı gerek Milli Savunma Bakanlığı ve gerekse başka bir bakanlığın burada herhangi bir yetkisi varsa, bu yetkilerin bu bölgenin tek elden yönetilmesi amacına matuf olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yönetilmesi" dedi.
Konuya ilişkin yapacakları çalışmaları anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Bu tarihi alanın tarihsel kimliğine, oradaki şehitlerimizin bize bıraktığı mirasa uygun olarak yeniden diriltilmesi. Milletimiz bu büyük savaştan bütün dünyaya barış mesajı veren bir organizasyon çıkarmıştır. Ülkemizi işgal etmeye gelen o günün düşman kuvvetlerinin bugün torunlarıyla birlikte bir barış projesine imza atmıştır. Bugüne kadar olan etkinliklerin bundan sonra daha da artarak daha da büyüyerek devam etmesi. Hem bizim tarafımızda olan hem karşı tarafta olan kişilerin bugün dünyada yayıldığı ülkeler yaklaşık 39 ülkeye tekabül ediyor. Bu 39 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını çağırarak, her yıl anma törenleri düzenlenmesi."
Çelik, artık planların tek bir elden yapılacağını vurgulayarak, milli park çerçevesinde yapılan planların bu düzenlemeye uygun olanlarının devam edeceğini, düzenlemeyle çatışan taraflarının revize edileceğini bildirdi.
Gerek Milli Savunma gerekse Orman ve Su İşleri bakanlıklarının yapmayı düşündüğü bütün işlerin tek elden bu başkanlık tarafından yürütüleceğine işaret eden Çelik, "Getirdiğimiz düzenlemenin esası burayı çok başlılıktan kurtarmak, tarihsel kimliğine uygun olarak yeniden diriltmektir" diye konuştu.
- Alan kılavuzları
Çelik, o bölgede, milli parklarda görev yapan "alan kılavuzları" ile ilgili yaklaşımlarını da anlatarak, bunlar içerisinde hem yeterli olanların hem de belirli yeterliliğe sahip olmayanların bulunduğunu söyledi.
"Kategorik olarak bunlar aynen istihdam edilecek ya da kategorik olarak bunlardan bundan sonra faydalanılmayacak" gibi bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Çelik, bunlar içerisinde yapılacak belirli bir standardı tutturma çerçevesinde sınavı geçenlerin bu bölgede değerlendirileceğini, sınavı geçemeyenlerin değerlendirilmeyeceğini söyledi. Çelik, "Burada tarihsel bilgilerin doğru, eğitimlerinin yeterli ve anlattıklarının tarihsel gerçekliğe uygun olması önemli. Oraya gelenlerin doğru bir şekilde bilgilendirilmesi bakımından bir yeterlilik sınavına tabi tutulacaklardır. 'Ama hepsi aynı görevine aynen devam edecek' diye bir şey yok veya 'hiçbirinden faydalanılmayacak' gibi bir şey de yok" şeklinde konuştu.
- "Burası hepimizin ortak değeri"
Çelik, konuşmalar sırasındaki buranın herhangi bir şekilde ranta açılıp açılmadığı ve dünyaya verdiği barış mesajının yok edilip edilmediği ifadelerini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Burası hepimizin ortak değeri ve ortak hassasiyetle üzerinde bulunduğumuz bir mekan. Getirdiğimiz tasarıda şimdiye kadar olmadığı kadar mutlak bir koruma altına alınmaktadır bu mekan. Hem tasarı hem tasarının atıf yaptığı kanunlar bakımından hiçbir şekilde tarihsel kimliği zedelenmeyecek şekilde mutlak koruma altına alınması bu tasarıyla gerçekleşmektedir.
Buranın barış mesajı verme kimliğinin zedelendiğine dair iddialar dile getirildi. Bu iddiaların tasarıda ve bizim yapmayı planladığımız işlerde bir karşılığı yok. Şunu da unutmamak gerekir ki burada milletimiz o günün şartlarında uluslararası bir saldırıya uğramıştır. Bu saldırının neticesinde milli ruh şahlanmıştır, burası savunulmuştur ve bu büyük millet kendisini işgal etmeye gelen kuvvetlerini mağlup edilmesinden sonra bunu bir kin davasına dönüştürmemiştir. Buradan bütün dünyaya barış mesajı çıkaracak bir işbirliği ortaya koymuştur. Dün savaştığı düşmanlarının torunlarıyla bugün bunu kutlamaktadır. Dolayısıyla barış mesajı verme kimliğinin zıttı olarak hemen şovenizm propagandası yapılacak şeklindeki yakıştırmalar hiçbir şekilde doğru olmaz. Burada tarihsel olay neyse doğru bir biçimde bu ülkenin çocuklarına anlatılacaktır. Buradan bütün dünyaya barış mesajı vereceğiz."
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de bugün AYM'nin Balyoz davasıyla ilgili olarak "hak ihlalinin olduğuna" karar verdiğini belirterek, "AYM'nin oy birliğiyle vermiş olduğu hukuku yücelten bu kararı nedeniyle gerçekten mutluyum. AYM'yi, başkan ve üyelerini kutluyorum" dedi.