Çavuşoğlu gündemi değerlendirdi (2)

"(Suriye'de ateşkesin sağlanması) Her an olabilir. Esasen yılbaşından önce biz bunu tamamlamayı düşünüyoruz” - "Muhalefetle imzalanacak bir anlaşma noktasında Türkiye ile Rusya garantör olacak. Rejimin garantörünün kim olacağı meselesini gerek Rusya gerek

ANKARA (AA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de ateşkesin sağlanması çabalarına ilişkin, "Her an olabilir. Esasen yILbaşından önce biz bunu tamamlamayı düşünüyoruz.” dedi.

Çavuşoğlu, A Haber’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye ile Rusya arasında Suriye’ye ilişkin ateşkes planı üzerinde anlaşma sağlandığına yönelik haberlerin hatırlatılmasına karşılık Çavuşoğlu, Suriye genelinde özellikle rejim ve muhalefetin çatıştığı yerlerde bir ateşkesin sağlanması için Rusya ile yoğun çaba sarf ettiklerini dile getirdi.

Liderlerin çizdiği çerçeveye bağlı kalarak Halep’te ateşkesin sağlanması ve bunun ülke geneline yayılması konularında uzun zamandır çalıştıklarını ve önemli mesafe kat ettiklerini anlatan Çavuşoğlu, şu anda konuya ilişkin 2 belge üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Bunlardan birinin ülke genelinde ateşkesin sağlanması ve bunun denetlenmesi için merkezlerin oluşturulması, diğerinin de siyasi müzakerelerin yürütülmesi ile ilgili olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, siyasi çözüme gidilmesi konusunda önemli bir adım için çalıştıklarını dile getirdi. Çavuşoğlu, zamanlamanın sorulması üzerine, “Her an olabilir. Esasen yılbaşından önce biz bunu tamamlamayı düşünüyoruz.” dedi.

Muhalefetle imzalanacak bir anlaşma noktasında Türkiye'nin Rusya ile garantör olacağını söyleyen Çavuşoğlu, rejimin garantörünün kim olacağı meselesini de gerek Rusya gerek İran’a sorduklarını belirtti. Çavuşoğlu, “Kim olacak” diye sorulması üzerine, şunları söyledi:

“Rusya olacak tabii ki. Rejimle de aynı anlaşmayı Rusya imzalayacak ve bunun garantörü olacak. Ateşkese uyulması, ihlal edilmemesi, ülke geneline yayılması ve siyasi çözüm için müzakerelerin tekrar başlaması. Biliyorsunuz Cenevre sürecinde rejim özellikle silahlı çözüm tercih ettiğini vurgulayarak muhalefetle doğrudan görüşmeler konusunda hep geride durmuştur ama bu süreçte rejim ve muhalefet bir araya gelerek anlamlı, sonuç alıcı müzakerelere de başlayacak.“

-"İran, Moskova'da garantör olmuştu"

Bakan Çavuşoğlu, “İran bu mutabakatın neresinde? İran olmadan Suriye’de kalıcı bir ateşkesten bahsedilebilir mi” sorusunu şu şekilde yanıtladı:

“İran, Moskova’ya gelince şu soruyu sorduk; biz bir ortak açıklama yapıyoruz. Bu açıklamada Rusya ile Türkiye rejim ve muhalefet konusunda garanti veriyor. Peki İran neyi garanti edecek? Burada Şii gruplar var, Hizbullah var, İran’ın rejim üzerindeki rolünü de biliyoruz. Dolayısıyla İran da bu konuda garanti vererek, Türkiye ve Rusya ile birlikte, Suriye’nin geleceği konusunda, ateşkes ve siyasi süreç konusunda garantör oldu. Moskova’daki ortak açıklamada bu var. Ama şu anda Ankara’daki anlaşma için Türkiye ve Rusya garantör. Rejimin imzalayacağı metin konusunda sadece Rusya mı, Rusya ile beraber İran da garantör olarak imza koyacak mı bu konuda netlik yok. Rejimin metnini de görmek lazım.

Kim imzalayacak sadece garantör olarak, siz mi? Burada İran’ın rolü ne olacak? İran Moskova’da garantör olmuştu. Özellikle Şii gruplar ve Hizbullah konusunda, yine rejim konusunda garanti vermişti. Metin üzerinde de verecek mi vermeyecek mi bunun üzerinde çalışıyoruz. Ve Halep’ten insanların kurtarılması sürecinde maalesef o grupların engel çıkardığını görüyoruz, gördük. Burada herkesin ateşkese uyması lazım. Esasen farklı grupların da ülkeden de ayrılması gerekiyor.”

-"Türkiye'nin Esed konusundaki tutumu değişmedi"

Astana’da yapılacak zirveye ilişkin de bilgi veren Çavuşoğlu, rejim, muhalifler, Rusya ve Türkiye’nin masaya oturmasının söz konusu olup olmadığı sorusuna “Hayır, bizim gözetimimizde olacak. Müzakereyi rejimle muhalif grupların yapması gerekiyor.” yanıtını verdi.

Bunun rejimi tanıma ya da Esed’in kalmasına razı olma anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye’nin bu konudaki tutumunu Rusya’nın da bildiğini vurguladı.

İran, Türkiye, Rusya üçlü görüşmelerinde Esed’in seçimlere kadar görevde kalmasının müzakere edildiği ve daha sonra bir Suriyeli Aleviye yetkilerini devredeceğine yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, bunun kesinlikle doğru olmadığını ifade etti. Esed konusunun hiçbir şekilde müzakere edilmediğini yineleyen Çavuşoğlu, “Bırakalım müzakereye katılan gruplar ülkenin geleceğiyle ilgili vizyonunu ortaya koysun. Muhalefet bu konuda vizyonunu daha önce ortaya koydu. Bugüne kadar Riyad Hicap’ın koordinatörlüğünde rüştünü de ispatladı. Rejimin nasıl bir vizyon düşündüğü konusunda kimsenin bir fikri yok. Umarım Astana’da müzakereler başlar ve rejimin de Suriye’nin geleceğiyle ilgili fikri varsa, vizyonu varsa muhalefet başta olmak üzere herkes bunu görmüş olur.” ifadelerini kullandı.

- Astana’ya kimler katılacak

Astana’da yapılacak toplantı için önceliğin ateşkes olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, aksi takdirde grupların gidip görüşmelere katılmasının gerçekçi olmadığını belirtti.

Rejimin hangi düzeyde katılacağını bilmediklerini ancak anlaşmaya göre her iki tarafın da müzakere heyetini kendisinin belirleyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, ayrıca Türkiye’nin bazı şartları olduğunu anlattı.

YPG’nin bir terör örgütü olduğunu ve muhalefet tarafından da kabul edilmediğini ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Riyad Hicap başbakanken Esed ile birlikte Salih Müslim’i Kandil’den Suriye’ye davet ettiklerini ve ondan Türkiye’ye yönelik terör saldırılarını başlatmasını istediklerini sadece bizimle paylaşmıyor, John Kerry de dahil ABD ile ve diğer Avrupalı ülkelerle paylaşıyor ve neden YPG’yi içlerine almayacaklarını net bir şekilde gerekçeleriyle, belgelerle ifade ediyor. Dolayısıyla bir terör örgütünün siyasi müzakerelerde yer almaması lazım. Ha, terörü bırakır, Suriye içinde kanton ya da başka anlayışları bırakır o zaman dahil edilebilir.”

Astana’ya katılım seviyesinin henüz belirlenmediğini ancak dışişleri bakanları düzeyinde masada olunmayacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Sona doğru olumlar atılırsa, bir sonuç elde edilecekse, bizim de orada olmamızı gerektirecek bir aşamaya gelirse, tabiİ ki gideriz.” şeklinde konuştu.

- "Musul operasyonuna Türk askerinin katılması gündemde değil"

Musul operasyonunun istenilen hızda ilerlemediğini, Irak'taki terör sorununun çözülmesi için Türkiye'nin askeri, siyasi ve ekonomik destek vermeye devam edeceğini belirten Çavuşoğlu, Musul Operasyonu'na Türk askerinin katılıp katılmayacağına ilişkin soruya, "Şu anda Türk askerinin katılması gündemde değil. Mutabakatın içinde yok. Kimlerin katılacağı kimlerin katılmayacağı belli." yanıtını verdi.

- "Koalisyon DEAŞ'le mücadeleye destek vermeyecekse açıkça söylesin"

Rusya'nın Türk Silahlı Kuvvetlerinin El Bab'a yönelik hava operasyonu yapmasına karşı olduğu yönünde basında yer alan haberleri de değerlendiren Çavuşoğlu, "Ruslar kendileri de o bölgede bazı hava hareketleri, uçuşlar yapacağından dolayı her hangi bir kaza olmasın, bir karşı karşıya gelme olmasın diye rica ettiler. Nitekim Palmira bölgesinde operasyonlar yaptı Rus Hava Kuvvetleri. Şimdi bu operasyonlar tamamlandı. Birkaç gündür de hava şartlarından dolayı uçuş olmadı. Ama biz böyle bir sorun olduğunu düşünmüyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, "Madem koalisyon güçleri hava harekatına destek vermiyor, Rusya'nın, Türkiye'nin El Bab'a yönelik operasyonunda havadan ya da karadan destek vermesi söz konusu mu?" şeklindeki soruya, "Eğer koalisyon bundan sonra DEAŞ'a karşı mücadelede destek vermeyecekse bunu da açık net bir şekilde söylemesi lazım." yanıtını verdi.

Rusya ile El Bab konusunda bir işbirliği olmadığın belirten Çavuşoğlu, iki ülkenin şu anda tüm enerjisini Halep'te sağlanan ateşkesin tüm ülkeye yayılmasına yönelttiğini kaydetti.

- "Önce El Bab'ı temizlememiz lazım, sonra Münbiç"

Münbiç'teki hala YPG ve PYD'nin varlığının devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Maalesef Münbiç konusunda da verilen sözler tamamen tutuldu dersek doğruyu söylememiş oluruz. Hala PYD, YPG unsurları var. Bazılar gitti ama özellikle Demokratik Güçler üniforması altında YPG'lilerin olduğunu biliyoruz." dedi.

Türkiye ve ABD'nin Münbiç'e ortak bir heyet gönderdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Arkadaşlarımızın edindiği bilgiye göre Fırat Nehri'nin doğusuna tamamen geçmediklerini, bazı unsurların halen Münbiç'te olduğunu biliyoruz. Bunlar tespit edildi." diye konuştu.

Çavuşoğlu, "El Bab'daki operasyon bitmeden TSK'nın Münbiç'e yönelik bir girişimi olabilir mi?" şeklindeki soruya, "Önce El Bab'ı temizlememiz lazım, ondan sonra Münbiç'e doğru." yanıtını verdi.

- "PKK ile mücadelede ne gerekiyorsa yaparız"

Çavuşoğlu, Barzani'nin "Sincar'daki PKK varlığına karşı gerekirse askeri güç kullanırız" yönündeki açıklamalarının hatırlatılması ve "Sincar'a Barzani ve TSK'nın ortak bir operasyonu söz konusu olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine, şunları kaydetti:

"İçeride de dışarıda da, sınırın bu tarafında da diğer tarafında da PKK'yla mücadele ediyoruz. Sincar'da da PKK'yı vuracağımızı daha önce de söyledik. Hele hele Telafer'e doğru bir tehdit oluşursa, bir yönlenme olursa, hiç tereddüt etmeden vururuz. PKK- YPG sınırın öbür tarafında terörü devam ettirdiği sürece bizim için tehdittir. Biz bu tehditle kendi başımıza veya bizimle mücadele etmek isteyen herkesle birlikte mücadele ederiz. Dolayısıyla şu anda DEAŞ'a karşı Peşmergeye nasıl destek veriyorsak PKK'ya karşı da aynı desteği veririz. Sadece Peşmergeye destek değil, biz de aktif şekilde burada PKK'yla mücadeleye devam edeceğiz. Ne gerekiyorsa onu yaparız." ​

(Bitti)

AA

Gündem Haberleri

Enes Güran’ın gözünün altındaki iz, diş izi mi?
Tüm yurt kardan nasibini aldı
CHP Kazandı Kıymete Bindi
Karı gören Ankaralılar Elmadağ'a akın etti
Murat Kurum, depremde evi yıkılan başöğretmenin yeni evine misafir oldu