ÇANAKKALE (AA) - ALTUĞ ACER - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zerrin Öğretmen, ultraviyole ışınların sadece yaz mevsiminde değil, ilkbahar aylarında da cildi olumsuz etkileyebileceğini belirterek, güneşten korunmaya baharda da dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Öğretmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güneşten yansıyan ışınların insan vücudu üzerinde yılın her döneminde olumsuz etkileri olduğunu söyledi.
Güneşten kaynaklanan ultraviyole A ışınlarının yıl boyu mevcut olduğunu ve bunun camdan geçme özelliği bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Öğretmen, "Ultraviyole A ışınları, pencere kenarında oturan kişileri bile etkileyebilmektedir. Ultraviyole B ışınları ise genellikle yaz aylarında ortaya çıkar. Bu yüzden ilkbahardan itibaren bu güzel güneşli günlerde ultraviyole B'nin de etkisinde kalırız. Ultraviyole A ve B ışınları kanserojendir. Aynı zamanda A'nın leke yapıcı özelliği vardır. Bu yüzden güneşten korunmaya her zaman dikkat etmeliyiz. Bulutlu günlerde güneşin olmadığını düşünmek doğru değildir. Bulutlu günlerde de etrafımız aydınlıksa, etrafı ışık yakmadan görebiliyorsak güneş ışınları yeryüzüne ulaşıyor ve bize leke yapma kudretine sahip demektir. Bu yüzden buna dikkat etmemiz gerekir. Bahar aylarında A'nın üzerine B'nin zararlı etkileri eklenmeye başlar." diye konuştu.
Güneş ışınlarının birçok yararının yanı sıra zararlarının da bulunduğunu vurgulayan Zerrin Öğretmen, cilt lekesi ve cilt kanseri oluşumuna yol açmasının ışınların olumsuz etkilerinin başında geldiğini anlattı.
Cilt kanserlerinin de farklı tipleri olduğu bilgisini veren Öğretmen, "Bunların daha iyi ve daha kötü pronozlu olanları vardır, fakat bunların hepsinde güneş ışınları çoğunlukla sorundur. O yüzden güneşte kalma süresini azaltmak, güneşte güneş koruyucu ürünler kullanmak, giysiler ya da şapka ile korunmak en uygun yöntemdir." dedi.
- Kozmetik ürün tercihinde dikkat edilmesi gerekenler
Kozmetik ürün seçiminde göz önünde tutulması gerekenlere de değinen Prof. Dr. Öğretmen, öncelikle kanserojen madde içermeyenlerin tercih edilmesine dikkati çekti.
Bazı ürünlerde "paraben" içermediğinin yazıldığını dile getiren Öğretmen, "Son zamanlarda parabenin kanserojen olduğu ortaya çıktı. Kozmetikler, sık sık cildimize uyguladığımız ürünlerdir. Bunların birikici etkileri kanserojen sonuçlar doğurabilir. Bunun dışında sadece bu ürünler değil, ayrıca bunların içinde bulunan maddelere alerjimiz olabilir. Özellikle bunlarda bulunan koku ve renk maddeleri alerji yapabilir. Cildimize dokunan, alerji yapabilecek ürünleri seçmememiz lazım." şeklinde konuştu.
Zerrin Öğretmen, kişinin ürün seçerken cildinin tipini iyi bilmesi ve buna göre davranması gerektiğine işaret etti.
Yağlı ciltler için yağsız, kuru ciltler için daha yağlı ürünler tercih edilmesini öneren Prof. Dr. Öğretmen, şunları kaydetti:
"Cildimizin 'T bölgesi' dediğimiz burun kenarı ve kaşlar daha yağlıdır. Bu bölgelere yağsız ürünleri tercih etmeliyiz, çünkü yağlı cilde yağlı krem uyguladığımızda gözenekleri tıkar ve küçük siyah noktaların oluşumuna yol açar. Yağsız cilde de yağsız ürünler kullandığımız zaman bu sefer cildimiz yeterince nemlenmemiş, beslenmemiş olur ve daha erken kırışır. Ayrıca cildimizin ihtiyaçlarına göre ürün seçmeliyiz. Yaşlanmayı geciktirici bir ürün mü istiyoruz, gözenekleri mi kapatmak istiyoruz, kırışıklıkları mı gidermek istiyoruz, sarkmalara mı etkili olmak istiyoruz, buna göre hangi ürün ihtiyacımız ise onu almamız uygun olacaktır."
- Beslenmenin cilde etkileri
Prof. Dr. Zerrin Öğretmen, sağlıklı bir cilt için sebze ve meyve kaynaklı doğal beslenmenin tercih edilmesini de önerdi.
Balık etinin bolca A vitamini içerdiğinden cilt için uygun olduğu bilgisini de veren Öğretmen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Esansiyel yağ asitleri dediğimiz az miktarda bulunan ürünler ve bazı vitaminleri içeren sebze ve meyveler de cildimizin ihtiyacı olan ürünleri sağladığı için faydalıdır. Bu yüzden sebze meyve ağırlıklı beslenmeye dikkat etmeliyiz. Ürünleri doğru seçmek kadar doğru pişirmek de önemlidir. Cildimizin ihtiyacı olan C vitaminini sebze ve meyvelerden alırız, fakat C vitamini ısıya dayanıksızdır. Bol kaynattığımız ve haşladığımız C vitaminli bir ürün bize C vitaminsiz olarak dönecektir. Bunun dışında örneğin omega 3 içeren balık cildimizin dostudur, ancak bunu aşırı kızartmak içindeki omega 3'ün öldürülmesine neden olur."
AA