İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, "Çift başlılık neredeyse 1923'ten bu yana, bizim cumhuriyetimizle yaşıt bir problem. Kurtuluş Savaşı'nın iki aktörü, Atatürk ve İnönü. İki silah arkadaşı. Bu çift başlılık bu iki silah arkadaşının bile arasını açmıştır." dedi.
Birlik Vakfı İstanbul Şubesince MTTB Konferans Salonunda düzenlenen "Türkiye'de Sistem Arayışı: Cumhurbaşkanlığı Sistemi" konulu konferansta Akış, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle çok şeyin değişeceğini anlattı.
Türkiye'nin tüm tartışmalara rağmen kendine has bir yönetim sistemini hayata geçiremediğini ifade eden Akış, "Kendimize ait sistemi kuramamamız nedeniyle bugün hala hükümet sistemi Türkiye'de tartışma konusudur." dedi.
Anayasanın tam anlamıyla topluma hizmet eden metinler haline getirilememesinin problemler yarattığını dile getiren Mustafa Akış, bu problemlerden en önemlisinin seçkincilik olduğunu kaydetti.
Seçkinci zihniyetin farklı dönemlerde kendisini vesayet rejimi olarak yansıttığını, seçkinci zihniyetin 1961 anayasasıyla vesayetçi bir zihniyete bürünerek Türkiye'de yönetime müdahale ettiğini anlatan Akış, şöyle konuştu:
"1924 anayasasında 'hakimiyet bila kaydu şart milletindir' ifadesi 1961 anayasasında 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet, bu egemenlik hakkını anayasanın yetkili organları eliyle kullanır'. diye değiştirilmiştir. İşte bu seçkinci vesayetçi zihniyet, vesayet kurumlarını anayasanın içine derç ettiği tarih 1961'dir. Anayasa Mahkemesinin, Milli Güvenlik Kurulunun, kuruluşu o zaman. Ve yargı vesayeti o zaman karşımıza çıkıyor. Biz bunu Türk siyasi tarihinde bugüne gelinceye kadar sık sık gördük. Zaman zaman TSK, zaman zaman yargı olarak gördük. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine 376 garabetiyle müdahale ediliyor ve Meclis mahkemelik oluyor. Vesayetin bize hayatımıza yansımaları ise şöyle oluyor. Bir kere 60 yılda 60 parti kapatıldı. 376 garabeti bu vesayetin başka bir versiyonu. 28 Şubat döneminde ordunun yargı mensuplarını çağırıp neler yapmaları konusunda brifing verip adete onlara ne yapmaları konusunda talimat vermesi gibi."
Mevcut yönetimin seçkincilik ve vesayetten başka milletin önüne koyduğu bir diğer arızalı durumun ise çift başlılık olduğuna dikkati çeken Akış, şöyle devam etti:
"Çift başlılık neredeyse 1923'ten bu yana, bizim cumhuriyetimizle yaşıt bir problem. Kurtuluş Savaşı'nın iki aktörü, Atatürk ve İnönü. İki silah arkadaşı. Bu çift başlılık bu iki silah arkadaşının bile arasını açmıştır. Aynı şekilde daha sonra Cumhurbaşkanı olan İnönü ile Recep Peker'in arası da bozulmuştur. Çift başlığın yol açtığı en iyi fotoğraflardan birisi de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile dönemin Başbakanı Bülent Ecevit arasında yaşandı. Sezer, 'sen anayasayı bilmiyorsun' dedi ve bir gecede faizler yüzde 7 bin 500'e çıktı. Zaman zaman Türkiye'nin kaderini etkileyen olaylar bu çift başlılıktan dolayı yaşanmıştır. Özal-Yıldırım, Demirel-Çiller örneği bilinen çarpıcı örneklerdir."
Mevcut sistemin bir diğer probleminin istikrarsızlığa yol açması olduğunu, krizlerin şahıslardan değil, sistemden kaynaklandığını ve bunun ise hala tüm yakıcılığıyla Türk siyasi tarihinde yaşandığını vurgulayan Akış, "Meclisi seçiyoruz. Bunun içinde de bir hükümet çıkıyor. Meclisin sayısal çoğunluğu hükümete karar verdiği için de zaman zaman sayısal çoğunluk bulunmadığından koalisyonlar kuruluyor ve bu da istikrarsızlığa yol açıyor. " diye konuştu.
- "Kıyak emekliliği ortadan kaldırdık"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini savunurken üzerinde en çok durdukları hususlardan birisinin istikrar olduğunu aktaran Akış, halk oylamasıyla yeni sisteme geçilmesi durumunda; seçkincilik, vesayet, çift başlılık ve istikrarsızlığın ortadan kaldırılacağını ifade etti.
Yeni sistemle birlikte hükümeti ve yürütmeyi milletin seçtiğini dolayısıyla istikrarın sürdürülebilir bir hal almasının önünün açıldığına dile getiren Akış, "Yüzde 51'i alamayan hükümet kuramıyor. Yüzde 51 oranında oy alan hükümetini kurabilecek. Bu da istikrarı getirecek. Bu da bize güçlü bir ülke olmamız için gerekli sayısal verilere yansıyacak. Türkiye'nin 2023, 2053, 2071 hedeflerine gitmek istiyorsa, sürdürülebilir bir istikrarı, yönetilebilir bir Türkiye'yi ortaya koyma zorunluluğu vardır" dedi.
Milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılmasının eleştirilmesinin de haklı olmadığını belirten Mustafa Akış, sözlerini şöyle tamamladı:
"Başka ülkelerin gençlerinin kendi meclislerinde bir şey anlatacak kabiliyeti var da bizim gençlerimizin yok mu? Bu ülkenin gençleri, kendi vatanlarının geleceği için neler yapabileceklerini 15 Temmuz'da canlı bir şekilde gördük. Tankların önüne yatan gençlerin TBMM'de söyleyecek sözleri mutlaka vardır. Deniliyor ki 'bunlar kıyak emeklilik alacaklar'. Kıyak emekliliği ortadan kaldırdık. "
AA