Çarmıh ne? diye sordu.
Durup dururken. Kendi çadırımıza çekilmek üzereyken.
Misafirdik kervana. Onlar hala yeme içmedelerdi. Eğlenenler de vardı bir yandan. Birbirlerini önceden tanıyanlar da vardı. Kervanda bir araya gelenler de. Kervancıbaşı sadece duruma nazar ediyordu. Kendi halindeydi. Bize de iyi davranmıştı. Geceyi geçirmek için yer bile gösterdiler.
Çarmıh,bildiğim kadarıyla Farsça bir kelime dedim. Anlamı dört mıh. Çarmıha gerilmek cümlesinden çıkardım. Dört yerinden çiviliyorlardı insanı. Hz İsa(as) dan biliyorum. Spartaküs filmini de seyretmiştim. Orada da filmin sonunda ayaklanan tüm köleleri çarmıha gerdi Romalılar.
Doğru dedi. Ve ekledi.
İnsan için, iç sıkıcı dört şey vardır; bu dört şey aklın çarmıhı kesilmiştir. 5/30
Aklın çarmıhı mı? Şaşkınlıkla sormuşum.
Başını sallayarak onayladı.
Zihnimde çarmıha gerilmiş insanların hayali canlandı. Kim isteyerek kendini bu hale kor ki? Acı çekerler Hareketsizlik en başta. Açlık, susuzluk. İşkence. Ve mutlaka kurtulmak ister insan bu durumdan. Götüreceği yer sonuçta ölüm. O zaman kılavuzum böyle söylüyorsa, etrafımda ve belki ben de dahilim buna, akılları çarmıha geçirilmiş insanlar var. Şimdi tam burada söylediğine göre, burada da var.
Etrafıma bakındım. Kahkahalar. Gezinenler amaçsızca. Mallarını kontrol edenler. Kazançlarını anlatanlar birbirlerine ya da kazanacaklarını. Ve ikili, üçlü, dörtlü bir sürü gurup. Hararetli konuşmalar Bu memleket adam olmazından tutun da, düşmanlarından, geleceğin karanlık olduğundan, hırsızlardan, sahtekarlıktan,yemeklerden, eğlenceden, siyasetten,kadınlardan,erkeklerden,çocuklardan insanın olduğu her yerde neler konuşulursa hepsinden.
Kolumdan tuttu.
Ey idraki güneşe benzeyen, sen vaktin Halilisin. Bu yol kesen dört kuşu öldür!
Çünkü bunların her biri de karga gibi akıllıların akıl gözlerini oyar, çıkarır.
Tene ait dört huy, Halilin kuşlarına benzer. Onları kesmek cana yol açar.
Ey Halil, iyiden kötüden kurtulmak için kes onların başlarını da ayaklar setten kurtulsun. 5/31-34
Bana bunca değer vermesi, iltifatı çok hoşuma gitmekle birlikte onu anlamak daha önemli gelirdi her zaman. Tabii ki Halil olan İbrahim Peygamber(as). Bu onun vasfı. Halil dost anlamında, Allahın dostu olma şerefiyle şereflenmiş. Bundan bahsettiğine göre Kuranda geçen bu olayı da hatırlamakta fayda var. Bir gün İbrahim Peygamber tekrar yaratılmanın vasfını merak eder. Öldükten sonra yeniden dirilmeyi merak ediyorum der Allaha. Kuşku duyduğundan değil. Belki bize öğretmek için. Dört tane kuş al ve kendine alıştır denir. Alır ve eğitir. Sonra dört ayrı tepeye gidip kuşları keser ve sonra eğittiği gibi onları yanına çağırır. Hepsi de Tanrı kudretiyle canlanıp uçarak yanına gelirler. Onları canlandırıp yeniden hayat bulmalarına yol açan, kesilmeleri yani ölmeleri.
Daha da diri olmak ve yeniden hayat bulmak için bu dört kuşa benzeyen huylarını öldür. Söylediği buydu.
Sonra da onları bir başka çeşit dirilt de artık onlardan bir zarar gelmesin.5/39(Mesnevi)
Merakım iyice arttı. Bu fitneci kuşları, insanın gönlünde yerleşen bu huyları bir an önce öğrenmek için bütün duyularımla ona yöneldim.
Otur dedi. Ve dinle
www.pozitifdegisim.com