ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Kan kanseri olarak bilinen lösemideki belirtilerin başka hastalıklarda görülebilmesi nedeniyle ebeveynlerin çocuklarında halsizlik, güçsüzlük, direnç düşüklüğü, karın şişliği, burun ve diş eti kanaması, lenf bezlerinin büyümesi, açıklanamayan kilo kaybı, ağrı, solukluk, ateş ve nefes darlığı görülmesi durumunda özellikle dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu.
Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. İdil Yenicesu, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, löseminin çocukluk çağında en sık rastlanan kanser türü olduğunu söyledi.
Löseminin belirtilerinin diğer pek çok çocuk hastalığında görülebildiği için ailelerin çocuklarındaki bu değişiklikleri anlamlandıramadığını ifade eden Yenicesu, bu durumun tanıda gecikmeye neden olabildiğini vurguladı.
Yenicesu, bu nedenle farkındalığın artırılması ve daha dikkatli gözlem yapılması gerektiğine işaret ederek bu alanda deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirilen teşhis ve tedavinin hastaların sağlıklı bir yaşama kavuşması açısından büyük önem taşıdığını aktardı.
Lösemi olan çocuklarda oksijeni vücuda dağıtan kırmızı kan hücreleri üretilemediğinden en sık görülen belirtilerin başında halsizlik ve güçsüzlük geldiğine dikkati çeken Prof. Dr. Yenicesu, bu çocukların sağlıklı beyaz kan hücresi eksikliğinden dolayı enfeksiyonlara karşı direnç gösteremediklerinin altını çizdi.
Kan pulcukları üretilemediği için kolay morarma, burun ve diş eti kanamalarının sık görüldüğüne işaret eden Yenicesu, şöyle devam etti:
"Ayrıca, lösemik hücrelerin kemiğin içinde çoğalması nedeniyle sıklıkla kemik ağrıları ortaya çıkar. Karaciğer ve dalak da bu hücreler tarafından işgal edildiğinden bu organlar büyür ve karın şişliği oluşur. Bazı lösemiler lenf bezlerinin de büyümesine yol açar. Bu nedenle 2 santimetre ve üzerindeki tüm lenf bezleri uzman bir doktor tarafından incelenmelidir. Yine hasta olan çocuklarda kırmızı kan hücreleri üretilemediğinden ten renkleri soluktur. Gerek hastalığa bağlı gerekse lösemi sırasında enfeksiyonlara yatkınlık olduğu için sıklıkla ateş de eşlik eden bulgular arasında yer alır. Bu hastalarda nefes darlığı görülür ve açıklanamayan kilo kaybı görülür."
- "Erişkinlerdeki lösemi, çocukta lösemi görülme riskini etkilemez"
Prof. Dr. Yenicesu, lösemi hastalığının hızlı çoğalan "akut" ve yavaş çoğalan "kronik" olmak üzere iki grupta ele alındığını dile getirerek çocukluk çağı löseminin büyük bölümünün akut lösemi olduğunu söyledi.
Genetik faktörlerin de etkili olduğunu vurgulayan Yenicesu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu genetik faktörler arasında çocuğun down sendromu, Li-Fraumeni sendromu, nörofibromatozis, fankoni aplastik anemisi olması sıralanabilir. Ayrıca Ataxia-Telangiectasia, Bloom sendromu, Wiskott-Aldrich sendromu, Schwachman-Diamond sendromu gibi bağışıklık sistemini ilgilendiren bazı problemler de çocuğun lösemiye yakalanma riskini artırır. Kardeşte lösemi varlığı da bir etkendir çünkü kardeşinde lösemi olan çocuklarda lösemi görülme riski 2-4 kat daha fazladır."
Yenicesu, hastalık gelişiminde çevresel faktörlerin de etkili olduğuna dikkati çekerek radyasyon, kimyasallara maruz kalma, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanımının önem taşıdığını vurguladı.
- "Lösemide esas tedavi kemoterapidir"
Tedavi başarısını artıran faktörleri de anlatan Yenicesu, lösemilerinin tedavisinde deneyim sahibi olan ekip ve tam donanımlı merkez seçiminin önemli olduğunu ifade etti.
Lösemi tipi belirlendikten sonra tedavi seçenekleri ve izlenecek yolla ilgili hastaya ve hasta yakınlarına bilgi verilmesi gerektiğini ifade eden Yenicesu, şunları kaydetti:
"Bu bilgilendirmede tedavi seçenekleri, kemik iliği nakli de dahil olmak üzere tartışılmalıdır. Tedavi seçeneklerini belirlemede en önemli unsur, löseminin tipidir. Lösemide esas tedavi kemoterapidir. Ancak yüksek riskli hastalarda veya hastalığın tekrar etmesi halinde kemik iliği, yani kök hücre nakli kemoterapi sonrasında uygulanabilir. Kemik iliği nakli, lösemide standart veya yoğun kemoterapi ile kür olma şansı düşük olan çocuklara uygulanır. Lösemide hedef tedaviler, ışın tedavisi ve nadiren de olsa cerrahi tedavi yöntemler de kullanılabilir."
AA