İSTANBUL (AA) - Acıbadem Atakent Hastanesi Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Yücel, çocuklardaki erken tanının, taşların böbrek hasarına neden olmadan tedavi edilebilme şansını sunması nedeniyle önemli olduğunu belirtti.
Acıbadem Hastanesi'nden yapılan açıklamaya göre, yetişkinlerde yaygın olarak görülen böbrek taşları son yıllarda çocukları da daha fazla hedef almaya başladı. Türkiye'de her 100 çocuktan 5'inde böbrek taşı görülüyor. Çocuklarda böbrek taşı görülme sıklığı daha da artarken, bunun en büyük nedeni ailevi yatkınlık, genetik faktörler ve yanlış beslenme.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Selçuk Yücel, çocuklarda oluşan böbrek taşlarının metabolik analizinin mutlaka yapılması gerektiğini aktararak, bu analizler sayesinde altta yatan neden tespit edildikten sonra diyet, ilaç ya da destekleyici tedavilerle taş oluşumu riskinin en aza indirilebildiği vurgulandı.
Çocuklarda böbrek taşları en sık ergenliğe girme yaşlarında ortaya çıksa da hayatın ilk bir yılı içinde bile oluşabildiğini kaydeden Yücel, hastalığın daha çok ailevi taş hastalığı olanlarda görüldüğünü, çocuk taşları ile erişkin taşları arasında belirli bir fark olmadığını aktardı.
Böbrek taşına bağlı şikayetlerin çocuklarda yaşa göre değiştiğini belirten Yücel, 5 yaş altı grubundaki küçük çocuklarda sadece idrarda kan olması veya idrar yolu iltihabı görülürken, 5 yaş üstü büyük çocuklarda ağrı yakınmasının daha fazla olduğunu vurguladı.
Yücel, "Çocuklarda erken tanı konulması, taşların böbrek hasarına neden olmadan tedavi edilebilme şansını sunması nedeniyle çok önemli. Ailelerin bu tür yakınmalarda zaman kaybetmeden çocuklarını bir üroloji hekimine götürmeleri gerekir" ifadelerine yer verdi.
- "4 milimetrenin üzerindeki taşlar tedavi edilmeli"
Prof. Dr. Selçuk Yücel, çocuklarda 4 milimetrenin altındaki taşların genellikle kendiliğinden düştüğünü ve tedavi gerektirmediğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Ancak bu, ufak taşların dikkate alınmasına gerek olmadığı anlamına gelmiyor. Ufak taşlar da mutlaka belli aralıklarla takip edilmeli ve büyürlerse tedaviye alınmalı. Küçük taşlarda bile altta yatan neden, metabolik taş analizi tetkikleri ile mutlaka araştırılmalı. Çünkü küçük taşlar hem boyut hem sayı olarak artabilirler ve idrar yolu enfeksiyonlarına da neden olarak böbrek fonksiyonlarını ve çocuğun gelişimini riske sokabilirler."
Çocuklardaki 4 milimetrenin üzerindeki taşın tedavi edilmesi gerektiğini belirten Yücel, en etkin yöntemin böbrek taşı kırma tedavisi olduğunu bildirdi. Taş kırma tedavisinin etkinliğinin yüzde 70-90 gibi yüksek bir oranda seyrettiğini belirten Yücel, "Erişkinlerden tek farkı, bu tedavinin çocuklarda genel anesteziye ya da derin uyuşturmaya gerek duyulması. Ancak çocuk taş saptandıktan sonra mutlaka bir çocuk ürolojisi uzmanı tarafından görülüp, hangi tedaviye daha uygun olduğu araştırılmalı. Çünkü uzman görüşü alınmadan yapılan taş kırma tedavileri geri dönüşümsüz hasarlar bırakabiliyor ya da sonraki tedavilerin yapılmasını engelleyebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Yücel, kürdan kalınlığında bir cihazla ciltten böbreğe girilip lazerle taşların kırılabildiğini kaydederek, bununla çocuğun cildinde sadece bir kaç milimetrelik bir iz kaldığını anlattı. Operasyon ya da taş kırma yöntemiyle çıkartılan böbrek taşlarının metabolik analizinin mutlaka yapılması, ardından idrar ve kan testleriyle taşa neden olan faktörün araştırılması gerektiğini vurgulayan Yücel, bu analizler sayesinde altta yatan neden tespit edildikten sonra diyet, ilaç ya da destekleyici tedavilerle taş oluşumu riskinin en aza indirilebildiğini belirtti.