Çöl Kraliçesi! Ortadoğu’nun kuyusunu kazan Arkeolog

Mustafa Yiğit

20. yüzyılın başında bu coğrafyayı  adeta cetvelle çizen “Çöl Kraliçesi” nin hayaleti tepemizde yeniden dolaşmaya başlamış gibi görünüyor…

Peki kimdir bu Çöl Kraliçesi? Gertdude Margaret Lowthian Bell…  Çöl kraliçesi filminde Nicole Kidman’ın canlandırdığı casus  Gertdude Margaret Lowthian Bell, dağcı, tarihçi, yazar, dilbilimci, arkeolog, kaşif, fotoğrafçı gibi ünvanlar taşır. Ancak onun tarihe mal olmuş görevi bunlardan hiçbiri değildir. O’nun asıl önemli görevi  gezdiği bölgeleri  elinde cetvelle  bölen, adeta pasta keser gibi ülkeleri kesip biçen  casusluktur…

Bu İngiliz casus hatun, 1900’lerin başından itibaren  at sırtında  bugünkü Irak ve Suriye’yi boydan boya geçer, Kuzey Afrıka’da girilmedik ülke bırakmaz. Bell buralarda aşiretleri, nüfus gruplarını, kervan yollarını, su kuyularını, yer altı ve yer üstü  zenginliklerini tespit eder ve bunları  haritalarına işler.  Çizilen bu haritalar tabii ki bu  coğrafyanın fiziksel özelliklerini değil daha çok siyasal kırılganlıklarını ortaya koyan Ortadoğu’nun parçalanmasını  arzulayan Sykes BağlantıPico anlaşmasının prova edilmesinden,  hayata geçirilmesinden başka bir şey değildir. .

Ortadoğu’nun parçalanması için adeta biçilmiş kaftan olan bu soğuk İngiliz, Fransızca, İtalyanca, Almanca’nın yanı sıra, Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapçayı da bildiği için Ortadoğu’da yüzlerce aşiret ve kabileyle kolayca ilişki kurar, birbirine düşürebileceği ve Osmanlı’ya karşı ayaklanabilecek kabileleri belirler, bu kabilelerin zaaflarını, ihtiraslarını  bu zaaf ve ihtirasların nasıl kullanılabileceğini, hangi aşiret reisinin buna yatkın olduğunu  Britanya İmparatorluğuna gün gün iletir.

Resmi pasaportunda Arkeolojik çalışmalar için görevlendirildiği yazan Bell, asıl arkeolojik kazılarını Ortadoğu siyaseti üzerine yapmakta,  Ortadoğu’nun kuyusunu kazmaktadır. Bütün bir Ortadoğu’yu gezen Bell, bulgularını İngiliz çıkarları için çarpıtmaktan geri kalmaz. Günlüğünde "Her aşireti burası sizden bir parça, sizin aslınız bu diye ikna etmek için gayret gösteriyorduk. Çoğu zaman da başarıyorduk” diyerek asıl amacını da ortaya koymuştur.

Öyle ki, Arap isyanlarının örgütleyicisi Arap Lawrence’ı da o yetiştirir.  Winston Churchill, Gertrude Bell ve 'Manevi oğlum' dediği T.E. Lawrence’in fotoğrafları İngiliz ve Arap basınında yer alır.

Bir sabah yatağından kalkarak, "Bu sabah tüm vaktimi Bağdat'taki ofisimde Irak'ın güney sınırlarını belirleyerek geçirdim. Çok güzel bir sabahtı...’  satırlarını günlüğüne yazan  Bell,  gerçekten 1919 yılında bugünkü Irak devletinin sınırlarını çoktan çizmiş ve Güneş Batmayan Ülkenin kraliçesine sunmuştur bile….

Sadece sınırlar çizmez Bell.. Kukla kralların kim olacağını da isim isim belirler…Günlüğüne "Bir daha kral yaratma işine katiyen bulaşmayacağım, sinirleri çok yıpratan bi iş”  diyen  Bell , Ortadoğu’da Kukla Krallar yaratmakta ne kadar mahir olduğunu gözler önüne serer.  Suriye tahtından indirilmiş olan Faysal’ın Irak kralı yapılması için Winston Churchill’i ikna de O’dur.

Kadınlığından da İngilizliğinden de taviz vermeden Arap Dünyası'nda o kadar saygı ve sevgi görür ki,  'Irak'ın Taçsız Kraliçesi', 'Çöl Kraliçesi' ya da 'el-Hatun' gibi unvanlarla anılır. Bell, bugün bile Arap ders kitaplarında maalesef 'kahraman kadın' olarak okutulmaktadır.

Bugün sorulması gereken soru ise aslında basıttır;  bugünkü Bell’ler kimlerdir ve şu an hangi sahrada, kimlerle  ne tür planlar yapmaktadır?