Yalın Platform 2. Paylaşım Toplantısı'nın 'İsraflarla Cari Açık İlişkisi' başlıklı oturumunda konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor İsmail Tatlıoğlu, cep telefonu ithalatına 1,7 milyar dolar ödendiğini belirterek, "Bu büyük bir israftır" dedi.
Toplantıda söz alan İsmail Tatlıoğlu, israfın birçok boyutu olduğunu, en önemli boyutlarından birinin de ithalat olduğunu söyleyerek, "Türkiye olarak 2003- 2012 yılları arasındaki ekonomik büyümemizi yüzde 4.5 yerine yüzde 5.5 düzeyine çıkartabilseydik kişi başı gelir 18 bin dolar olacaktı. Eğer bu büyüme yüzde 6.5 olarak gerçekleşseydi kişi başı milli gelir 32 bin dolar olacaktı. İsraf rakamlarında yüzde 1'in ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz" dedi.
İsrafın farklı boyutlarının olduğuna dikkat çeken İsmail Tatlıoğlu, "Örneğin 2011 yılında yurt dışından satın aldığımız ürün kalemlerine bakacak olursak ithalatımızdaki israfı da görmüş olacağız. 2011 yılında ithal ettiğimiz cep telefonlarına 1 milyar 744 milyon dolar ödemişiz. Ayakkabıya 871 milyon dolar, mobilyaya 578 milyon dolar, buzdolabına ise 465 milyon dolar para aktarmışız. Bu da israfın ithalat boyutunun ne kadar fazla olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Endüstriyel israfın önüne nasıl geçileceğinin ipuçlarını veren Yalın Platform Başkanı İzzet Aytekin ise, israfın önüne yalınlık ile çözüm bulunulabileceğini söyledi. "Daha mutlu bir gelecek için, daha az israf" teması ile düzenlenen Yalın Platform 2. Paylaşım Toplantısı'nda konuşan Yalın Platform Başkanı İzzet Aytekin, endüstriyel israfla mücadelenin yalın düşüncenin benimsenmesi ile olacağını vurguladı. Endüstriyel israfın önlenmesi için yalınlığın önemine vurgu yapan İzzet Aytekin, "Yalınlık bizlere değere odaklanmayı, görmeyi, öğrenmeyi ve bugün göremediğimiz israf ve kayıpları görmeyi ve yok etmenin yol ve yöntemlerini öğretmektedir" diye konuştu.
İsraf ve kayıpların görülebilmesi için doğru bir analizin önemini vurgulayan Aytekin, "Sanayide israf ve kayıpların gizlendiği alanlar vardır. Bunlar; ürün- hizmet tasarımı ve proses tasarımı süreçleri, ürün- hizmet tedarik süreci, proseslerdeki transformasyon süreci ve sevkiyat sonrası süreçlerdir. Bu süreçleri etkin ve verimli tasarlayamadığımız ve yönetemediğimiz sürece; israf ve kayıplarla yaşamaya alışırsınız" şeklinde konuştu.
"İSRAF VE KAYIPLARLA YAŞAMAYA ALIŞMAK TEHLİKELİDİR"
İsraf ve kayıplarla yaşamanın tehlikeli olduğunu söyleyen İzzet Aytekin, "İsraf ve kayıpları kendinize düşman olarak görmez ve onlarla dost olursanız, tehlike çanları çalmaya başlar. İsraf ve kayıplarla dost olmamalıyız. Üretiminin olduğu her yerde bunlar olur anlayışı yerine, 'bunlar olmaz' 'sıfır olur' anlayışı içinde olmalıyız" dedi.
Yaşanacak israf ve kayıpların müşteri tarafından karşılanmayacağının altını çizen Aytekin, "Arıza olur, hata olur, iş kazası, stok ve israf olur diyebilirsiniz; ancak sizin bu israflarınızın karşılığı ödemeye hazır müşteriler olamaz. Müşteriler bu israfları satın almazlarsa, bu zararı karşılamak tamamen size düşüyor" ifadelerini kullandı