Çarpıntı

M. Faik Özdengül

Panik atak adını verdiğimiz sorunla ilgili bugünlerde çok şikayetle karşılaşmaya başladım.

Sorun yeni değil. Tanımlanalı uzun zaman oldu. Panik atağı yaşayanların bazıları, o esnada kalp krizi geçirdiklerini ve öleceklerini hissederler. İlk defa hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide, kendisini ölüme yakın hisseden kişi, büyük bir korku ve dehşet yaşar. Bazısı o an kim varsa, ona vasiyetini söyler. Telaş ve kaygıyla bir an önce acile-doktora yetişmek için etrafına yalvarır. Kimisi aklını kaçıracağını, felç geçireceğini, kontrolünü yitireceğini, düşüp bayılacağını hisseder. Panik atak geçtikten sonra; kişi üzerinden kamyon geçmiş gibi hisseder. Müthiş bir yorgunluk, isteksizlik, sese, gürültüye, kalabalığa, ışığa karşı tahammülsüzlük ortaya çıkar. Yatmak, dinlenmek en iyi bir seçim olur. Yanında güvendiği birisi olsun ama soru sormasın, fazla konuşmasın istenir. Bunlar zaten bir "harpten çıkmış" insanı daha da yorar.

Kadınlarda erkeklere göre görülme oranı daha fazla. Neredeyse 2-3 kat fazladır. Belirtileri çok değişken olmakla birlikte genellikle aşağıdakilerden bir ya da birkaç tanesi görülür:

1. Çarpıntı, kalp atımlarının duyumsama ya da kalp hızında artma olması
2. Terleme, titreme ya da sarsılma
3. Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
4. Soluğun kesilmesi
5. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
6. Bulantı ya da karın ağrısı
7. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
8. Derealizasyon (gerçekdışılık duyguları) ya da depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma)
9. Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
10. Ölüm korkusu
11. Paresteziler (uyuşma ya da karıncalanma duyumları)
12. Üşüme, ürperme, ya da ateş basmaları

Tedavisi mümkündür. Altta yatan ana nedenin yok edilmesi en uygun yöntemdir.  Bilişsel davranışsal yöntemler terapisinde etkilidir. Bazen agorofobi ile birlikte görülür. Bu tür hastalar çok endişelidir. Yalnız kalmaktan, bir doktora ulaşamamaktan çok korkarlar. Yanlarında sürekli su, ilaç, doktor adresleri, telefonlar taşırlar.

Sorun sadece özgül fobiler olabileceği gibi, sosyal fobi, yaygın huzursuzluklar, akut bir travma sonrası stres bozukluğuna kadar bir çok nedenle de ilişkili olabilir. Bazı organik rahatsızlıklar da benzer tablolara yol açabilir. Bir şekilde konusunda uzman bir doktora ulaşmalı ve çözülmelidir.

Panik bozukluktan söz etmişken aslında benim daha çok üzerinde durmak istediğim ölüm düşüncesi. Çünkü bir şekilde bu hastalarla çalışırken işin gerisinde ölümü konuşmak zorunda kalıyoruz. Ölümle bir şekilde barışmanın bir yolunu bulmak işin püf noktalarından birisi. Ölümün zihinde nasıl durduğu çok önemli.

Dünyayı tek bir dünyaymış gibi algılamaya başladığımızı çok net görüyorum. Bu sekülarizmin de getirdiği bir olgu. Artık çoğumuzun zihninde tek bir dünya var o da burası ve burada olabildiğince fazla kalmalı. Bu başlı başına bir yanılgı. Zihin dünyamıza yaşamı yeniden iki dünyalı hale getirmeliyiz. En azından kendi kültürel kodlarımıza uygun olan bu. Kendi kültürümüzü oluşturan kolektif bilinçdışımız buna uygun.

Sonra zaten varoluşcu psikoterapinin ana eksenidir ölüm. En son yayınlanan kitaplarından biri de bu kuramın oluşturucusu sayılan Irwin Yallom’un ölümle ilgili yine. Güneşe Bakmak adıyla yayınlandı.

Ölüm mutlaka zihnimizde kendisiyle yüzleşilmiş ve gerçekliği kabul edilmiş bir şekilde yerini bulmalı. İyi yaşamanın yolu budur. Yüzleşmediğimiz ve gerçekliğini kabul etmediğimiz ölüm asla yakamızı bırakmayacaktır. Zira ondan kaçmayı ve kurtulmayı kimse başaramadı.

Ey yiğit! Hayatım mutlaka ölümdedir. Ne zamana kadar yurdumdan ayrı kalacağım1/3935.

            Bu alemde durmaklığım, ayrılık olmasaydı (öldüğümüz zaman) “biz şüphe yok, tanrıya dönenleriz” denmezdi1/3936

            Kuşa, kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, nasıl tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor. 3/3951

            Bahçeye konan kafesteki kuş, gülleri, ağaçları görür. 3/3952

Dışarıda, kafesin çevresinde ötüşen kuşlar, hürriyete ait güzel güzel hikayeler söylerler. 3/3953

 Kafesteki kuş, onları duyar, o yeşilliği görür de ne iştahı kalır, ne sabrı, ne kararı! 3/3954

Başını kafesin her deliğinden çıkarır durur. Ayağındaki bağdan kurtulmak ister. 3/3955

Bizden öncekiler bunun yolunu bulmuş. Aşık olmuşlar. Korkularından kurtulmuşlar.

Ey âşık! Aşıkların hayatı ölümdedir. Gönlü gönül vermeden başka bir suretle bulamazsın. 1/1751(Mesnevi)




Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.