Trafik kazaları istatistiklerinden de anlaşılmaktadır ki; kazaların, % 95’i, insan hatası sonucu, geriye kalan % 5’i de fiziksel hatalar (bakımsız araç, hatalı yol, doğal şartlar, hayvan çıkması vs. )sonucu meydana gelmektedir. “Böyle midir, değil midir?” şu an bunu tartışacak değiliz. Son iki ayda; Seydişehir çevresinde meydana gelen kazalar ile ilgili olarak kısa bir istatistik de biz yapalım istedik ve bu işe de ilk olarak Karabulak Kavşağı ile başlayalım dedik. Ağustos ayına kadar bu kavşakta sinyalizasyon ışıkları; nöbetleşe yanıyordu. Böyle olunca da kaza oranı neredeyse sıfırdı. Ancak, ağustos ayında ışıklar “kontrollü geçişe” uygun şekilde ayarlanmıştı. Böyle olunca da her yönden seyreden araçların sürücüleri “geçiş hakkı benim” düşüncesiyle fren mekanizmasını kullanmayınca, maddi hasarlı ve yaralanmalı birçok kaza meydana gelmişti. Işık yanma sisteminden kaynaklanan bu kazaların oluş nedenleri yetkililer tarafından da kısa sürede anlaşılarak yeniden eski sistem devreye sokuldu da, kazalar da bıçak keser gibi kesiliverdi. Çevre yolunda devam eden “ bölünmüş yol” inşaatı nedeni ile Bozkır Yolu Kavşağında ışıklar yanmamaktadır. Işıkların yanmadığı ve çalışmaların devam ettiği bu kavşakta hemen hemen her gün kazalar meydana gelmektedir. Bunların da sadece büyük çaplı olanları medyaya yansımakta, ufak çaplı olanlardan ise haberdar bile olunmamaktadır. Buna ilaveten, kazanın oluşmadığı ama tabiri caiz ise “kıl payı” atlatılanların ise haddi de hududu da... Pekala; Çevre Yolu’nun sadece bu kısımlarında mı meydana geliyor kazalar? Elbette hayır. Bölünmüş yol inşaatı çalışmalarının başlatıldığı günden bugüne kadar Seydişehir sınırları içinde başka noktalarda da birçok ölümcül kaza meydana geldi. Aynı şekilde, Sanayi Kavşağı da, mevcut hali ile belki de en çok maddi hasarlı kazanın olduğu yer olarak kayıtlara geçmiştir. O nokta da, Sanayiden çıkanlar ve yoldan geçen sürücüler için Seydişehir bölgesindeki en riskli nokta durumundadır. Oto Sanayi Çıkışı ve Karabulak Kavşağı’ndan, Marangozlar Kavşağı’na kadar olan 7 km.lik yolun bölünmüş yol inşaatı tamamlanıp hizmete girdiğinde, acaba kazaların yaşanmaması için bir çözüm mü getirilmiş olacak, yoksa eski halinden daha mı kötü olacak, bunu zaman gösterecek. İlçemizden geçen çevre yolunun bölünmüş yol olarak yapılmasının amacı; Trafik güvenliğinin artırılarak, kazaların azaltılması ve kazalardaki yaralanma ve ölüm oranlarının düşürülmesidir. Şimdi soru şu: Bir yolu, “bölünmüş yol”a dönüştürmenin amacı; o bölgede trafik kazalarını önlemesi mi yoksa estetiğin sağlaması mıdır? Meydana gelen trafik kazalarının büyük bölümü; Muradiye Köy Yolu, Otogar İstikameti Giriş/Çıkış, Bozkır Yolu Kavşagı, Taşaağıl Köyü Yolu, İncesu Köyü Yolu, Sanayi Çıkışı gibi noktalarda meydana geldiğini herkes biliyor. Tabi herkesin bilmesinden daha önemli olanı yetkililerin bilmesi ve bilmekle de kalmayıp gerekli tedbirleri almalarıdır. Asıl olan da budur. Daha yolun başındayız. Yani çalışmaların devam ettiği bir süreçteyiz. Henüz iş işten geçmeden ve bu bölgede meydana gelebilecek her kazada “eyvah!” dememek için yetkililerin bu bölgedeki geçitlere ve kavşaklara kalıcı çözümler bulması gerekiyor. Eğer çözüm; Bozkır Yolu Kavşağı’nda yapılan yükseltme çalışması gibi bir çözümse; “vay ki vay!” halimize...
Son yıllarda, bu bölgede meydana gelen ölümcül kazaların birçoğu ya yol çalışmalarının devam ettiği ya da asfaltlama çalışmalarının yapıldığı bölgelerde meydana gelmiştir.
Bir de merak ettiğim şu önemli konuya bir açıklama getirilmesi lazımdır. Yol çalışmalarının yapılmakta olduğu bu yerlerde meydana gelen kazaların, istatistiklere; “insan hatası” olarak geçip geçmediği konusudur. Bence istatistiki verilere yeni bir madde eklenmeli ve şöyle denilmelidir: “Yolda çalışma yapıldığı için, onlarca ikaz levhası yerleştirilmiş olan bu bölgede, o kadar yoğun bir şekilde tedbir alınmış ki; bu kadar ikaz levhası ve ışıklandırma yüzünden sürücünün kafası karışmış ve kaza da meydana gelmiştir.”
Kazasız belasız bir seyahat özlemi ile...