15 Temmuz darbe girişiminden sonra İslami camia her zaman olduğu gibi kendi içinde bir özeleştiri yapamadı.
İslami camia tarihi süreçte kendini özeleştiriye kapattığı için, zaman içinde yanlışları da gün yüzüne çıkarılamadı. Merkezden başlayan 1mm’lik sapmalar zamanla menzilden kilometrelerce uzaklaşmaya sebep oldu.
Bugün Müslümanlar bu halde ise; özeleştiri yapmadığından, kendi yanlışlarını göremediğinden ve yanlış üzerine bina edilen çalışmaların ve zafiyetlerin birileri tarafından kullanılmasının sonucudur
Sonuçta bugün kendini cemaat diye adlandırılan grupların aşağısı ibadet aşkı yukarıya kayıtsız şartsız itaat ederse, yukarıdaki tek kişi veya kişileri kontrol eden şer güçleri İbadet aşkıyla darbede yaptırır, ülkenizde böldürür, halkınızın üzerine bomba attırır, kurşun attırır…
Bu konuyu önceki yazılarımızda değindiğim için geçiyorum.
Diğer taraftan bazı Müslüman grupların en büyük hastalıklarından bir tanesi de gelişen ve değişen olaylara hep “tepkisel yaklaşmak ve toptan süpürücülük.”
Pekâlâ, bu nasıl oluyor? Türkiye de İslam adına yapılan birçok doğru bilinen! Yanlış var. Bu yanlışları kuran sünnet bağlamında değerlendirdiğin zaman özü itibarı İslami görünüp, zamanla dejenere edilmiş yozlaştırılmış yanlış anlaşılmış ve hiç anlaşılmadan yapılan davranışlar olarak kabul edersek bunların Kuran ve sünnet ölçülerinde tekrar düzeltilmesi mi gerekir yoksa bunları birileri yanlış yapıyor diye toptan reddedilmesi mi gerekir.
En basit bir örnek daha yakın zamanda kurban bayramından çıktık şimdi bu ülkede kurban konusunda yapılan yanlışları ad ederek kurban kesmeyelim? Etrafımızdaki ihtiyaç sahiplerine iyilik yapalım diyerek kurban ibadetini etkisizleştirmek gibi masum gibi görünen söylemler İslami değerlerin içini boşaltmak etkisizleştirmektir. Kurbanda kesecek iyilikte yapacaksın, kurbanda kesiminde yapılan yanlışları sen doğrusunu yaparak düzeltme yolu varken tepkisel ve toptan süpürücülük mantığı doğru bir yaklaşım değildir.
Son darbe sürecin ile gelinen durum oldukça vahim, adı cemaat! Olan hainlerin yaptıklarından sonra Müslümanların birlik ve berberlik içinde yaşamalarına orijinal haliyle cemaat “ben bunu ümmet olarak anlıyorum” olarak bulunmalarını reddetmek aman cemaat olmayalım, aman herkes özgür olsun demek aynı şekilde tepkiselliktir ve toptan süpürücülüktür.
Müslümanların her hususta birbirlerini destekleyen ve birbirlerine yardımcı olan bir toplum olmalarına Peygamber (s.a.s.) müminleri, bir binayı oluşturan ve birbirleri ile kenetlenmiş tuğlalara benzetmektedir.
Kur'an-ı Kerîm de, onları "kardeşler" olarak nitelediği birlik ve beraberlik olmayı kardeşliği ümmet olmayı her zaman önem verdiği bir davranışı biz nasıl terk ederiz.
Rabbimizin. "Ey inananlar, Allah'tan O'na yaraşır biçimde korkun ve ancak Müslümanlar olarak ölün. Ve topluca Allah'ın ipine (Kur'an'a) sarılın, ayrılmayın." (Âli İmrân, 3/102-103).emrini nasıl açıklayacağız.
Sen bu olayları tepkisel olarak yaklaşıp Müslümanların kardeşliğini Tu kaka olarak görürsen ileriki süreçte nasıl mecraya doğru gittiğini kimse kestiremez.
Ne yazık ki bugün Müslümanlar bu duruma düşmüşler, cemaati birlik ve beraberliği dinlerini parça parça edip gruplara ayrılmışlardır. Övünmeleri de diğer gruptakilere karşıdır.
Allah'ın birliği ve toplumun bütünlüğü etrafında toplanmayı en mühim gaye sayan İslâm dininde, "cemâat" denilince: inançta olduğu gibi, dünya işlerinde de bir araya gelip yardımlaşarak yaşayan samimi ve ihlâslı Müslümanların teşkil ettiği birlik akla gelir buna da ümmet denir.
Rabbimiz yüce kitabında"Allah yolunda hepsi birbirine kenetlenmiş, yekpare ve müstahkem bir bina gibi, saf bağlayarak mücadele edenleri sever. " buyurmuştur. (es-Saff, 61/4).
İslam ümmetinin birliğini , ümmet olmasını bozan her davranış, bir şeytani projedir.Yanlış yapan cemaatler yüzünden , yanlış yapan kişiler yüzünden ümmetin birliğine kast etmek ihanettir..
Müslümanlar öz eleştiri yapmalıdır, yanlışları eksikleri görmek erdemdir…