Çocuğun okul servisini beklemek bana düşünce, marketten bir soda alıp köşedeki muhabbet taşına oturdum. Yarım saat kadar bir boşluk vardı. Derken 80li yaşlarda bir ihtiyar geldi yanıma. Dede sana da bir soda ısmarlayayım mı? dedim. Kafasıyla olur işareti yaptı. Benden önce davranıp kim olduğumu, ne iş yaptığımı sordu. Ardından ben ona sordum
Sarayönüne bağlı Kuyulusebil köyündenmiş. Tarım Bakanımızı tanır mısın? dedim. Uzaktan hısımı olduğunu söyleyerek başladı anlatmaya. Emekli değilmiş hiçbir yerden. Köyündeki tarlalarını icara vermiş, gelen parayla idare ediyormuş. Köy Hizmetlerinde işçi olarak çalıştığını söyleyen birisi daha geldi yanımıza. O dedeyi tanıyormuş. Oğlanlar para gönderir mi? diye sordu. Yok ya ne gezer cevabını aldıktan sonra Sen de onlara verme bişey o zaman diye tembihledi. Gülüştük
Sarı Keçili parayı ne zaman verecekmiş bilin mi? dedi sonradan gelen. Dede de Yarısını verdi, buğdaya da 30 bin lira destek verecekmiş, yeter Allah bereket versin şeklinde kanaat ve hoşnutluk gösterdi.
Muhabbet hükümetin gidişatı ve bakanların performanslarına doğru kayınca Sami Güçlünün beyefendiliğine vurgu yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanının Maliye Bakanına göre ne kadar farklı(!) olduğu üzerinde duruldu. Dede de laf çoktu, Köy Hizmetlerinde çalışan ve adını bile soramadığım arkadaş ise halinden memnundu. Bir bizim bakkal şikayetçiydi durumundan bir de ben. Bakkalın şikayeti, yalnız başına sabah namazından yatsı namazı çıkışına kadar dükkanı açık tutmasıydı. Çok yoruluyordu haklı olarak. Benimkisi ise çocuğun geç kalan servisi.
Nargilenin dumanı
Akşam olunca çok sevdiğim bir abimle Akça Konakta nargile için randevulaştık. Büyükşehir Fen İşleri Daire Başkanı Selim Büyükkarakurt. Selim abiyle dostluğumuz bir seyahat esnasında başladı ve bugün iyi ki o seyahate katılmış ve kendisini tanımışım diyorum. Konya için büyük bir şans olduğuna inandığım için önemli bir birimin başına getirilmesine belki herkesten çok ben sevinmişimdir. Bilmiyorum uygun düşer mi, ama tercihinden dolayı Başkan Tahir Beyi tebrik ediyorum.
Selim abi sigara içmez, lakin arada bir nargileye hayır demez. Birlikte gece yarısına kadar muhabbet ettik. Belediyenin önümüzdeki günlerde yapımına başlayacağı köprüleri, kavşakları, yolları konuştuk. Konya için geniş ufuklu projelerini büyük bir zevkle dinledim. Bulunduğumuz mekandan en son biz çıktık. Gece yarısında bu sohbetin devamı için ileri bir tarihe randevulaştık.
Karatay Halk Ekmek
Karatay Halk Ekmek açıldı. Defalarca telefonumuza kısa mesaj geldiği için kendimizi önemli görerek kalktık gittik. Ne bizim geldiğimizi fark eden oldu, ne de konuşmaların bitimine doğru çekip gittiğimizi. Genel Müdür Ömer Faruk İyibildiren yanıma geldi bir ara, ama hoş geldin için değil, şu iş niye şöyle diye
Benimle aynı kaderi paylaşan biriyle daha karşılaştım. Manşet Gazetesinin sahibi Sabri Altun. O da ısrarlı davetlere dayanamamış gelmiş, ama bir kenarda ayaküstü epeyce bekledikten ve program bittikten sonra fabrikayı gezmek istemiş. Kapıdaki zabıta kardeş olmaz demiş, başka bişey dememiş. Bizim büroda çay için buluştuğumuzda Sabri Abinin kızgınlığına şahit olmalıydınız. Kesinlikle haklıydı. Lakin kime ne dersin?!..
Karatay Belediyesinin Halk Ekmek ismi verdiği ve halktan iyi de bir karşılık gördüğü bu yeni tesisler hayırlı, uğurlu olsun.
Umarım el değmeden ter temiz manasına mı geliyor bu- üretilen ekmek gibi pek çok şeyimiz de böyle titiz sunulur halka.
Umarım okul servisleri gecikmez.
Umarım halk, siyasi istikrarı, verilen sözlere zaman vermek adına bile olsa devam ettirir.
Umarım her şey daha güzel olur