Otomotiv teknolojileri konusunda dünyanın önemli tedarikçilerinden olan Bosch’un Türkiye CEO’su Steven Young, yeni geliştirilecek güvenlik sistemleri sayesinde 2015 yılından sonra araçların internet üzerinden cep telefonu aracılığıyla park edilebileceğini duyurdu.
Young, 2012-2013 döneminde 300 milyon euronun üzerindeki yatırımla istihdamı bin 700 kişi artıracaklarını müjdeledi.
Young, Bosch'un 2011 yılı finansal verilerini ve faaliyet gösterdiği iş kollarında geleceğe yönelik trendleri, Bursa Hilton Otel'de gazetecilerle paylaştı.
Young, otomotiv teknolojileri, sanayi teknolojileri, dayanıklı tüketim malları ve bina teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren Bosch’un 2011 mali yılında 302 bin 500 çalışanıyla 51,5 milyar euro tutarında ciro gerçekleştirdiğini kaydetti.
“AKILLI SENSÖRLER SAYESİNDE KAZA RİSKİ AZALIYOR”
Gelişen teknolojilerle içten yanmalı motorların gittikçe küçüleceğini, 4 silindirli araçların 3 silindire ineceğini söyleyen Young, sistem sayesinde benzinli araçların çevreye daha az zarar vereceğini kaydetti. Araç güvenliğinin önemli bir unsur olduğuna işaret eden Young, elektromobilite konusunda her sene gittikçe yol aldıklarına işaret etti. Bosch olarak 13 farklı markayla çalıştıklarını ve yılda bu alan üzerinde 400 milyon euro yatırım yaptıklarını vurgulayan Young, yeni projelerin insan hayatını kolaylaştıracağını söyledi. Fren sistemlerinin güvenlik sistemleri için olmazsa olmazı olacağını kaydeden Young, “ABS, hava yastıkları olarak bunları ayırabiliriz. İyi fren sistemi bir aracı olabildikçe güvenli olması için yeterli değil. İyi fren sistemi vazgeçilmezdir. Bir saniye bile önemli. Aracın üzerindeki algılayıcılarla öndeki araçla mesafeyi hep görebilecek sistemler yaygınlaşıyor. Şoför görmezse kendisi müdahale ediyor. Ancak biz bunu radar ve sensör teknoloji ile birleştirirsek daha da güvenli hale getiriyoruz. Şoförü destekleyici bir sistem. Tamamen durdurma söz konusu değil. 300 metreye kadar mesafeyi algılayabiliyor. Sistemi devre içinde tuttuğumuz durumunda öndeki araçtaki mesafeyi sağlıyor. Acil durumda durabilecek mesafeyi hesaplıyor. Sürekli sizin anlık hızınızı güncelliyor. Dolayısıyla otomatik olarak tam durduracak gibi mesafeyi kolluyor. Bu sensörler sayesinde araçlarda güvenlik sistemlerini devrede tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
“ARACINIZ SİZİN UYUDUĞUNUZU ANLAYACAK VE UYARACAK“
Şehir dışında orman yollarında sürücülerin yoldan geçen hayvanları görmekte zorlandığını ifade edene Young, şöyle konuştu:
“Canlıları görmek zordur. Bu sensör sayesinde araç içinde sürücüyü uyandırabiliyor. Canlının yerini size söylüyor. Isı nereden geliyorsa ona yerini ona göre belirliyor. Sürücü gördüğünüz gibi yorgunluk durumu olabilir. Araç düz gitmiyor artık ve kendiliğinden sağ sol yapıyor. Araç bunu algılayabiliyor. Sürücüyü uyandırmak için alarm sinyali veriyor. Ya da direksiyonda titrettirme sağlıyor. Şu anda sistem yarı otomatik. 2015’te tam otomatik olacak. Muhtelif araçlarda bu sistem var.“
“CEP TELEFONU İLE PARK DÖNEMİ“
İnternet üzerinden akıllı telefonlarla aracı kontrol etme özelliğini 2015 yılından sonra devreye sokacaklarını söyleyen Young, “Akıllı iletişim cihazlarıyla bunu araca yaptırabilecek hale getireceğiz. Bu da insana keyif verici bir yolculuk sağlayacak. 2015’ten sonra bu sistem faaliyete geçecek. Hayatımızın bir gerçeği internettir. Genç araç sahipleri için sosyal medyayı da birleştirirsek araç ve internet ayrılamaz bir bütün haline gelecek. İnternet üzerinden cep telefonu ile park bu sistem. Aracınızı park etmek için aracı bulunduğu yerden çıkarabileceksiniz. Cep telefonunun tuşuna basarak araç kendini park edecek. Motoru kapatacak ve kapıları kilitlenecek. 2015’ten sonra bunu Bosch üretecek. Sıfır kaza hedefine her geçen gün biraz daha yaklaşıyoruz. Önümüzdeki 20 yıl içinde teknolojik gelişmeler otonom sürüşü olanaklı hale getirecek. Bunun anahtarı sürücü destek sistemlerinin genişletilmesinde yatmaktadır. Bosch’ta dünyada halihazırda bu tür sistemlerle ilgili olarak 600 mühendis çalışmakta. Otonom sürüş ilk önce park etme ve dur-kalk trafik gibi münferit durumlarda kurulacak olup, gelecek nesil araçlar yüksek hızlarda işleyebilen sistemler de içerecektir” açıklamalarında bulundu.
“BENZİNLİ ARAÇ DAHA CAZİP OLACAK”
Bosch’un otomotiv iş kolundaki planlarını, 2020 yılında üretilecek 115 milyon araçtan yüzde 10’unun hibrid ve elektrikli, geri kalanının içten yanmalı araç olacağı öngörüsüyle şekillendirdiğini kaydeden Young, “Dizel ve benzinli araçlarda yakıt tüketimini ortalama yüzde 30 düşürmek için çalışıyoruz. Bosch’un geliştirdiği teknoloji sayesinde motorlar giderek daha kompakt bir hale gelmekte ve artık çok daha verimli çalışacak. Böylece güçten ve konfordan ödün vermeden yakıt tüketimi, dolayısıyla da karbon emisyonu azalacak. Benzinde tasarruf sağlayacak bu sistem 2013 yılında yollarda olacak. İçten yanmalı motorlar için Bosch’un geliştirmekte olduğu teknoloji sayesinde bir benzinli motor 100 kilometrede 5,5 litre tüketir hale gelecek, dizel motorlarda ise bu rakam 3,6 litreye kadar inecek. Özetle bugünün standart motorlarına oranla yakıt tüketimi ortalama yüzde 30 azalacaktır” şeklinde konuştu.
“BURSA BİZİM AMİRAL GEMİMİZ”
Bosch’un 1971 yılından bu yana faaliyet gösterdiği Bursa’da 206 bin metrekare alan üzerinde 4 fabrikadan oluşan bir üretim tesisine sahip olduğunu söyleyen Young, Bursa fabrikasının Bosch Türkiye’nin ‘amiral gemisi’ olduğu kadar otomotiv yan sanayisi anlamında Bosch Grubu’nun da dünyadaki en değerli, en modern üretim tesislerinden biri olma özelliğini taşıdığını vurguladı. Young, “6 bin çalışanla faaliyet içindeyiz. 30’dan fazla araç markası içi dizel ve benzinli enjeksiyon üretimi yapıyoruz. Dünyadaki 5 dizel araçtan birinin enjektörü Bursa’dan. Yakıt tüketimini yüzde 30’a indiren teknoloji üretimini Bursa’dan sağlıyoruz. Tüm Avrupa’ya ihracat yapıyoruz. Dünyaya Avrupa üzerinden bizim ürünlerimiz geliyor. Bursa, bizim amiral gemimiz ve göz bebeğimizdir. Şu anda kapasite artırımı söz konusu. OSB’ye girersek yeni inşaatlarımız görüyoruz. 30’dan fazla araç markası için dizel ve benzinli enjeksiyon sistemleri üretilen Bursa Fabrikası, Bosch Türkiye’nin ‘amiral gemisi’ olduğu kadar, otomotiv yan sanayisi anlamında Bosch Grubu’nun da dünyadaki en değerli, en modern üretim tesislerinden biri olma özelliğini taşımakta. Bursa Fabrikası, bugün ulaşmış olduğu üretim gücü ve kalite anlayışıyla, yakıt tüketimini ortalama yüzde 30 azaltacak teknolojinin çok önemli bir parçası haline gelmiş bulunmakta. Bu doğrultuda benzin enjektörleri üretiminde kapasite artırımı yapılmaktadır. Dizelde ise yeni nesil ürünleri devreye alınmıştır. 2012-2013 döneminde hayata geçirilmesi hedeflenen yaklaşık 300 milyon euroluk yatırımın büyük bir bölümü bu sistemlere yöneliktir. Benzinli motorlarda kullanılan benzin püskürtme enjeksiyonları, Bosch’un ikinci jenerasyon benzinli motorlarda kullanılan püskürtme enjektör sistemlerinin önemli bir bileşenidir. Bu sistemler yanmayı daha etkin hale getirerek, motorun verimliliğini artırmaktadır” dedi.
Bosch olarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine birlikte gitmek istediklerini belirten Young, “2023 hedeflerine birlikte gitme arzusundayız. Yurt dışından Türk sanayicisine sağladığımız teknolojilerle, Ar-Ge ve üretim faaliyetleri ile birlikte ülkemizin 2023 hedefine varmasında öncü rol oynamakta. Var gücümüzle bunun için çalışıyoruz. Biz Türkiye’de yaşamı daha temiz, daha konforlu daha ekonomik olmak için çalışıyoruz. Biz Bosch’ta bunun için ‘yaşam için teknoloji’ diyoruz” diye konuştu.
“TÜRKİYE SANAYİDE YÜKSEK TEKNOLOJİDE ÜRÜNLER ÜRETMELİ”
Young, “Avrupa’daki gelişmelerden kendimizi muaf tutmayız. İhracatlarımıza ve ithalatımıza ticaret ortaklarımıza bakarsanız Avrupa hala ticaretimizin iş ortağı. Biz ne kadar çabuk ülke olarak, sanayici olarak, bu alanı yumurtaları tek sepete koymayıp da diğer kıtalarla iş birliği yaparsak bu kıtadaki değişikliklerden daha az etkileniriz. Bu ülkelerin radarındadır. Hızlı yapmak önemli. Türkiye, sanayide özellikle daha yüksek nitelikli ürün üretiyor olması lazım. Bu yola çıktık. Makine imalatında ve otomotivde muhtelif sektörlerde var. Ucuz üretelim, ucuz satalım mantığından uzaklaşmalıyız. Makul maliyetlerle iyiyi üretmemiz gerekiyor. Bunu gelişmiş pazarlara satıyor olabilmemiz lazım” açıklamalarında bulundu.
“TÜRK EKONOMİSİNİ BENİMSEDİK, ANİ İNİŞ VE ÇIKIŞLARA HAZIRIZ“
“Türkiye’de üretim yapma şartlarını artık benimsedik“ diyen Young, “İnişler için de hazırız. Ani çıkışlar için de hazırız. Bu 2009-2010 geçişinde oldu. 2011’de oldu. 2010’da indiğimiz kadar bir çıkış başladı. Bu firmalar için oldukça zor yönetilebilecek bir süreç. Daralmak ve küçülmek daha kolay. Çıkışa ayak uydurmak daha zor. Bunu başardık. Bütün tesislerimizde iniş ve çıkış değişikliklerine hazırız” dedi.
“YERLİ OTOMOBİL HEDEFİNE KATKIDA BULUNABİLİRİZ“
Bursa’nın Türkiye’nin Detroit’i olduğunu ifade eden Young, yerli otomobil konusunda Türk otomotivine katkıda bulunmak istediklerini de vurguladı. Young, “Bizler Bursa’da yıllardır üretim yapıyoruz. Bosch Türk otomotiv sanayisine nasıl katkı yapabilir? Biz Türk otomotiv sanayisine oldukça yaygın çalışıyoruz. Dolayısıyla Türk otomotiv sanayisinde bu üç alanda yaygın bir şekilde çalışıyoruz. Al sat değil, uygulama mühendisliği de yapıyoruz. Diğer taraftan da Türk otomobil sanayisine bakarsanız, ağır vasıtalı araçlar Türkiye’de üretiliyor. Yüzde 40’ı yerlileştirme oranı var. Üretim imkanları mevcuttur Türkiye’de. Bosch olarak da mevcut imkanlarımızla, Ar-Ge merkezlerimizle birlikte Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak münhasır enjeksiyon sistemi tasarlayıp üretebiliriz. Hem benzinlide hem dizelde bunu yapabiliriz. Türk otomotiv sektörünün ihtiyacını karşılayabilecek sisteminiz var“ şeklinde konuştu.