BURSA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz bu anayasa değişikliğiyle 80 milyonu freni olmayan bir otobüse bindiriyoruz. Nereye gideceği belli değil. Çünkü bütün geleceğimizi bir kişiye teslim ediyoruz. Olmaz, yanlıştır. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bunun partilerle ilgisi var mı? Hayır. Bu, hepimizin ortak sorunu." dedi.
Kılıçdaroğlu, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nda (BESOB) yaptığı konuşmada, herkesin referandumdan önce demokratik parlamenter sistem geleneğinden vazgeçip "tek adam rejimi"ne geçmek isteyip istemediğine karar vermesi gerektiğini söyledi.
Referandum tercihinin siyasi partilerle bir ilgisi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu, tamamen demokratik parlamenter sistem mi, tek adam rejimi mi? Bu ikisinden birini tercih edeceğiz. 'Evet' diyen de 'hayır' diyen de oturup konuşmak, vicdanında bunu tartmak zorundadır. Neden evet, neden hayır? Zor bir soru değil, zor bir tercih de değil." diye konuştu.
Anayasa değişikliğinin toplumun hangi sorununu çözdüğünün düşünülmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Evet demenin vebali ağırdır. Çocuklarımıza, torunlarımıza hesap veremeyiz. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir demokrasi, olmaz. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde kimse yatırım yapmaz, gelecek kaygısı toplumun her yanını sarar." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, anneler her zaman "Freni olmayan bir otobüse çocuğunuz bindirir misiniz?" diye sorduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Onlar 'hayır' diyorlar ama biz bu anayasa değişikliğiyle 80 milyonu freni olmayan bir otobüse bindiriyoruz. Nereye gideceği belli değil. Çünkü bütün geleceğimizi bir kişiye teslim ediyoruz. Olmaz, yanlıştır. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bunun partilerle ilgisi var mı? Hayır. Bu, hepimizin ortak sorunu. Bayrak, bizim bayrağımız. Vatan, bizim vatanımız. Demokrasi, bizim demokrasimiz. İnsanımız, bizim insanımız. Bir arada huzur içinde yaşayacağız. Partilerimiz de farklı olabilir ama benim düşünceme benim gibi düşünmeyen insan saygı gösterir, ben de o insanın düşüncelerine saygı gösteririm. Demokrasinin varlık nedeni budur zaten."
Ülkeye karşı herkesin sorumluluğu olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Çocuklarımıza hayırlı bir iş yaptığınızdan emin olun gururla anlatacaksınız. Emin olun gururla hafızanızda taşıyacaksınız, aile tarihinizin en önemli gurur vesilesi olacaktır. 'Biz her şeye karşı demokrasiye, çok partili hayata sahip çıktık. Tek adama değil, TBMM'ye sahip çıktık.' diyeceksiniz." ifadelerini kullandı.
- "Birisi bir suç işlediğinde 'ona özel bir alan yaratalım' denmez"
Kılıçdaroğlu, daha sonra Nilüfer ilçesindeki bir nikah dairesinde Arzu Esendemirci ve Cevdet Atalay çiftinin nikah şahitliğini yaptı. Çifte ömür boyu mutluluklar dileyen Kılıçdaroğlu, evlilik cüzdanını geline verdi, ardından nikah dairesinin toplantı salonunda Karadeniz dernekleri üyeleriyle buluştu.
Burada yaptığı konuşmada Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin eşit olduğunu söyledi. Kimsenin yasalar önünde diğerinden üstün olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Vatandaşsak, kendi ülkemizde yaşıyorsak birlikte yaşıyorsak, bir başkasının benden üstün tarafı olmamalı. Protokol olarak bazıları daha uygun olabilirler, her devletin protokolü vardır ama yasaların önünde herkes eşit olmak zorundadır. Çünkü yasalar eşit yurttaşlık üzerine inşa edilirler. Birisi bir suç işlediğinde 'ona özel bir alan yaratalım' denmez, denmemeli. Şimdi önümüzde bir anayasa değişikliği var, 16 Nisan'da sandığa gideceğiz. Size şöyledir, böyledir diye uzun uzun anlatmak istemiyorum. Ama şu çok önemli, parlamento dediğimiz 141 yıllık bir geleneğe sahibiz. Osmanlı'dan devralınan Meclisi Mebusan'dan gelen bir gelenek bu. Hep tarihimizle, geleneklerimizle, örfümüzle övünürüz. Dolayısıyla 141 yıllık geleneği neden bir tarafa bırakıyoruz." açıklamasını yaptı.
Parlamentonun ortak aklın egemen olduğu alan olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her siyasi partiden milletvekilleri var orada, halka gitmişiz, halk seçmiş kimisi AK Parti, kimisi HDP, kimisi MHP, kimisi de CHP'den milletvekilleri bir aradayız. Bakmayın arada şiddetli tartışmalar olur ama kulislere çıkıldığı zaman o tartışmalar içeride bırakılır, çay kahveler içilir. Artısı eksisi yine bütün milletvekilleri oturur konuşurlar. Komisyonlarda yasalar görüşülürken uzmanlar da davet edilir, diyelim ki muhtarlarla ilgili bir yasa görüşülecekse, belediyle ilgili veya mimar, mühendislerle ilgili konular görüşülecekse biz milletvekilleri olarak o konunun uzmanlarından görüş alırız. Böyle bir parlamento geleneğimiz var. Şimdi deniliyor ki 'Bu gelenek bize çok fazla geldi, parlamentonun yetkilerinin bir kısmını elinden alalım bir kişiye verelim.' Bu bir görüş, verilir veya verilmez kararı hep birlikte vereceğiz, bunun sonu ne olur, sonucuna hep birlikte katlanacağız. Acı mı olur, başka sorunlar mı çıkar hep birlikte göreceğiz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu 16 Nisan'daki halk oylaması öncesi vatandaşların yapması gerekenin değişecek anayasa maddelerini okumak olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Peki bilmediğimiz bir tabloyla karşılaşmamak için ne yapmalıyız? Yapmamız gereken 18 maddenin neler getirip neler götürdüğünü oturup, okuyup düşünmeliyiz. Bu kadar basit. 18 maddeyi akıl süzgecinden geçirmeli, vicdanımızla tartmalıyız, ölçmeliyiz ve sandığa öyle gitmeliyiz. Bunun siyasi partiyle alakası yok, bu bir seçim de değil, bir anayasa. Benim de anayasam olacak sizin de, bizimle aynı görüşte olmayan vatandaşın da, doğudakinin, batıdakinin, kuzeydekinin, güneydekinin de anayasası olacak. O halde bu anayasa bize ne getiriyor, ne götürüyor bu değişiklik, oturup onu konuşmamız lazım."
AA