SİVAS (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana'da özel öğrenci yurdundaki yangına ilişkin, "Yurda kim izin verdi, hangi koşullarda izin verildi, yangın merdivenine açılan kapılar niye açılmadı? O çocukların günahını kimler çekecek, acısını kimler çekecek? Bunların hiçbirisini bilmiyoruz şuanda. Hepsi masum bu çocukların." dedi.
Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Konferans Salonunda partililerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Adana'da bir yurtta kız çocuklarının hayatlarını kaybetmesinin son günlerde yaşanan en acı olaylardan birisi olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, anneler ve babaların çocuklarını daha iyi okusun, daha iyi bir dünyayı yaşasın, bilgisi, birikimi olsun diye okula gönderdiğine dikkati çekerek, "Daha rahat iş bulsun, yüzde yüz kocasına mahkum olmasın diye okula gönderirler. Eli ekmek tutsun ve o da çalışsın, o da mücadele etsin, hayatın bir parçası olsun diye okula gönderirler. Eğer yurt yoksa herhangi bir yurda gönderirler." diye konuştu.
- "Türkiye'de yurt sorununu çözeceğiz
Adana'da anneler ve babaların yüreklerine ateş düştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir yangın sonucunda çocuklar kaybedildi. Yurda kim izin verdi, hangi koşullarda izin verildi, yangın merdivenine açılan kapılar niye açılmadı? O çocukların günahını kimler çekecek, acısını kimler çekecek? Bunların hiçbirisini bilmiyoruz şuanda. Hepsi masum bu çocukların. Anneler ve babalar çocuklarını getirdiler, yurda teslim ettiler. Sormamız gereken ilk soru şu; bu çocukları yurda getirmek için neden Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bir yurt kurmadı. Orada bir yurt vardı yıkıldı, neden yeni bir yurt yapmadı? O anneler ve babalar güven içinde çocuklarını neden bu yurda, devletin kuracağı bir yurda getirip teslim edebilirlerdi. Böyle bir imkan onlara sağlanmadı. Eğer bir ülkede hükümet varsa eğer bir ülkede hükümet kendi halkının, kendi çocuklarının sorunlarını çözecekse 14 yıldır yurt sorunu neden çözülmez bu ülkede? Ben söz veriyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı olarak söz veriyorum. Bir yılda, fazla değil 1 yılda Türkiye'de yurt sorununu çözeceğiz. Her anne ve babanın, güven içinde oğlunu, kızını teslim edebileceği bir yurt yapacağız. Bütün imkanları olacak. Sıcak suyu olacak, soğuk suyu olacak, yangın merdiveni olacak, kapılar açılacak, her türlü imkan sağlanacak. Anne ve baba, çocuğunu yurda teslim ederken gözleri arkada kalmayacak. Bunu yaptığımız zaman bu ülkenin insanlarına hizmet etmiş oluruz. Maalesef, üzülerek ifade edeyim, bu yerine gelmiş değil."
- "Eksik CHP iktidarı"
Kılıçdaroğlu, Sivas'ın kadım bir kent olduğunu, Selçuklulardan beri İpekyolu üzerinde bulunduğunu, tarihin başkenti olan Sivas'ın bir dönem sanayinin de başkenti olduğunu bildirdi.
Kentin son 20-25 yıldır ise sürekli kan kaybettiğine ve Sivas'ın milletvekili sayısının sürekli düştüğüne işaret eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Neden, nüfus azalıyor. Şu soruyu sormamız gerekiyor. Hiç kimse annesinin, babasının, atalarının mezarlarının olduğu yerden ayrılıp başka yere gitmek istemez. Herkes doğduğu yerde, büyüdüğü yerde kazanmak ister, çoluk çocuk sahibi olmak ister. Neden göç ediyoruz? İş bulamadığımız için. Peki, sosyal devlette iş alanı yaratacak olan kim? Hükümetlerin izleyeceği ekonomi ve sosyal politikalar. Eğer bu politikalar işsizliğe yol açıyorsa, kırsaldan göç akınına yol açıyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Sivaslı kardeşlerime şunu söylemek ve sormak da isterim. Nüfusunuz azalıyor, fabrikalar azalıyor, gençler büyük kentlere gidiyor, Sivaslı bu politikaları izleyenlere oy vermeye devam ediyor. Sonra da Sivaslı dönüp bana ağlıyor; 'Bizim fabrikamız yok, bizim turistik alanlarımız var, turistimiz yok, bizim coğrafyamız büyük ama tarımımız batmak üzere, biz geçinemiyoruz.' Ne yapacağız? Sivaslı kardeşlerime soruyorum. Koca bir fabrika duruyor orada, işçiler çalışıyordu orada. O işçilere kim sahip çıktı, biz sahip çıktık. Fabrika kapandı, ne oldu işçiler, her biri Türkiye'nin bir tarafına dağıldı. Ekmek peşinde koşuyorlar, fabrika çalışabilir mi? Elbette çalışır, üretim yapabilir mi? Elbette yapabilir. İşçi bulunur mu? Elbette bulunur. Mühendisi olur mu? Elbette olur? Eksik ne? Eksik CHP iktidarı. CHP iktidarı olursa bunların hepsi olur. Neden? İnsana değer veriyor. İnsana değer vereceğiz, alın terine değer vereceğiz, üretime değer vereceğiz."
- "Nasıl oluyor da su daha pahalı süt daha ucuz"
Toplantı öncesinde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiğini, tarım ve hayvancılığı konuştuklarını aktaran Kılıçdaroğlu, 1 litre sütün, 1 bardak çaydan ucuz olduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, bir litre sütü elde etmek için hayvanın bulunması, beslenmesi, bakılması gerektiğini vurgulayarak, "Sütü alacaksınız, onu içilebilecek hale getireceksiniz, kaynatacaksınız bir maliyeti var. Allah'ın verdiği su, kaynaktan alacaksınız şişeleyip müşteriye vereceksiniz. Nasıl oluyor da su daha pahalı süt daha ucuz. Nasıl oluyor da bir bardak çay, bir litre sudan daha pahalı oluyor. Hep beraber düşünmemiz lazım." dedi.
Yeteri kadar teşvik olmadığını ve verilmediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin aklına bundan 20 yıl önce Türkiye'nin et, saman, mercimek, nohut ve kuru fasulye ithal edeceğinin gelmediğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, bunların tamamının ithal edildiğini ve köylerin boşaldığına değinerek, "Nereye gitti bu köylü kardeşlerimiz? Büyük kentlerin varoşlarına gittiler, hepsi iş ve ekmek peşinde koşturuyorlar." diye konuştu.
Köylerde koyun ve sürülerin olduğunu, çoban bulunamadığını, bu sorunların hepsinin çözülebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Siyasetçi cebini değil, siyasetçi halkı düşünecek. Siyasetçi kendisini ve çocuklarını değil, halkın kendisini ve bütün gençleri düşünecek." görüşüne yer verdi.
(Sürecek)
AA