Oğuz Karamuk / Sabah
CHP İş'i siyasete zorluyor
"Siyasi partinin bankası olmaz" dedik. İş Bankası genel müdürünün CHP çıkarlarına uyması için zorlandığına ilişkin belgeler var.
Birtakım iddialar var. İddiadan da öte bilgi ve belgeler, ortalıkta dolanıyor... İş Bankası'nın yönetim kuruluna CHP kontenjanından giren bir üyenin, eski genel müdür şimdiki başkan Ersin Özince'ye, doğrudan partisinin çıkarları için baskı yaptığıyla ilgili. Satır satır, kelime kelime... CHP'li yönetim kurulu üyesinin, bankanın en üst düzeydeki profesyonel yöneticisini, bankanın iş yapma prensiplerini, kurallarını hatta yasaları hiçe saymaya nasıl zorladığı yazıyor. Diğer kurumların hakkını gaspetme pahasına, kendisine ve partisine yakın hissettiği televizyon ve gazetelere daha çok reklam vermeye zorladığını anlatıyor. (İlginçtir bu televizyon ve gazetelerin yöneticileri, yazarları, patronlarının ismi bir bir Ergenekon soruşturmasında da geçiyor. Kimileri de şimdi hapiste...) Daha da ötesi, sadece o CHP'li yöneticinin değil, CHP'ye yakın medya patronlarının-yöneticilerinin partideki nüfuzunu kullanarak Ersin Özince'yi görevden aldırmak istediğini bile öğreniyoruz. Ve elindeki imkânları, ya CHP baskısından ya da kendi dünya görüşü yüzünden, kuralların verdiği olanaklar dahilinde, sonuna kadar kullanmaya çalışan Sayın Özince'nin acı itirafına şahit oluyoruz. Onun da şikayeti aynı: Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın "Yamyamlar" tabiriyle popüler bir yorum getirdiği bir alışkanlık... Açgözlülük. Ama Özince'nin şikâyetini beyaz yakalı, bankacı, daha elit bir dille, "Bu tip siyasetten çok yoruldum" diyerek gösterdiğini öğreniyoruz. Ve dahası da var... Yıllardır İş Bankası'nın zarar etmesine neden olan iştirakleşme, yani bankacılık dışı şirketlere sahip olma politikasıyla ilgili. CHP'li üyenin, yürürlükteki aksi düzenlemelere rağmen, tavsiyeci bir taleple İş Bankası iştirakleşme politikasını desteklediği anlaşılıyor. Yani konu sadece İMKB'de halka açık olan İş Bankası'na değil, binlerce kişinin çalıştığı şirketlere kadar uzanıyor...
SATIŞ GEREKLİ Mİ ZORUNLU MU?
Şimdi... Bu konuda daha önce iki yazı yazdım. Dersim için tazminat konusunu gündeme getiren Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bedeli tüm Türkiye halkına değil, CHP'ye de çıkartması gerektiğini anlattım. Bunun için kaynağın CHP'nin İş Bankası'nda olağandışı bir şekilde sahibi olduğu hisselerin satılması yoluyla bulunması gerektiğini söyledim. Bunun hem Türkiye hem mağdur Dersimliler- CHP hem de İş Bankası için en doğru seçenek olduğunu vurguladım. Türkiye ve CHP için yaptığım tespit naif bir masumluk olarak değerlendirilebilir. Yaradılışa diyecek sözüm yok, böyle bir polemiğe girmeyi zul görürüm. Ama ben CHP hisselerinin satışının İş Bankası'nın çıkarına bir gereklilik hatta zorunluluk olduğunda ısrarcıyım.
ERSİN BEY İDDİALAR DOĞRU MU?
Birer gün arayla yazıyorum CHP ve İş Bankası konusunu. Çünkü konunun doğrudan siyasi ve işadamı muhatapları var. Onlara da söz hakkı doğuyor. Ancak kimseden ses çıktığı yok. Adeta bir 'sessizlik suikasti'... Ama bugün İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ve bankanın tepe yönetimi Rusya'da, yanlarında da neredeyse tüm basındaki ekonomi müdürleri var. Sanıyorum oradaki gazeteci arkadaşlar konuyu açacaktır. Ersin Bey'in bu tip durumlarda gazetecileri susturmak için reklam baskısına sığınmadığını gayet iyi biliyorum. Ben de buradan bir soru gönderiyorum Sayın Özince'ye: "Ersin Bey bu iddialar doğru mu?"