“Öyle bir geçer zaman ki”, Osman’ın (Emir Berke Zincidi) ve Aylin’in (Farah Zeynep Abdullah) ayrılışıyla kaybettiği kanı, yeni oyuncularla ve yansıttığı dönemin çalkantılarıyla sağlamaya çalışıyor.
Sokak çatışmalarının yaşandığı 1979 yılındayız. Artık siyasi gündeme ağırlık vereceği belli olan dizinin, kalemi soldan yana akıyor. Ülkücü ve devrimcileri gören yapımda dini akımlara ya rastlayamadım ya da sağ potada eritilmişler.
Dizinin ve ailenin direği Cemile karakterini oynayan Ayça Bingöl’ün yeni rol arkadaşı Muhammet Uzuner, (İsim Muhammed olarak geçmiyor) Arif’i oynuyor; şair ruhlu, eski anarşist, sonradan tutturulmuş yama gibi durmadı. Cemile’ye en yakışan hatta onu geçen bir partner oldu. “Ne zaman dolambaçlı konuşsam, kendimi şiirin ortasında bulurum; yarının sözünü söyleyenlerden hoşlanılmaz” diyor. Geniş kitlelerle bu dizi sayesinde tanışan Muhammet Uzuner şimdiden önemli rollerin oyuncusu olacağını ispatladı.
Farah Zeynep Abdullah, (Aylin) Amerikada’ki iki dönem dondurduğu okulunu üçüncü dönem de dondursaymış kaydı silinecekmiş. Diziye yeni katılan
Bale öğretmeninin, (Mine Tugay) şansızlığı, dizinin en sıcak karakterinin yerine geçmesi. Aylin’in rüzgarı olmadan hikayenin Soner (Mete Horozoğlu) cephesi zayıfladı; küçük oyuncu Nisa Melis Telli’nin tüm şirinliği de yetmiyor ailenin o bölümünü hareketlendirmeye. Soner’e devam edebilmesi için illa bir partner şart mı? Bu saatten sonra, yanına hangi oyuncu gelse, eski hikayenin altında ezilecek. Recep Renan Bilek, tek başına imparatorluğuna “Her eve bir cankurtaran Süleyman lazım” dedirterek ilerliyor.
En olumlu değişim (Aras Bulut İyinemli) Mete’de; o artık ailesinin erkeği; Hasefe hanımın (Meral Çetinkaya) dediği ‘delibaş’lığını unutturdu; olgun bir genç rolü de tam kıvamında oturdu.
Osman’ın büyümüş halinde, (Gün Koper) eski Osman’dan eser bulamıyorum; o yılların ruhuna uygun düştüğü için olsa gerek, kapılmış gidiyor, evladını kaybetmiş bir baba rolüyle, dönemin tüm katılığının simgesi Halit’in (Arif Pişkin) peşinde. O yılları yaşayanlar hatırlar, kimse anne babasını dinlemezdi; arkadaşlar ebeveyn rolündeydiler.
Önceki sezon, iki kardeş Aylin’i seviyordu; şimdi de Mete’yle Osman’ın ayni kıza tutulmaları fazla geldi. Bunun dışında aile bağları iyi okunuyor. Sarıp sarmalayan, kırıp saranlarla, kıskanıp aşağı çeken, arkadan kuyu kazanlar, ayni ailenin yapıtaşları. Özellikle Cemile’nin eltisi Neriman, (Zeyno Eracar)
Fettan mimikleriyle, kendine benzettiği eşi ve kızıyla dizinin rengi, yalnız rolü çok az. Caroline’dan (Wilma Elles) daha güçlü bir kötünün simgesi.
Savrulan hayatlardı yeniden üstünden geçince, o yılları taşıyanların hep bir “belki”si, bir “keşke”si olacaktı
kaynak/rota