Göğüs Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Demirkaya, aşının çocuklarda ve yaşlılarda zatürreye karşı en önemli koruyucu olduğuna dikkat çekerek, "Aşılama ile zatürreye yakalanma sıklığı ve buna bağlı da ölüm oranları azaltılabilmektedir. Toplum bilincinin oluşması çok önemlidir" dedi.
Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Demirkaya, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü'ne özel açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Demirkaya, zatürrenin (Pnömoni) hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, 5 yaş altı çocuklarda, bağışıklık sistemi çok zayıf kişilerde ve 65 yaş üstü kişilerde hastaneye yatış ve aynı zamanda en sık ölüm nedenlerinden biri olduğunu hatırlattı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada yaklaşık her yıl 100 kişi arasından 1-2 tanesinde zatürre görüldüğünü aktaran Demirkaya, "Dünyadaki tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 7'sinin de zatürre nedeniyle olduğu kabul ediliyor. Beş yaş altı ölümlerin yüzde 15'ine neden olduğu biliniyor ve 2017 verilerine göre, tüm dünyada 800 bin civarı çocuk zatürre nedeniyle kaybediliyor" bilgisini paylaştı.
Risk gruplarının dikkatli olması gerekiyor
Zatürrenin, akciğerleri etkileyen solunum sistemi enfeksiyonu olduğunu ve akciğerlerin hava ile dolu küçük keseciklerinin iltihaplı sıvı ile dolduğunu belirten Demirkaya, "Solunum ağrılı olabilmekte, aynı zamanda kan oksijen değerleri düşebilmektedir. En çok 65 yaş ve üzerinde olanlar, 5 yaş altı çocuklar, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler, bağışıklık sistemini zayıflatan kemoterapi ve kortizon gibi ilaçları alanlar, onkoloji hastaları, sigara içiciler, kronik akciğer hastalığı (astım, kronik bronşit, bronşektazi), kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı gibi kronik hastalıkları olanlar zatürre için risk grubundadırlar. Zatürreye çoğunlukla, bakteriler neden olurken virüsler ve nadir olarak mantar enfeksiyonlarının akciğerlere ulaşmasıyla da zatürre görülmektedir." dedi.
Aşı, en önemli koruyucu
Doç. Dr. Ahmet Demirkaya, aşılamanın çocuklarda ve yaşlılarda zatürrenin en önemli koruyucusu olduğuna dikkat çekerek, "Aşılama ile zatürreye yakalanma sıklığı ve buna bağlı da ölüm oranları azaltılabilmektedir. Toplum bilincinin oluşması çok önemlidir. Çocuklara ve yaşlılara ülkemizde rutin aşılama programı önerilerine göre zatürre aşısı (pnömokok ve aynı zamanda grip aşısı) olmaları tavsiye edilmelidir" ifadelerini kullandı.
Zatürreyi önlemede yeterli beslenmenin önemine vurgu yapan Demirkaya, yeterli beslenmenin yaşamın ilk 6 ayı sadece anne sütüyle beslenmeden başlayarak, çocukların doğal savunmalarını iyileştirmenin anahtarı olduğunu söyledi. Zatürreyi önlemede etkili olmasının yanı sıra, bir çocuk hastalanırsa, yeterli beslenmenin hastalığın süresini kısalttığını da ifade etti.
Virüs türünü bilmenin tek yolu test
Demirkaya, günümüzde herkesin korona virüs hastalığından (COVID-19) bahsettiğini, ancak korona virüs hakkındaki tüm bilgileri güvenilir kaynaklardan aldığımıza emin olmamız gerektiğinin altını çizerek, "İnsanlar, virüsün bulunduğu kişilerden COVID-19 kapabilir. Hastalık, COVID-19'lu bir kişi öksürdüğünde, konuşurken veya nefes alıp verdiğinde yayılan burun veya ağızdan küçük damlacıklar yoluyla kişiden kişiye yayılabilir. Bu damlacıklar, kişinin etrafındaki nesnelere ve yüzeylere bulaşabilir. Hasta olmayan insanlar daha sonra bu nesnelere veya yüzeylere dokunarak, ardından gözlerine, burunlarına veya ağızlarına dokunarak COVID-19'a yakalanırlar. Bu nedenle hasta bir kişinin maske takması çok önemlidir ve insanlardan en az 1 metre uzak durmak hastalığın bulaşmasının önlenmesinde önemlidir. Ellerimizi su ve sabun ile yıkamalı ya da alkol bazlı bir el dezenfektanı ile düzenli olarak iyice temizlemeliyiz. Göz, burun ve ağza dokunmaktan hem hasta olmamak hem de virüs taşıyıcısı isek, hastalığı bulaştırmamak için kaçınmalıyız. Bir COVID-19 enfeksiyonu, soğuk algınlığı ile aynı belirti ve semptomlara sahiptir ve virüs türünü belirlemek için bunları yalnızca laboratuvar testleriyle ayırt edebiliriz." sözleriyle kritik uyarılarda bulundu.