Cennet kaç bonus?
Bir dostum anlattı, hoca vaaz ediyor, cemaat ağzı açık dinliyor. “Ey cemaat, bonusları çok toplamalıyız ki öbür tarafta rahat edelim. Bonusumuz olmaz ise hepimiz başımıza neler geleceğini tahmin edebiliriz değil mi?”
Vaazı veren hoca efendiyi tebrik ediyorum. Mevzu ancak bu kadar net anlatabilir…
İnsanlar yıllardır dinledikleri için sevap/günah kelimelerini kanıksamış olacaklar ki toplumda bozulma hat safhaya ulaştı. Demek ki ne yapmak lazım? Popüler kültürü devreye sokup, herkesin cebinde puan biriktiren kredi kartlarını işin içine sokmalı. Sevap eşittir bonus yani…
Mevzu bonus olunca aklıma düştü. Bir yakınım var, kartla alışverişi pek sever. Hatta lüzumsuz şeyler bile alır bazen. Onunla konuşurken anladım ki bonus biriktirir sürekli. Şuradan şunu alırsan bu kadar buradan şunu alırsan şu kadar. Altı ayda bir üst kart geliyor kendisine. Gold bilmem ne. Onların puanları çifter çifter birikiyormuş. Mübarek düşünmez ki biriktirirken bir yandan, aslını öder milyar milyar…
Valla doğru söze Hacıemmin ne desin… Hoca efendi mevzuyu aktarıvermiş sağ olsun. Bol bonuslu, yani sevaplı yaşam dilerim. Cennet’e girmek için çok lazım olacak çünkü…
Konya sanayisi büyüyor
Geçenlerde hacı rafıklarıyla sanayileri gezdim. Bizim Konyalılar maşallah bayağı işi büyütmüşler. Dev tesisler, ihracat yapan dev firmalar, fabrikalar gördüm. Çok sevindim, ama altını doldurmadan büyümenin ileride büyük zararlar doğuracağını bildiğim için, bir taraftan da bazı tereddütler oluştu bende.
Bir söz vardır, hızlı giden atın kestaneleri seyrek düşer diye. Aman ne olur iş bilen danışmanlar çalıştırın. Planlı büyüyün. Reklama önem verin, ama bilen birileri yapsın planlamaları. Markalaşmaya yatırım yapın. Fason iş yapma devri bitti bitiyor. Marka oluşturun ki kar edin. Marka kolay olmaz tabi.
Bu konuda, genişçe sizlerle markalaşmak üzerine yeniden dertleşelim inşallah.
İşlerinizde üstün başarılar diliyorum…