ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğüyle ilgili, "Herhangi bir toprakta gözümüz yok. Türkiye, toprak bütünlüğü ilkesine büyük önem vermektedir." dedi.
İsviçre'nin "Neue Zürcher Zeitung" gazetesine konuşan Çavuşoğlu, kendisine yöneltilen "Bir zamanlar Türk politikası komşu ülkelere kurduğu köprüler nedeniyle büyük takdir kazanmıştı. Şimdi her yerde gerilim var. Ankara’da Irak’ın ve Suriye’nin bazı bölümlerinin Türkiye’ye entegre edilmesi konuşuluyor. Bunlar tehlikeli düşünce oyunları değil mi?" sorusuna cevaben, Türkiye'nin böyle bir politikası olmadığını belirtti.
Komşu ülkelerde yaşananların sorumlusunun Türkiye olmadığının altını çizen Çavuşoğlu, "Arap Baharını biz mi başlattık? Suriye’nin kaosa gömülmesinin sorumlusu biz mi olacağız? Irak işgal edilsin diyen biz miydik? Hayır. Herhangi bir toprakta gözümüz yok. Türkiye, toprak bütünlüğü ilkesine büyük önem vermektedir." ifadelerini kullandı.
Yunanistan'ın Lozan Antlaşması'na ilişkin tartışmaların ardından "alarma geçtiğinin" hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Lozan Antlaşması’nı feshetmek istemiyoruz. Yunanistan niçin endişeleniyor? Bu anlaşma, Yunanların işine yaramıştı. Bu nedenle anlaşmadan son derece memnunlar. Biz o dönemde metnin pazarlığını yapan yönetimi eleştiriyoruz, Yunanistan’ı ya da başkalarını değil. Müzakere masasında herkes kendi menfaatleri için mücadele eder. Lozan Antlaşması eksik ya da yanlış olabilir, fakat geçerlidir. Bir karşılaştırma yapmama izin verin: Dayton Anlaşması şu anda Bosna-Hersek için iyi midir? Hayır, bu açıkça itiraf edilmelidir. Ama savaşı ve soykırımı sonlandırmak için acil bir anlaşmaya ihtiyaç vardı. Şimdi Dayton Anlaşması çok iyi bir anlaşma mı demeliyiz? Hayır, bu dürüst olmaz."
Türkiye'nin Lozan Antlaşması’nı kayıtsız şartsız kabul edip etmediğine dair soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, bunu kabul ettiklerini belirtti.
- Fırat Kalkanı Harekatı
Fırat Kalkanı Harekatı'nın hedefinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, amacın DEAŞ'ın Türkiye sınırından temizlenmesi olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"Birincisi: DEAŞ’ı yenmek ve sınır hattımızdaki bölgeleri DEAŞ’tan tamamen temizlemek. El Bab’a kadar teröristlerden arındırılmış bir bölge hedefliyor ve Münbiç Cebini güvenlik altına almayı istiyoruz. DEAŞ buradan roketlerle Türk topraklarına saldırdı ve insanları öldürdü. İkincisi: Orada güvenli bir bölge istiyoruz. Şu anda bile harekat çerçevesinde Türkiye’den 5 bin Suriyeli mülteci vatanlarına geri döndü. Bu bölgede okullar kurmalı, evler inşa etmeli ve Suriyelilerin ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Bunların hepsini Cerablus’da yapıyoruz. Fakat kimse bunun için bize teşekkür etmiyor. Diğer devletler onlara mülteci gitmesin diye dua ediyorlar."
Çavuşoğlu, uçuşa yasak güvenli bölge için Türkiye'nin yeterli desteği olup olmadığı sorusuna, Fransa ve İngiltere'nin bu fikri desteklediği, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de prensipte kabul ettiği yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, "Mülteciler bu tür bir bölgede yaşarlarsa Avrupa rahatlayacak. Ancak mülteciler, Avrupa’ya gelirse en çok Sayın Merkel zorlanacak. Merkel, yalnızca Almanya için değil, tüm Avrupa için çok cesur bir insandır. Sorunlara çözüm arıyor. Mesele, güvenli bölgenin uygulamasının nasıl olacağı ve Rusya ile Suriye rejiminin buna karşı nasıl bir tutum içinde olacağıdır." dedi.
Güvenli bölge önerisine Rusya’nın tutumunun ne olacağı sorusuna da Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in buna bir itirazını veya alternatif somut bir önerisini hatırlamadığını ifade etti.
- Türkiye ile ABD ilişkileri
Türkiye ile ABD arasında terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olan PYD/YPG anlaşmazlığının sorulması üzerine Çavuşoğlu, bu fikir ayrılığının devam ettiğini belirterek, "Terörle mücadele ettiğini iddia eden bir ülkeye, bir terör örgütüyle işbirliği yapmak yakışmıyor. Hele NATO üyesi bir müttefikimize hiç yakışmıyor. YPG üyeleri canlı bomba olarak Türkiye’de saldırıda bulundular. Eğer Amerikalılar YPG’nin taleplerini yerine getirmezse bu teröristler günün birinde ABD’ye de saldırır. Yılanla aynı yatakta yatmamak lazım." değerlendirmesinde bulundu.
İki ülke arasındaki güvensizliğin DEAŞ'la mücadeleyi etkilediği hatırlatılarak Türkiye'nin ABD'ye güvenip güvenmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, özellikle terörizmle mücadele dahil olmak üzere birçok alanda ABD ile iyi bir işbirliği olduğunun altını çizdi.
Çavuşoğlu, ABD ile anlaşmazlık konusunu, "Anlaşamadığımız iki konu var: YPG ile ilişkileri. YPG’ye silah veriyorlar ve biz bu silahları PKK’nın elinde yakalıyoruz. İkincisi: Fethullah Gülen. Kendisini kainatın imamı olarak gören ve darbe teşebbüsünü organize eden bu akıl hastasını iade etmedikleri sürece ilişkilerimiz etkileniyor." sözleriyle anlattı.
ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğundaki personelin ailelerinin Türkiye’den ayrılması çağrısı anımsatılarak, DEAŞ'ın Türkiye için teşkil ettiği güvenlik tehlikesinin büyüklüğünün sorulması üzerine Çavuşoğlu, Türkiye DEAŞ’ı başarılı bir şekilde köşeye sıkıştırdıkça, terör örgütünün ülkeye yönelik kızgınlığının arttığını söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin DEAŞ’ın ideolojisini yok etme konusunda da çok etkili olduğunu dile getirerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın DEAŞ'ın İslam ile ilgisi olmadığı yönündeki söylemlerini ve bunun İslam dünyasında itibar gördüğünü hatırlattı.
Türkiye'nin bu nedenle birçok kez DEAŞ’ın hedefinde olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, ülke içinde de DEAŞ’a karşı kararlı bir mücadele yürütüldüğü için son aylarda Türkiye’de saldırı gerçekleştirmeyi neredeyse hiç başaramadıklarını ifade etti.
ABD'nin bu kararını doğru bulmadıklarını anlatan Çavuşoğlu, mevkidaşı ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’e de söylediği, "İstanbul veya Ankara herhangi bir ABD eyaletinden daha güvensiz değildir. Amerikalıların bu güvenlik tedbirini duyurdukları gün sadece Chicago kentinde 12 kişi öldürüldü. Her yerde, her şehirde tehdit olur. Ama biz korkup kaçacak olursak teröristler kazanır." sözlerinin altını çizdi.
- "Yanıt gelmezse anlaşmayı iptal edeceğiz"
DEAŞ'la mücadelenin yeni sığınmacı dalgalarına sebep olabileceği, Türkiye'nin Geri Kabul Anlaşması'nın bir parçası olan vize serbestisi için daha ne kadar sabredeceğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin sabrının tükenmek üzere olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, AB'den yanıt gelmezse yıl sonuna kalmadan anlaşmaların askıya alınacağını şu sözlerle anlattı:
"Bu günlerde bir yanıt bekliyoruz. Bu yanıt gelmezse, anlaşmayı iptal edeceğiz. Brüksel’in bizi oyalamaması gerek. AB anlaşmanın devamını istiyor, kendi lehine olacak bir biçimde. Brüksel, terörle mücadele kanunumuzda değişiklik istiyor. Biz çözüm önerilerimizi ilettik. Son 14 yılda AB’nin tavsiyesi üzerine çok şeyi değiştirdik. Ancak bazı Avrupa ülkeleri kendi terör kanunlarını sertleştirirken aynı zamanda Türkiye’ye kendi terörle mücadele kanunlarını yumuşatmasını söylüyor. Bu halkımız tarafından terörle mücadelede bir zafiyet olarak algılanır. Kaldı ki bazı ülkelere, örneğin Latin Amerika ülkelerine bu tarz kriterler getirilmedi. Biz AB ile anlaşmalarımıza bağlıyız ve AB’den de aynı şeyi bekliyoruz. Bu olmadığı takdirde AB ile bu alandaki anlaşmaları askıya alacağız."
Uzlaşma için Türkiye'nin adım atmasının söz konusu olup olmayacağı sorusuna Çavuşoğlu, "Nedense hep biz taviz vermek zorundayız ve birçok noktada taviz verdik. Terör konusunda başka hiçbir olasılık görmüyorum. Bu konuda AB’ye taviz veremeyiz. Avrupalılar bu darbe girişimini yaşamadılar. Onlara havadan ateş edilmedi. Onların tanklara karşı direnmesi gerekmedi. Onlar 241 vatandaşlarının hayatını kaybetmedi. Onlar tüm bu terör örgütlerine, DEAŞ’a, PKK’ya ve FETÖ’ye karşı mücadele etmiyor." yanıtını verdi.
- "Avrupa bize ders vermek yerine ırkçı akımlara karşı tedbir almalı"
Avrupa’nın Türkiye'nin darbeci ve teröristleri hapsetme hakkını inkar etmediğini ancak "aydınların, bilim insanlarının ve gazetecilerin terörle mücadele yasalarından etkilendiği" iddialarının sorulması üzerine Çavuşoğlu, Avrupa’da da terörü destekleyenlere gerekli muamelenin yapıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Avrupa bize ders vermek yerine ırkçı akımlara, yabancı, Yahudi ve İslam düşmanlığına karşı tedbir almalıdır. Bunların hepsi insanlık suçu. Başka hiçbir ülke Türkiye kadar, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya bölgelerinde hukukun üstünlüğü, demokratik değerler ve dolayısıyla AB’nin temel değerlerinin güçlendirilmesi için çaba sarf etmemektedir. Ancak, bazı AB devletlerinde yaşayan Türklerin haklarından bahsettiğimizde, 'ülkemizin içişlerine karışmayın' deniyor. Örneğin, Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde Türkler 'Türk' kelimesi geçen dernek isimlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen kullanamıyor. Ona kimse bir şey demiyor. Çünkü Yunanistan AB üyesi. Başka ülkeler ise bizim meselelerimize karışıyorlar."
Türkiye'deki idam tartışmalarının AB ile üyelik müzakerelerinin sonu olacağına ilişkin bir soruya verdiği cevapta Çavuşoğlu, TBMM'nin halkın temsilcisi olduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu kararı meclis onaylarsa karşı çıkmayacağını belirttiğini söyledi.
Çavuşoğlu, idam cezasının partide ve hükümette açık bir şekilde tartışıldığını belirterek, "Fakat nihayetinde bir gün karar alınacak. O zaman, çoğunluk ne istiyorsa onu yapacağız. Demokrasi böyle işliyor." diye konuştu.
AA