ANTALYA (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Son 100 yılda 6 ve üzerinde tam 56 deprem oldu. Son 100 yılda 83 bin kişiyi kaybettik. Mal kaybımız 100 milyar doların üzerinde. Bu gerçekler ortadayken hala zeminine dikkat etmeden, balçık alanlar üzerine şehirler kurmaya devam etmişiz. Bunları yeniden gözden geçireceğimiz bir dönem başlıyor." dedi.
Bakan Özhaseki, Sabah Gazetesi tarafından Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen Antalya Kentsel Dönüşüm ve Stratejik Yaklaşımlar Kurultayı'nda, yaptığı konuşmada, şehirlerin kendine has organizmalar olduğunu, bu organizmaların kimi dönemde çok sağlıklı ve güçlü, kimi zaman da hastalıklı dönemleri olduğunu söyledi.
İdareciler olarak şehirleri devamlı diri tutmak zorunda olduklarını dile getiren Özhaseki, şehirlerin kendilerine özgü avantajlarını kullanamaması halinde göç veren, sosyal hayatın olmadığı ve gerileyen kentler durumuna düştüğünü vurguladı. Özhaseki, şehirleri diri tutma anlamında en önemli görevin yerel yöneticilere düştüğünü, şehirlerin kaderlerinin yerel yöneticilerin ufuklarıyla doğru orantılı olduğunu ifade etti.
Yerel yöneticilerin kentlerin avantajları üzerinde çalışması halinde o şehirlerin geliştiğini ve büyüdüğüne işaret eden Özhaseki, "Anadolu dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi. Bu topraklarda onlarca kavim yaşamış ve medeniyetler kurulmuş. Tarihe iz vurmuş çok önemli olaylar yaşanmış. Değişik medeniyetlere ait birçok eser var. Adeta bir açık hava müzesi. Bu topraklarda bin yıldır biz de varız. İki ciddi medeniyet kurmuşuz ve bu iki medeniyetten günümüzde izler taşımaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Yaşadıkları coğrafyanın son dönemlerdeki en önemli özelliğinin ise mazlumların sığınma coğrafyası olduğunu anlatan Özhaseki, "Son yüzyılda bu coğrafyaya Balkanlar dahil herkes gelmiş. Kafkaslar'da daralan da Arap coğrafyasında bunalanlar da gelmiş. Burada yüzyıldır bir arada olmuşuz. Adeta etle kemik gibi yeni bir millet olmuşuz. Rabbim inşallah sonuna kadar huzurla bağımsızlığımızı devam ettirir." ifadelerini kullandı.
- Deprem gerçeği
Türkiye'de deprem gerçeğinden çok uzak şekilde yapılar yapıldığını söyleyen Bakan Özhaseki, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğuna ve her gün onlarca sarsıntının yaşandığına dikkati çekti.
Özhaseki, "Son 100 yılda 6 ve üzerinde tam 56 deprem oldu. Son 100 yılda 83 bin kişiyi kaybettik. Mal kaybımız 100 milyar doların üzerinde. Bu gerçekler ortadayken hala zeminine dikkat etmeden, balçık alanlar üzerine şehirler kurmaya devam etmişiz. Bunları yeniden gözden geçireceğimiz bir dönem başlıyor." diye konuştu.
Bilim adamlarının İstanbul'u en riskli 10 metropolden birisi olarak gördüğünün altını çizen Özhaseki, buna göre tedbir alınması gerektiğini vurguladı.
- Terörle mücadele
Türkiye'nin zor süreçlerin üstesinden gelmiş bir ülke olduğunu hatırlatan Özhaseki, şöyle konuştu:
"Bundan sonra da gelebilecek belalara karşı bizim kadar aşılı bir millet herhalde yoktur. 40 yıl boyunca PKK ile savaştık. Dünyanın neresinde böyle bir örgüt kaldı ki? Batı dünyası, bırakın PKK gibi eline silah alıp masum insanları vurarak ülkeyi parçalamaya çalışan bir yapıyı, demokratik haklarını kullanan bir Katalan halkına bile tahammül edemezken bize akıl vermeye devam ediyor. Katalanlar ne yaptı, ellerine silah mı aldılar. Demokratik haklarını kullanarak 'Biz İspanyol değiliz' dediler. 8 bakana tutuklama çıktı. Avrupa Birliği'nden ses yok. Yüzden fazla kuruma kayyum atandı, hiçbirinden çıt çıkmıyor. Şimdi Türkiye'de ele geçirdiği ne varsa hepsini dağa gönderen, malzemelerini onların emrine veren, cenaze araçlarında cenazesini taşıyan hiçbir yatırımı olmayan, devletten geleni de 'dağa nasıl aktarırız' diye düşünen belediyelere kayyum atandığında bizim muhalefetle birlikte AB ayağa kalkıyor. Niye ayağa kalkıyorsunuz ki? Bütün raporlar var. Devletin verdiği paranın hepsini dağa göndermek için seferbersiniz. Böyle lanet bir örgütle uğraşıyoruz. En sert mücadele bu dönemde verildi. Her yerde bittiler. Tek tük sağda solda kaldılar. 'Esamemiz okunsun, ölmedik bilinsin' diye sansasyonel olaylar yapıyorlar. Bittiler ama. Bir daha ayağa kalkamayacaklar."
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), din ve milli duygularla kendilerini vurduğunu anlatan Özhaseki, hain örgütün, "Okullar açıyoruz. İstiklal Marşı, Atatürk resmi yanında da işte gördüğünüz gibi Türk Bayrağı, Türk dostları yetiştiriyoruz. Fakir fukaralar çocuklarınızı verin, zeki çocuklarınızı okutalım. Zenginler sizde paralarınızı verin, himmet edin, kurban keselim. İşte buralarda okutalım." diyerek senelerce bu soytarılığı yaptığını dile getirdi.
Özhaseki, "15 Temmuz'a kadar hepimizi, (hiç kimse kendini kenarda tutmasın, bir başka partiyi suçlamasın) herkesi kandırdılar. Bu yapı, rahmetli Özal'ı, Tansu Çiller'i de kandırdı. Rahmetlik Ecevit'i de kandırdı. Hatta cennet vadetti FETÖ. 'Eğer ki bir tane şefaat hakkım olsa Ecevit'e kullanırdım' dedi. Öyle bir vahşi yapı, ikiyüzlü bir yapı." ifadelerini kullandı.
- "Bir tek kurbanı bile nasip olmamış biriyim"
FETÖ'nün gerçek yüzünü 15 Temmuz'da herkesin gördüğünü belirten Özhaseki, şunları kaydetti:
"Milletin üzerine kurşun sıktılar. Ortaya çıkan delillerden anlıyoruz ve her şeyi birleştirince tam resim ortaya çıkıyor. Müslümanlıkta insanların yatak odasını gözetlemek, soru çalıp fakir fukaranın çocuğunun istikbaline mani olmak var mı? Bunların hiçbiri yok benim bildiğim bu dinde. Hazreti Peygamber'in hayatında bunların hiçbirisi yok. Fakat bunların hepsine fetva vererek, aklınıza gelecek her türlü rezilliği yapan bir grup. Şimdi yeni yeni görüyoruz fetvaların ne olduğunu. Allah böyle bir tehlikeden korusun. Onlarda Türkiye'de bittiler. Uzantıları olabilir, tek tük çıkabilir. En güzel tarafı şurası, bütün bir millet uyandı. Bunların gerçek yüzünü gördü. Eskiden neredeyse bütün bir millet bunlara destek oluyordu. Ellerinden geldiğince, herkes destek veriyordu. Ben bir tek kurbanı bile nasip olmamış biriyim. O ayrı bir şey ama herkes bunlara iyi niyetle yardım ediyordu. Şimdi gerçek yüzü ortaya çıktı. Bu belaya karşı tüm bir millet ayakta. Hangi ülkeye hizmet ettikleri, ne yaptıkları da çok net belli oldu. Türkiye bunu da aştı. Bu olaylardan herhangi birisi eğer Batı'da birinin başına gelseydi o ülke çökerdi."
AA