Çocukları katledenler!

Fahri Kubilay

Türkiye çocuk ölümleri ile çalkalanıyor.

Gözbebeğimiz çocuklar.

Masum ve suçsuz çocuklar…

Günahsız, saf ve tertemiz çocuklar…

Anne, babaların yaşam kaynağı çocuklar…

Tüm zamanlarda olduğu gibi 21 yüzyılda da çocuklar üzerinden belden aşağı vurmak isteyenler alçaklar var. Çocuklar üzerinden oynanmak istenen bu aşağılık oyunlar vicdan sahibi insanların yüreğini sızlatıyor.

 Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kaybolan çocuklar, öldürülen çocuklar, yakılan çocuklar, kaçırılan çocuklar haberleri bir türlü gündemden düşmez oldu..

 Günlük hayatımızda birçok izliyoruz bunlar trafik kazaları, cinayetler,  adam kaçırılmalar soygunlar, zehirlenmeler gibi onlarca trajik olay. Amma çocuklarla ilgili çıkan olumsuz bir haberle irkiliyoruz, üzülüyoruz ve ister istemez kanal değiştirmek zorunda kalıyoruz. Tarih boyunca suçsuz yere hiçbir dâhili olmadığı olaylara kurban giden çocukları görünce kendi kendimize şu soruyu sormadan edemiyoruz. “Bu çocuklar hangi suçtan dolayı öldürülmekte”?

Yoksa insanlık Tarihinde bir döneme damgasını vuran Cahiliye döneminin o en aşağılık olaylarımı depreşiyor.

Ne kadarda Cahiliye dönemi insanlık tarihinde bir zaman dilimine atfedilse de aslında cahili yen’in tüm özelliklerini, yenilerini de ekleyerek bünyesinde barındıran bir güruh her çağda toplumun içinde bir ur gibi bulunduğunu müşahede etmekteyiz.

Kalpleri nasırlaşmış bu aşağılık güruh! Kalbi de yüzü gibi temiz olan küçük çocuklardan ne isterler,

Bir çocuk ki; dünyanın, kendisine irin akıtan, cahiliye bataklığından hunharca katledilmekte.

Bir çocuk ki, aşağılık bir hesap yüzünden öldürülmekte,

Bir çocuk ki,  komşusunun kıskançlığı yüzünden öldürülmekte,

Bir çocuk ki, anne ve babasının parası yüzünden öldürülmekte,

Bir çocuk ki organ mafyası yüzünden öldürülmekte,

Bir çocuk ki, maganda kurşun tarafında öldürülmekte,

Bir çocuk ki; tarafı olmadığı bir savaş sonucu öldürülmekte,

Bir çocuk ki; trafik canavarı sürücülerin çarpması sonucu öldürülmekte,

Bir çocuk ki,  töre yüzünden öldürülmekte…

Bir çocuk ki öksüz…

Bir çocuk ki, ne annesini biliyor, ne babasını. Duy­gusuz, merhametsiz bir toplumun içinde yalnız, kimsesiz, itilmekte, kakılmakta…

Bir çocuk ki, bir lokma ekmeğe muhtaç, açlığın, sefaletin kucağında,

Bir çocuk ki, kurşunlanmış annesinin, babasının kanlı cesedi başında, kanlı annesine sarılmış, eli kan, yüzü kan ağlamakta…

….

 Buna  karşılık  birileri ne yapıyor, Dünya çocuklarının derdini dert edinmeyen dün­yanın büyükleri, herhangi bir seneyi değil bütün seneleri masa başında çocuk yılı ilan etseler, bir kısmı burjuvazinin besili çocuklarını, allı, pullu renkli elbiseler içinde “Bugünün çocukları, yarının büyükleridir” diyerek kameralarda, gazetelerde,teşhir etmekte.,

Bunun ne önemi, ne anlamı var ki, Bu suçsuz yere öldürülen o masum çocukları geri getirir mi veya yeni masumların ölmesini engeller mi?

Ey ölen çocuk, ey sevgili yavrucak!  Şimdilik yüreğimiz yanarak içimiz kan ağlayarak senin ölümünü izlemekteyiz.

Belki   bugün senin hangi suçtan öldürüldüğünün hesabı sorulamayacak ama bir gün mutlaka ilahi adalette sorulacak, Hangi suçtan dolayı öldürüldü diye?  Çünkü Allah’ın vaadi haktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.