Kimi zaman kendi çocukluğum gelir aklıma. Hüzünlü, sevinçli, acılı geçip gidiveren yıllar. Bazen dalar yeniden yaşarım o yılları. İşlerin en yoğun olduğu yıllarda bile oyunlardan, oyuncaklardan hiç vazgeçemezdik. Saklambaç oynayacağız ya da birbirimize metal satacağız diye sokaklarda sabahladığımız günler olurdu. Taze söğüt sürgününden topaca istisnasız, bütün oyuncaklarımızı kendimiz yapardık. Bu uğraşlar, oyunlar aramızdaki arkadaşlık ilişkilerini güçlendiren, geliştiren önemli etkenlerdendi. Yaşamımızın büyük bölümü doğa ile iç içe geçerdi.Çocukluk yıllarım aklıma geldiğinde, günümüz çocuklarının durumu da gelir aklıma, onlar adına üzülürüm!Öyle bir eğitim sistemi ki daha ilköğretim yıllarında başlıyor maraton. Çocuklar yarış atına döndürülüyor. Dershaneciliğin rant kapısı haline getirildiği bir başka ülke var mı acaba? Eğitim kurumları neden yeterli eğitimi vermez de dershane kapılarına düşer çocuklarımız? Bir başka rezaleti de lise son sınıflarda yaşatırız onlara. Üniversite sınavlarına hazırlanan gençler dershaneye devam edebilmek, sınıfında da devamsızlıktan kalmamak için rapor almak zorunda kalıyorlar. Daha ilk gençliklerinde yalana alıştırıyoruz onları.Bana göre çocuklarımızın en büyük düşmanı medya, her gün irin kusan televizyon ekranları. Gösterilen çizgi filmlerin büyük bölümü şiddet içeriyor. Diğer filmlerin içerisinde de şiddet içermeyen, ailecek seyredilebilecek film bulmak mümkün değil.Televolelerde, telepazarlarda, bütün reklamlarda beyni yıkanıyor çocukların. Yoz yaşamlara özendiriliyorlar. Mafyalı, babalı filmlerin yarattığı korkunç etkilerin örneklerini her gün duyuyor, okuyor, izliyoruz. Hele o kimin kimi gözetlediği, kimin kime ne diyeceği gibi programlar en pespaye örnekler çocuklarımız için. Bir iki kanal dışında, eli yüzü düzgün bir belgesel yayınlayanını görmedim.Boyalı basına bir bakın. En göze batan yerlerinde, kimin eli kimin cebinde belli olmayan insanların haberlerini, fotoğrafları ile dolu, çıplak, arka sayfa güzellerinden geçilmiyor gazetelerde.Gerçekten ahlaksız bir saldırı karşısında çocuklarımız.