Efendimizin; “başı rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluştur” buyurduğu Ramazan ayının son on gününe yani cehennemden kurtuluş günlerine yarından itibaren girmiş olacağız İnşallah.
Hz. Ayşe validemizin rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz Ramazan ayında, diğer aylardan daha çok ibadet ederdi. Ramazan’ın son on günde ise ibadetlerini daha da arttırır, geceleri ihya eder, ailesini de geceyi ihya etmeleri için uyandırırdı.
Efendimiz, son on gün içinde Mescid-i Saadet'te itikâfa girerdi. Hayır, hasenat alanında da daha fazla yoğunlaşırdı. Bu durum, Efendimizin ahirete irtihaline kadar devam etmiştir.
Peygamber Efendimiz, Ramazan ayının son on gününü; "Mümin kulların, Ramazan'a hürmet eden, Ramazan'da gayret eden kulların cehennemden azad olma zamanı" diye tarif ediyor.
Yani mü’min kulların cehennemlik olacak günahları varsa bile, Ramazan’ın son on gününün bereketinde, Allah'ın (cc) rahmetiyle bağışlanıp cehennemden azad olacakları müjdesini veriyor.
Ramazan’ın son on günü içinde ibadetlere daha sıkı sarılmak gerekiyor. Bu günlerde daha çok Kur’an-ı Kerim okumak, bol bol dua ve istiğfar ile meşgul olmak, orucumuzun Allah’ın istediği şekilde tam hakkını vermek, zekât ve fitre borçlarımızı gecikmeden ödemek ve mümkünse itikâfa girmek, bizlere cehennem azabından kurtuluşun yollarını açacaktır.
İtikâf; Ramazan ayının son on günü, bir camiye veya mescide kapanarak, zaruri ihtiyaçlar dışında dışarı çıkmadan inzivaya çekilme ve ibadet ile meşgul olmaktır.
Ramazan-ı şerifte itikâf, müekked yani kuvvetli bir sünnettir. İtikâfa giren, camide yiyip içer, yatar. Abdest ve tuvalet için dışarı çıkabilir. İtikâftaki kişi az yiyerek ve az uyuyarak kendini tamamen ibadete verir.
İtikâfla ilgili birkaç Hadis-i Şerif:
İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.
Ramazanda on gün itikâf eden, iki defa (nafile) hac yapmış gibi sevap kazanır.
Allah rızası için bir gün itikâf, insanı Cehennemden çok uzaklaştırır.
İtikâfta önemli olan, insanın günlük işlerinden sıyrılarak, Rabbiyle olması ve yalnız onunla bağ kurmasıdır.
Onun için cehennem azabından kurtuluş günlerindeki zamanı iyi değerlendirmeli, imkânı olanlar itikâfa girmelidir.
Bu arada şunu da belirtmek gerekiyor ki; dualarımızda zulüm gören mazlum ve mağdur tüm dünya Müslümanlarını da unutmamak, onların zulümden kurtuluşu ve zafere ulaşmaları için gözyaşları ile Allah’a ilticada bulunmak da vazifelerimiz arasındadır.
Bilhassa son günlerde Siyonist İsrail devletinin bombaları altında inleyen ve Allah’tan başka sığınacakları yerleri olmayan Gazze Müslümanlarını da dualarımıza katmak ve onlar için Allah’tan yardım dilemek kardeşlik görevimizdir.
Mübarek Ramazan bizi de mübarek kılsın, oruçlarımız makbul, namazlarımız miracımız olsun efendim.