İSTANBUL (AA) - ZEYNEP RAKİPOĞLU - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL), Liselere Giriş Sınavı (LGS) birinci yerleştirme sonuçlarına göre 1,26'lık yüzdelik dilimden öğrenci alarak mesleki ve teknik liselere olan olumsuz algıya karşı büyük bir dönüşüm başlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve İTÜ tarafından imzalan protokolle 2023 eğitim vizyonu kapsamında kurulan ve 2019-2020 eğitim öğretim döneminde faaliyetlerine başlayacak olan İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, LGS yerleştirme sonuçlarına göre öğrencilerin öncelikli tercihleri arasında yer aldı.
Lisenin 30 öğrenci kabul edecek "bilişim teknolojisi" bölümüne 1,26 ila 8,23'lük yüzdelik dilim arasından öğrenci alınırken, bölümün tavan puanı 477, taban puanı ise 424 oldu. Bu sayede, toplumdaki mesleki ve teknik liselere karşı oluştan olumsuz yaklaşım kırıldı.
"Elektrik elektronik teknolojisi" bölümüne ise 2,47 ila 11,98 yüzdelik dilimde olan 30 öğrenci yerleşirken, bölümün tavan puanı 465, taban puanı 404 olarak belirlendi. "Denizcilik" bölümünde de 5,52 ila 13,71 yüzdelik dilimde olan 30 öğrenci eğitim almaya hak kazandı. Bölümün tavan ve taban puanı ise 441-396 aralığında.
İTÜ MTAL, bu başarısıyla sektörün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamasının ötesinde mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin artmasına ve algısının da iyileştirilmesine önemli katkılar sunmayı hedefliyor.
İstanbul'daki Ziya Kalkavan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kampüsünde yeni döneme hazırlık çalışmaları sürdürülen okulda, öğrenciler ilk yıl İngilizce hazırlık eğitimi alma imkanı bulacak. Ayrıca, derslere lise öğretmenlerinin yanı sıra İTÜ öğretim üyeleri de girecek.
- "Toplumdaki olumsuz algıyı yıkmak için çok uğraştık"
İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA muhabirine, toplumda mesleki ve teknik liselerle ilgili "400 puanın üzerindeki öğrenci niye meslek lisesine gitsin" diye olumsuz bir algının olduğunu söyledi.
Türkiye'de bir dönem mesleki ve teknik liselerin itibarsızlaştırıldığını ve oradan mezun olan öğrencilerin üniversiteye giremez duruma getirildiği ifade eden Toros, Milli Eğitim Bakanlığının son yıllarda yaptığı atılımla meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girebilmeleri için önlerinin açıldığını, mesleki ve teknik liselere olan olumsuz algının tamamen yıkıldığının altını çizdi.
Gelişmiş ülkelerde çocukların sanayileşmeyle beraber yeteneklerinin geliştirilmesi gerektiğini insanlara anlatmaya çalıştıklarının ve küçük yaşta yetenekler açığa çıkarılamadığında bunun geri dönüşü olmadığının altını çizen Toros, şöyle konuştu:
"Çocuk üniversite diplomasına sahip oluyor fakat iş yapamaz insanlar ordusu oluşuyor. Onun için çocukların mesleki ve teknik liselere kazandırılması gerektiğini ve burada hem üniversiteye hem de mesleğe yönelik 2 eğitimin birlikte yapılması üzerinde durduk. Toplumdaki meslek liselerine olan olumsuz algıyı yıkmak için çok uğraştık. Bu algının sadece toplumda değil öğretmenlerde de var. Üst düzeydeki çocukların meslek lisesine girmemesi için bir uğraş veriliyor. Bu yıl yüzde 1'lik dilimdeki öğrenciler mesleki ve teknik liseleri tercih ederek bu algıyı yıktı. Önümüzdeki yıllarda da Türkiye'nin yetenekli ve zeki çocukları meslek liselerini tercih edecekler. Çocuklarımız aldığı eğitimle başta İTÜ olmak üzere diğer üniversitelere girebilecekler. O altyapıyı burada sunuyoruz."
- "Çocuklarımıza yetkinlik ve girişimcilik ruhu kazandıracağız"
"Bilişim teknolojileri", "elektrik-elektronik teknolojileri" ve "denizcilik" alanlarında eğitim vereceklerini hatırlatan Toros, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her bölüme otuzar öğrenci aldık. Okulumuz prototip bir araştırma-geliştirme lisesi. Az öğrenciyle gerçekten önemli çıktılar elde edip sonra bu çıktıların kamuoyuna mal edilmesi arzu edildiği için öğrenci sayımız az. Türkiye'de ilk defa mesleki ve teknik Anadolu lisesi bir yıl hazırlık eğitimi veriyor. Çocuklarımız 5 yıl eğitim alacaklar. Hazırlık sınıfında haftada 40 saat eğitim var, bunun 24 saati İngilizce olacak. 4 saat bilişim, 4 saat edebiyat, 3 saat matematik, 2 saat beden eğitimi ve 2 saat görsel tasarım dersi verilecek. İngilizce eğitimini verecek hocalarımız yüksek lisans ve doktora aşamasında, akademik çalışmalar yapıyorlar. Hocalarımız hazırlık aşamasında bile İTÜ'yle entegre olarak çalışıyorlar. İTÜ Yabancı Diller Yüksekokulundan ana dili İngilizce olan hocalarımız da derslere girecekler."
Toros, Türkiye'nin ekonomisinin kalkınması için küresel ölçekte işler yapmasının çok önemli olduğunu, bu yüzden gençlerin yabancı dil öğrenmesini çok önemsediklerini vurguladı.
- Mezun olduktan sonra İTÜ'yü tercih edenlere burs imkanı
Öğrencilerin bu okuldan mezun olduktan sonra İTÜ'ye gelmelerini arzu ettiklerini, bunun için altyapı oluşturacaklarını dile getiren Toros, "Biz bu çocuklara bu kadar güzel yatırım yapacağız. Akademik olarak da çok ciddi eğitimler vereceğiz. Öncelikle İTÜ olarak diyoruz ki, 'Bu çocukları kazanmalıyız.' Çocuklarımız ön üniversiteyi burada okusunlar, uzmanlaşmayı da İTÜ'de yapsınlar istiyoruz. Denizcilik Fakültesi, Elektrik Elektronik Fakültesi ve Denizcilik Fakültesi veya herhangi bir fakülte olabilir. Rektörümüz okulumuzda İTÜ'ye giden öğrencilere 4 yıl boyunca burs da verecek. Bu çocukları bir taraftan sektör bir taraftan da biz almak isteyeceğiz. Bir yarış ortamı oluşacak. Bunun sinyallerini bu süreçte görmüş bulunmaktayım." diye konuştu.
Toros, isteyen öğrencilerin sektördeki herhangi bir kurumda çalışabileceklerine de işaret ederek, yetkinliği ve ehliyeti olan, çalıştıkları kurumları dünya ölçeğine taşımayı hedefleyen girişimci ruhlu gençler yetiştireceklerini vurguladı.
- "Sektörün aranan elemanlarını yetiştireceğiz"
Prof. Dr. Hüseyin Toros, 2 hedefleri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Liseden mezun olduktan sonra sektörde çalışmayı tercih eden öğrencilerimizin sektörün aradığı en üst düzey eleman olmalarını arzu ediyoruz. Bilişim, elektrik-elektronik ve denizcilik alanları Türkiye'de son derece önemli ve ekonomiye katkı sağlayan sektörler. Denizcilik alanında okuyan öğrencilerimizin Türkiye'nin denizciliğini dünya ölçeğinde büyütmeleri gerekiyor. Dolayısıyla birinci hedefimiz, öğrencilerimizin sektörün aranan elemanları haline gelmesi. Geçtiğimiz günlerde ülkemizin önemli bir enerji firması bize 'Öğrencilerinize staj yaptırmak istiyoruz.' diye mail atmış. Bakın daha öğrencilerimiz yokken. Demek ki İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi algısı şu an sektörde yer etmiş durumda. Çocuklarımızın sektöre hazır hale gelmeleri için İTÜ'nün imkanlarıyla, teknoloji şirketleri ve laboratuvarlarında eğitilecekler ve sektörün aranan elemanları haline gelecekler. Sektörde de bu çocuklarımız çok yüksek ücretlerle çalışmak için ikna edilmeye çalışılacaklar."
Toros, birinci ve ikinci nakil dönemine kadar okula yerleşen öğrencilerden herhangi birinin ayrılması durumunda onun yerine 29 Temmuz-2 Ağustos ile 5-8 Ağustos dönemlerinde tercih yapan başka öğrencileri alacaklarını aktardı.
Okulun açıldığından haberi olmayan birçok velinin yerleştirmelerin açıklanmasından sonra kendisine ulaştığını aktaran Prof. Dr. Toros, "Bir kısmı mesleki ve teknik Anadolu liselerinin birinci yüzdelik dilimden öğrenci alacağına inanmadıklarını söylediler. Mahalle baskısı sebebiyle çocuğunu yazdırmayıp pişman olan velilerimiz de var. Şu anda gelebilmenin yolunu arıyorlar." diyerek sözlerini tamamladı.
- "Çocuklarımız dünya standartlarında bir eğitim modeliyle yetişecek"
LGS sınavından aldığı 418 puanla yüzde 9'luk dilime girerek İTÜ MTAL'de Elektrik-Elektronik Bölümünü kazanan Kerem Arslan Demirtaş'ın annesi Elif Demirtaş da eğitimin geriye dönük telafi edilmeyecek bir değer olduğunu, bu yüzden temel insani ve ahlaki eğitim gibi mesleki eğitim için de üniversite çağlarının çok geç olduğunu ifade etti.
Bu okulun kendisini çok heyecanlandırdığını ve umutlandırdığını dile getiren Demirtaş, şunları söyledi:
"İTÜ'nün 246 yıllık geleneği ile Milli Eğitim Bakanlığımızın 2023 vizyonuna tuttuğu ışık projeksiyonu görmek, henüz lise çağlarındaki çocuklarımızı dünya standartlarında bir eğitim modeliyle yetiştirmek... Bu çaba gerçekten çok ilham vericiydi. İstihdam bakımından gerçeğimiz ancak lise çağlarında bilinçlendirilmiş, akademik ve teknik anlamda geliştirilmiş insan gücü ile güçlü olacağımızdır. Kişisel gelişime en açık olduğumuz dönemlerimizi böylesine etkin şekilde değerlendirmediğimizde, diplomalı ancak deneyimsiz ve uygulamadan uzak bireyler olarak hayata geç kalmaktayız. Nihayetinde başarı kriterlerini zeka ya da sınav sonuç belgeleriyle sınırlı tutmak doğru olamaz. Yetenekleri geliştirilmemiş bir bireyin aldığı diplomaların ve sertifikaların ne kadar anlamlı olduğunu düşünmek zorundayız."