İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi kalktılar başka bir şey yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tartışma konusu yapıyorlar. Lozan'ı tanımıyorlar. Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu, Bakırköy'de, belediyenin Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı'nda düzenlediği temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de karamsar bir hava olduğunu, düşünen her insanın ülkenin geleceği hakkında kaygı taşıdığını söyledi.
Hangi görüşten olursa olsun hiç kimsenin karamsarlığa kapılmasına gerek olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede CHP olduğu sürece, ülkenin aydınlık geleceği için hep birlikte mücadele edeceğiz ama her yurttaşımızın, her vatandaşımızın kendisine soru sorma zamanıdır. Ülke neden bu hale geldi? 2002'de iktidar olanlar, 2014'ün Türkiyesinde neden bir terör batağıyla Türkiye'yi karşı karşıya getirdiler? 2002'de bütün komşularımızla ilişkilerimiz çok iyiyken, 2014'ün Türkiyesi neden bütün komşularıyla kavgalı bir halde? 2002'de Türkiye'de terör yokken neden bugün 1 değil 3 terör örgütüyle mücadele eder noktaya geldi? Herkes şu soruyu da sormalı, FETÖ dedikleri terör örgütüyle kim birlikte paralel yürüdü? Kim 'Ne istediniz de vermedik' dedi? Kim terör örgütünü bir darbe yapar noktaya taşıdı, bu kadar güçlendirdi?" diye konuştu.
Türkiye'de binlerce işsiz bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Onların çocukları işsiz mi? Ankara'da oturan beylerin çocukları işsiz mi? Neden? Bu ülkede fakir fukara çocuklar iş bulamazken onların çocuklarının bir eli yağda, bir eli balda. Bu soruyu sormak zorundayız. Her vatandaşımız sormak zorunda. Diyorlardı ki bir dönem, 'CHP, fakir insanların, yoksul insanların, gariban insanların derdini dile getirecek mi' diye... Her ortamda dile getiriyoruz. Taşeron işçiliği kim dile getirdi? CHP'liler. Emekliye iki maaşı kim dile getirdi? CHP'liler. Orman köylüsünün sorununu kim dile getirdi? CHP'liler. 1 milyona yakın mağdur var, darbe sonrası yaratılan mağdur var... O mağdurların sorunuyla bire bir kim ilgileniyor? CHP'liler. Bakın, biz bu ülkenin sorunu olan her vatandaşıyla birebir ilgileniyoruz. Sorunu olan her vatandaşın sorununu çözmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Suriye'den şehit haberlerinin geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Suriye bataklığını kim yarattı? Suriye'ye kim silah gönderdi? Müslümanı Müslümana kim kırdırdı? Özellikle mevcut iktidarı iktidara getirmek için oy kullanan bütün saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum: Senin çocuğunu Suriye'ye gönderiyorlar, senin çocuğunu dağlara gönderiyorlar 'terörle mücadele et' diye, 'Türkiye'nin çıkarlarını savun' diye. Bu Ankara'da oturan beylerin çocukları nerelerde? Onlar gidiyorlar mı? Yeri gelince şehit edebiyatı yapıyorlar. Şimdi şehitler arasında da fark koydular, 15 Temmuz şehitleri ve diğer şehitler. Şehitler için fark olmaz. Söyledim kürsüde, burada da söylüyorum. Şehitler arasında fark yaratanlar bu ülkenin hainleridir. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Şehitler bizim şehitlerimizdir. Şehitler arasında fark olmaz. Şehitlerin tamamı annelerinin kuzularıdır. O çocukları, fidan gibi çocukları eline kına yakıp askere gönderen anneler... Sizlere seslenmek istiyorum. Sevgili anneler, çocuğunuzu gönderirsiniz, arkasından dualar yaparsınız, 'huzur içinde askerliğini tamamlasın, gelsin' dersiniz. Şehit haberi almamak için, her gün Allah'a dua edersiniz, 'çocuğum sağ gelsin' diye. Şehitler arasında farklılık getirmek, o şehitlerimizi ayırmak bizim kitabımızda yoktur, bizim ahlakımızda yoktur, bizim inancımızda yoktur, bizim terbiyemizde yoktur ama onlarda var. Bunu içime sindiremiyorum. Suriye'ye gönderiyoruz askerlerimizi. Suriye'ye eskiden niye giderdi bizim askerlerimiz? Belki olsa olsa turistik geziye giderdi, sivil vatandaş olarak. Şimdi, eline silah verdik ve gönderdik. Neden? Türkiye'nin güvenliği için. Türkiye'nin güvenliğini Ortadoğu'da kim tehlikeye attı? Hangi iktidar tehlikeye attı? Bunun hesabını sormak zorundayız. Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Refet Bele, Kazım Karabekir... Bunların tamamı Osmanlı paşasıydı. Bunların bütün hayatları savaş meydanlarında geçti ama onlar savaşın bütün acımasızlığını yaşadılar ve dediler ki 'bu ülkenin bekası için ülkenin içinde de dışında da barış olmalı' dediler. Her zaman, her ortamda barıştan yana oldular. Şimdi kalktılar başka bir şey yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tartışma konusu yapıyorlar. Lozan'ı tanımıyorlar. Lozan'ı tanımıyorsan biz seni asla tanımayacağız."
- Fidel Castro'nun ölümü
Konuşmasında, Küba devriminin lideri ve eski Devlet Başkanı Fidel Castro'nun ölümüne yer veren Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Onun idealindeki en büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tü. Hep onu örnek aldı, onun devrimlerini örnek aldı. Düzgün bir insandı. Küba'ya sahip çıktı, Kübalılara sahip çıktı. Belki dünyanın en mutlu insanları Küba'da. Herkes huzur içinde yaşıyor. Kimseye teslim olmadı. Ülkesini de kimseye teslim etmedi. Çünkü o, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü örnek almıştır. O nedenle onu saygıyla anıyoruz. Saygıyla yad ediyoruz."
- "Tarık Akan'ı anmak hepimizin ortak görevi"
Bakırköy'ün, İstanbul'un en güzel ilçelerinden biri olduğunu, insanların sokaklarda özgürce gezdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün belediye başkanlarımıza şunu söyledim. Seçime kadar CHP rozeti takın, gezin, uğraşın ve seçimi kazanın. Seçimden sonra artık siz bir partinin değil bütün beldenin belediye başkanısınız. Hiç ayrım yapmayın. Ayrımcılık yapmayın. Herkesi kucaklayın. Çünkü bizim geleneğimizde, bizim ahlakımızda, bizim inancımızda ayrımcılık yoktur, herkesi kucaklamak vardır. Belediye başkanlarına bunu söyledim. Gecekondu bölgelerinden başlayarak her yerde çocuk yuvası ve kreşi açın. Anneler, çocuklarını güven içinde kreşe getirsinler, kentin kendilerine verdiği imkanlardan yararlansınlar. Eğer beldenin bir sorunu varsa uğraştınız çözemiyorsanız Ankara'ya geleceksiniz, biz sizin önünüze düşeceğiz ve o sorunu çözmek için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunu da söyledim. Bu yeter mi? Hayır. Kentlinin sorumluluğu vardır. Kentlinin bir kimliği vardır. Bakırköy dediğinizde, aklınıza gelen bazı değerler vardır. Tarık Akan bu değerlerden birisidir. Onu anmak hepimizin ortak görevidir. O zaman bizim kültür merkezlerine ihtiyacımız var, tiyatro salonlarına, sinemalara ihtiyacımız var, konferans salonlarına ihtiyacımız var, insanların gelip rahatlıkla tartıştığı, düşüncelerini ifade ettiği mekanlara ihtiyacımız var. Belediye başkanlarımız bunu yapıyor."
(Sürecek)
AA