Rize'nin çayla özdeşleşen kültürü, kökenine bir sergiyle ışık tutuyor. Rize'nin tarihine ışık tutan ve çayın Rize'ye gelişinin 100. yılını kutlayan bir sergi, vatandaşlara çayın önemini ve etkilerini anlatıyor.
Recep Koyuncu'nun liderliğinde düzenlenen "Çay Kitapları ve Çay Dergileri" adlı sergi, Rize'nin çayla olan ilişkisini derinlemesine inceliyor. Sergide, çayla ilgili yapılan araştırmalardan, çay bahçelerindeki çalışmalara, çayın Rize'ye gelmesi öncesinden günümüze kadar uzanan bir yolculuk sunuluyor. 1934'ten itibaren çekilen fotoğraflar, çayın gelmesinin Rize üzerindeki etkilerini gözler önüne sererken, 1966'da şehri ziyaret eden Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın fotoğrafları gibi tarihi anılar da sergileniyor.
Sergi, çayın Rize'nin sosyo-ekonomik yapısını nasıl değiştirdiğini de vurguluyor. Koyuncu, çayın Rize'ye gelmeden önceki dönemde yaşanan açlık ve yoksulluğa dikkat çekerek, çayın "yeşil altın" olarak adlandırılmasının ardındaki sebepleri açıklıyor. Çayın bu bölgeyi fakirlikten kurtardığını belirten Koyuncu, çayın kültürel ve ekonomik önemini vurguluyor.
Ancak, çayın bu kadar önemli olmasına rağmen Türkiye'de çayla ilgili bir müzenin bulunmamasına da dikkat çekiyor. Koyuncu, çayın Türkiye tarım ürünleriyle ilgili tek müzesiz kalan ürün olduğunu belirtiyor ve bu konuda çaba harcanması gerektiğini vurguluyor.
Rize'deki bu sergi, çayın sadece bir içecek olmanın ötesinde bir kültür, tarih ve ekonomi unsuru olduğunu vurguluyor. Çayın Rize'nin simgesi haline gelmesinin ardındaki hikayeleri ve etkilerini göstererek, ziyaretçilere çayın önemini ve Rize'nin çayla olan bağını hatırlatıyor.