KOCAELİ (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kadar sorunumuz varken, 'Bütün yetkileri bir kişiye verelim, bizim düşünmemize gerek yok, aklımızı kullanmamıza gerek yok.' gibi bir sürecin içerisine Türkiye sokulmamalıdır." dedi.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde (GOSB) iş adamlarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, üniversitelerin bilgi üretmesinin, yüksek katma değerli ürünlerin üretimini sağlayacağını belirtti.
Üniversitelerin özgür olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Peki biz ne yaptık, barış bildirisine siz mi imzayı attınız, buyurun beyler dediler, yüzlerce akademisyeni kapının önüne koydular. İbrahim Kaboğlu gibi değerli bir anayasa hukukçusunu, hem 'Türkiye'de ders vermeyeceksin.' dedik attık görevden, hem de pasaportuna el koyduk. Her hafta gidip yurt dışında üniversitede ders verecek onu da yasakladık. Sonra da dönüp dünyaya diyoruz ki, bizim ülkemizde demokrasi var. Kimi inandıracaksınız, kimi? Karşımızdakiler çocuk değil ki, ellerine birer şeker verelim, 'Bu ya başka bir şey yaptı, o nedenle yasak getirdik.' diyelim. Dünya küçüldü." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Osmanlı'nın, üretmediği, teknolojiye ve bilime önem vermediği için battığını" savunarak, bilgiye dayalı üretim, katma değeri yüksek üretimin varlık nedeninin demokrasi, düşünce özgürlüğü ve değişim olduğunu, bu yakalandığı takdirde Türkiye'nin büyüyebileceğini ifade etti.
Sanayicinin üretmek istediğini, bu konudaki engellerin ortadan kaldırılmasını istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Siyaset kurumu sorunları çözme amacıyla yola çıkar ama Türkiye'de sorun çözme değil, sorun yaratma kurumu haline dönüştü. Bundan Türkiye'nin kurtulması lazım, farklı bir anlayışın Türkiye'de egemen olması lazım. Dünya bu kadar hızla gelişirken, büyürken bizler farklı işlerle uğraşmamalıyız. Bu kadar sorunumuz varken, 'Bütün yetkileri bir kişiye verelim, bizim düşünmemize gerek yok, aklımızı kullanmamıza gerek yok.' gibi bir sürecin içerisine Türkiye sokulmamalıdır." şeklinde konuştu.
- "Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir"
Sanayicinin ülkesi ve toplumu için çalıştığını aktaran Kılıçdaroğlu, demokrasiye getirilen sınırlamalar, özgürlüğe getirilen sınırlamaların sanayicinin, esnafın, üreticinin ellini kolunu bağladığının altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliğine üyelik konusunu önemsediklerini de belirterek, şunları söyledi:
"Söyledim, diline egemen olamayan, ülkeyi yönetemez. Suriye ile kavga ettik. Niçin? 3,5 milyon Suriyeli var. Yarın göreceksiniz Suriye mafyası da çıkacak. Ne yapsın bu adamlar, neyle geçinsinler. Irak'la kavga ettik. Niçin? Taa gittik Mısır'la kavga ettik, Mısır Ro-Ro seferlerini iptal etti, Libya ile kavga ettik. Neden? İran ile kavga ediyoruz. Rusya ile kavga ettik. Neden? Esnaf turist duasına çıkıyor, yağmur duasına çıkar gibi. Nerede? Alanya'da. Acaba turist gelir mi?
Sorun nerede? Sorun siyaset kurumunda arkadaşlar. Siyaset düzgün olsa turist niye gelmesin, demokrasi düzgün olursa turist niye gelmesin, hukuk olursa turist niye gelmesin, güvenliği olursa turist niye gelmesin? Bıraktık onu şimdi Avrupa ile kavga ediyoruz. Hollanda ile kavga ettik. Karadenizli iş adamları geldiler, hepsi dertli. 'Ne oldu?' dedim. Biz fındık ihraç ediyoruz, fındığı kime ihraç edeceğiz dediler. Japon, Çin, Hindistan, Amerika fındık almıyor. Fındığı Avrupa'ya satıyoruz. İşin özü, savaş meydanlarından çıkan komutan, (Atatürk'ün posterine işaret ederek) şu komutan, 'Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir.' diyor."
- "Yüzde 10 seçim barajının kalkması lazım"
Kılıçdaroğlu, defalarca dış politikanın değişmesi gerektiğini vurguladıklarını belirterek, iyi ilişkiler kurulduğu takdirde Türkiye'nin lider ülke olabileceğini, demokrasisini güçlendiren bir Türkiye'nin önünde hiçbir gücün duramayacağını bildirdi.
"Siyasi ahlak kanunu" çıkarılması gerektiğine de değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ahlaki kuralları olmayan alanlardan birisi Türkiye'de siyasettir. Siyasette ahlaki kurallar olması lazım. Siyasette 12 Eylül darbe hukukunun değişmesi lazım. Yüzde 10 seçim barajının kalkması lazım. Sanıyorsunuz ki milletvekillerini siz seçiyorsunuz. Siz seçmiyorsunuz. Sizin önünüze bir liste konuluyor, siz listeyi seçiyorsunuz. Biz de geriye dönüp diyoruz ki, bakın milletin vekillerini millet seçti. Yok öyle bir şey, kandırıyoruz birbirimizi. Bunun da değişmesi lazım. Gerçek anlamda milletvekillerini halkın seçmesi lazım. Hatta KKTC'deki seçim yasası emin olun bizden çok daha mükemmel. Bunların hepsini yapabiliriz. Hiç karamsar değilim, hiç kimse karamsar olmamalı. Tek istediğim, ayın 16'sında sandığa giderken, 'Bugün hava güzel arkadaşlar bekliyor, oynayacağız ya da şunu yapacağız', bu değil ilk önce sandığa gidin. Oyunuz ne olursa olsun. Ama bir anayasa değişikliği yapıyoruz ve gidip oyumuzu kullanalım."
Kılıçdaroğlu, "Hayır çıkarsa kaos olur." şeklinde söylemlerin gündeme getirildiğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hayır efendim hiçbir şey olmaz. Niye kaos olsun ki, Sayın Cumhurbaşkanı zaten yerinde 2019 tarihine kadar. Kim seçti. Halk seçti. Meşruiyeti tartışılır mı asla tartışılamaz. Milli iradeyi nasıl tartışacağız. Sayın Başbakan görevinin başında olacak. Bakanlar onlar da görevlerinin başında. Parlamento görevinin başında zaten, yasalar yapıyor. Size bir bilgi daha sunayım, son bir ay içinde parlamentoda çıkan kanun sayısı, 100'den fazladır. Ve tamamı da oy birliğiyle çıktı. Demek ki uzlaşma kültürü parlamentoda var aslında. Ülkenin çıkarları söz konusu olduğunda, bir araya geliyoruz ve hep beraber karar veriyoruz. Bir sorun yok ortada. Ama kişisel hırslar, kişisel beklentiler öne çıkınca o uzlaşma olmuyor."
(Bitti)
AA