KONYA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biliyorum, konuşunca onlar çok rahatsız oluyor. Benim televizyonlara veya konuşma yapacağım saate denk getiriyorlar, program düzenliyorlar. Televizyonlarda bizi değil onları versin diye." dedi.
Kılıçdaroğlu, Konya'da bir otelde iş dünyası ve STK temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, bir ülkenin yönetim biçimine rejim denildiğini, ülkelerin yönetim biçimini de tarihi, siyasi ve sosyolojik koşullarının belirlediğini söyledi.
Çanakkale Savaşı'nda bütün güçleriyle gelen düşman kuvvetlerine karşı, bu ülkenin insanlarının birlikte mücadele ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, düşmanın geçemediği Çanakkale'nin her karış toprağında, onlarca şehit kanı, gözyaşı ve acının olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, düşmanın bütün güçleriyle gelmesine rağmen amacına ulaşamadığını belirterek, "Sonra bir tek kişinin imzasıyla Çanakkale'yi geçtiler. Dolmabahçe önünde bütün savaştığımız güçler gemilerini orada demirlediler. Büyük bedeller ödedik, kimseyi sokmadık yurdumuza ama hiç savaşmadan geldiler gemilerini demirlediler. İmparatorluğun başkentini işgal ettiler. 16 Mayıs'ta, İstanbul'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk vardı. Söylediği cümle tarihe not düşen bir cümledir; 'Geldikleri gibi gidecekler' demiştir." diye konuştu.
- "Ülkenin kuruluş ve kurtuluş tarihinde tek adam yok"
Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Amasya Genelgesi'nde, 'milletin istiklalini milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır' diyor Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları. Mustafa Kemal, tek adam mı? Hayır. Yanında ekibi var. Millet sözcüğünü tarihe not olarak düşüyor o zaman. Osmanlı'da millet kavramı yoktur. Kendi milletine ve Anadolu halkına güvenen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Amasya Tamimi'nde, 'milletin istiklalini milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır' diyor. Erzurum'a geçiyor. Kongre toplanıyor, tek adam değil. Kanaat önderleri, bölgenin iyi, güçlü, vatansever insanları bir araya geliyor. 'Memleketimizi nasıl kurtarırız' diyorlar. Altını çiziyorum, tek adam değil. Sonra Sivas'a geliyorlar. Sivas Kongresi. Erzurum'dan daha fazla katılımcı Sivas'ta var. Sivas Kongresi'nde bir şey tartışılıyor, mandacılık. Türkiye bağımsız bir ülke olup kendi kendisini mi yönetsin, yoksa mandacılık mı olsun. Bu tartışılmış. Genç bir kardeşimiz kürsüye gelir, mandacılığı reddeder. Türkiye'nin bağımsızlığını savunur. Döner Atatürk'e şunu söyler; 'mandacılığa karşıyız. Siz mandacılığı savunursanız size de karşıyız' der. Bu cümle ülkenin kuruluş ve kurtuluş tarihinde tek adamın olmadığını gösteriyor. Tek adam yok."
Kılıçdaroğlu, halk oylamasına götürülen anayasa değişiklik paketinde, Cumhurbaşkanının Meclis'i feshetme yetkisinin bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Tarihine, dedelerine, atalarına, milletine saygısı olan herkesin buna 'hayır' demesi lazım. Madem milli irade çok önemli ve bunu savunuyoruz. O zaman bir kişi milli iradeyi neden istediği zaman yok farz etsin. Neden, 'ben meclisi feshediyorum' desin. Bu ülkenin kurucusuna verilmeyen bir yetkiyi neden bir başka kişiye verelim. Kendimize, parlamentoya güvenmiyor muyuz? 550 milletvekili seçtik, gönderdik oraya. Bugün bu süreç, 16 Nisan'a kadar olan süreç hepimizin düşünmesi gereken bir süreçtir. Bu oylamanın partilerle ilgisi yok. Şahıslarla ilgisi yok. 'Ben muhafazakarım, öbürü ilerici, öbürü ülkücü, dindar, milliyetçi...' Ne olursak olalım. Bu memlekette huzur ve barış içinde kardeşçe yaşamak istiyoruz."
Barışın ve birlikte yaşamanın teminatının anayasa olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bir anayasa toplumu bölüyorsa orada teminatın olmadığını anlattı.
Kılıçdaroğlu, toplumu birleştirip kaynaştıran anayasanın herkesin teminatı olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aklımızı kullanacağız. Ölçeceğiz, biçeceğiz, tartacağız ve kararımızı öyle vereceğiz. Bu bir partinin, şahsın olayı değildir. Devam edecektir. 12 Eylül anayasası 1982, yıl 2017 devam ediyor. Bu da devam edecek. Ayrışan bir toplumun sonu nereye gider? Bütün iradeyi tek bir kişiye teslim ettiğinizde nereye varacaklar. Buyurun Suriye’ye bakın. Tek adam vardı. Suriye anayasası aynen şimdi gelen yeni anayasa gibi. Bütün yetkiler tek adamda. Buyurun ne oldu Suriye? Bölündü mü, bölündü. Milyonlarca kişi Suriye’yi terketmek zorunda kaldı."
- "Cumhuriyet tarihinde niye çift başlılık olsun ki arkadaş"
Tarihten ders çıkarılması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bu devleti kuranlar neden cumhuriyeti, parlamentoyu kurdular, neden başbakanlığı getirdiler, neden bakanlar kurulunu oluşturdular? Devlet yönetiminde adaleti ve dengeyi sağlamak için. Şimdi öneri getiriyorlar, başbakanlığı kaldıracağız. Niye kaldıracağız? Başkan aynı zamanda başbakanlık görevini de üstleniyor. Neymiş, çift başlılık olurmuş. Cumhuriyet tarihinde niye çift başlılık olsun ki arkadaş. Görevi anayasada yazılıdır. Cumhurbaşkanının, başbakanın ve partilerin görevi anayasada yazılıdır. Kendi görev alanının dışına çıkıp başkasının görev alanına müdahale ederseniz orada çift başlılık olur."
- "Televizyon kanallarına çıkalım beni mahcup edin"
Cevabını alamadığı birçok soruların bulunduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Biliyorum, konuşunca onlar çok rahatsız oluyor. Benim televizyonlara veya konuşma yapacağım saate denk getiriyorlar, program düzenliyorlar. Televizyonlarda bizi değil onları versin diye. Çıkıyorlar şunu söylüyorlar; 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. Kendilerine her seferinde açık çağrı yapıyorum; doğruları söylemiyorsam sizin televizyon kanallarına çıkalım beni mahcup edin. Belki bunlara gerek kalmayacak. Çıkarsınız televizyonda beni mahcup edersiniz. Böyle diyorsun ama anayasa da böyle. Biz de bakarız, eğer bilmiyorsak mahcup oluruz. Biliyorsak sen asla ama asla bir daha 'evet'i ağzına alamazsın."
AA