Böyle çağdaşlığa CHP’liler de tükürür!
Hepiniz duydunuz…
İddia şu:
Yalıhüyük’teki sağlık ocağına giden bir kızımız, buradaki doktor tarafında muayene edilmediği gibi bir de aşağılanıyor…
Nedeni başörtüsü…
Sağlık Ocağı doktoru, “Çağdaşlaşın, çağdaş olun” diye azarlıyor hastasını…
‘Çare’ diye kapısına gelene ‘çağdaşlaşın’ derken, ‘çağdaşlık’ örneği bile gösteremiyor…
Hadi diyelim gittiği yol doğru…
Ne kadar örnek bir kişilik olduğunu, çağdaşlığın kendisini ne kadar büyük erdemlerle donattığını kanıtlasa ya…
Mesela yemin ettiği gibi davransa…
“Din, milliyet, ırk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime namusum üzerine yemin ederim” dememiş miydi doktorluğa ilk adımını attığı sırada…
Sonra ‘namus’ kavramını da hatırlatmakta fayda var…
Hekimlik andını içerken kullandığı namus kavramı ile de mi çelişiyor yoksa doktorumuzun zihnindeki çağdaşlık!
Namus, toplum içinde geçerli olan ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık değil midir?
Oysa doktorumuz ‘çağdaşlık’ öğütleri vererek bu kavramı da pek tabi karşısına alıyor…
Şöyle mi düşünelim…
Çağdaş bir doktor inancı gereği örtünen birini muayene etmeyecek!
Çağdaşlık (kaynağını nereden alıyorsa) böyle mi buyuruyor?
Ne yazık!
Buna CHP’liler bile güler.
ATİLLA KART ÖNERGE VERECEK!
Nitekim hafta sonunda ziyaretimize gelen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’a konuyu açıp bu konuda yazılı bir soru önergesi verip vermeyeceğini sordum.
Kart, kesinlikle konuyu araştıracağını ve önerge vereceğini söyledi…
Daha önce pek çok defa hakkında yazı yazdığım ve çalışkanlığını takdir ettiğim Kart’ın bu konudaki takibi ayrı bir önem taşıyor…
‘Takip edeceğimden emin olun’ diyen vekilimizin konuya hassasiyeti, bir AK Partili vekilin hassasiyetinden daha anlamlı…
Çünkü Kart, ‘Türkiye’de İHL’lilere bakış açısının doğru bir bakış açısı olmadığını’ da söyledi aynı görüşmemizde…
Türkiye’de özgürlüklerini tam kazanmış ve tüm haklardan eşit bir şekilde yararlanan bireyler olmasını arzu ediyorsak, görüşleri bir kenara bırakıp hakkaniyete olur vermemiz gerekiyor…
Bize ‘düşünceniz ne olursa olsun’ diye hitap ettiği için yazıyorum…
Düşüncesi ne olursa olsun Kart, halkın sorunlarına biraz daha yaklaşmalıdır…
“Türkiye’de kimsenin İHL’lilerle sorunu yok” diyor Kart…
Oysa bu böyle değil…
Bu okullardan mezun olan binlerce öğrenci gerçek birer mağdurdur…
Üniversitelere giriş sınavında uğradıkları katsayı adaletsizliği “sorun yok” diyerek göz ardı edilecek bir şey değildir…
Bugün İHL’li olmanın -her nasılsa- referans kabul edildiği zihniyeti kınarken, İHL’lileri bu ülkenin mensubu olarak görmemeye varan yaklaşıma karşı da tavır alması gerekir Sayın Vekilimizin…
Türkiye’de problemlerin üstesinden gelmek için ciddi bir ‘olağanlaştırma’ sürecine ihtiyaç vardır…
Korkuları yenmenin yolu da bu olağanlaştırmadan geçer…
Kat sayı adaletsizliğini çözüp İHL’lileri mağdur konumdan çıkarırsanız, diğerleriyle eşitlemiş olursunuz… Onları diğer öğrencilerle eşitlemeden, elinize aldığınız birkaç örnekle yola devam ederseniz, ‘haklılığınız’ inandırıcı olmaz…
Görüşü ve görünüşü ne olursa olsun bu ülkenin evlatları hiçbir şekilde karşı karşıya getirilmemelidir…
Çağdaşlık, insanlara gerçek bir yaşama hakkı verdiği sürece inandırıcıdır…
Senden şifa umana kapıyı kapatman çağdaşlıksa; bu uzak durulması gereken bir şeydir…
‘Yakında bu şekilde buraya giremeyeceksiniz’ diyerek hastasını tedavi etmeyen doktor çağdaşsa…
Böyle çağdaşlığa ‘görüşümüz ne olursa olsun’ tükürmemiz icap eder…