Pazar günkü Hürriyet Gazetesi’nin 18 inci sayfasında küçük bir haber.
“Askere sivil mahkemeye siyasilerden tam destek” başlığını taşıyor.
CHP’nin Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay konuşuyor ve Meclis’ten geçen malum yasayı sonuna kadar savunuyor.
Bakın hangi cümlelerle…
“Adalet Bakanı beni ziyaret ettiğinde, 'Türkiye tazminata mahkum oluyor, bunu düzeltmek istiyoruz' dedi. Ergenekon davasını etkileyip etkilemeyeceğini bilmiyorum. Buna göre eğer 5 subay darbe girişiminde bulunuyor ve suçüstü yakalandılarsa sivil mahkemede yargılanmalılar.”
Gazetenin muhabiri bu sözlerden, CHP’lilerin Meclis’te destek verdikleri yasal düzenlemenin arkasında durduğunu anlamış olmalı ki, haberi “tam destek” vurgusuyla hazırlamış.
Sonrası malum.
Okay, kameraların karşısına geçiyor ve “aldatıldık” diye feveran ediyor.
Geriye dönüp baktığımızda “aslında ne oldu” sorusunun muhtemel cevapları şöyle:
1- CHP Grup Başkanvekili Okay, lideri Baykal’ın “darbecileri yargılayalım” çıkışını fazla ciddiye aldı ve bu gazla önergeye “tamam” dedi. Eminim Baykal’ın “sulu şaka” yaptığını zamanında fark edebilseydi böyle davranmazdı.
2- Mayın tartışmalarıyla Meclis gündemini 3 hafta boyunca kilitleyen muhalefet milletvekilleri, “Meclis’i Temmuz’da da çalıştırırız” restini görünce bir an evvel tatile çıkmak için kendilerine yapılan bütün tekliflere “ne varsa getirin destekleyelim” dediler.
3- İlgili maddelerle ilgili görüşmeler yapılırken, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, gelişmiş meditasyon teknikleri kullanarak, CHP’lileri büyüledi ve onlar uyanana kadar “atı alıp Üsküdar’ı geçti.”
Bu ihtimaller dizisini uzatmak mümkün.
Ama bir de sonuç bölümüne bakmakta fayda var.
1- Bu olup bitenler en fazla Deniz Bey’i yaralamış olmalı. Artvin’de kayıkla açıldığı gölde bile yüzünün asık olması, “kendine gelemediğini” gösteriyor.
2- O gece yasal düzenlemelere destek veren CHP’li vekiller, iki gündür arazi durumundalar. Onların yerine “tamirat” işleri, şans eseri o sırada Meclis’te bulunmayan CHP’lilere kalmış görünüyor.
Bazıları “ben o gece saat 12’de Meclis'ten ayrılmıştım” diyor.
Bunu “iyi ki yokmuşum” biçiminde de anlayabilirsiniz.
Ne olacak şimdi?
Mehmet ACET / Haber 7