AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uyuyan, yan gelip yatan değil çalışan, gayret eden ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma azminde olan bir Türkiye olduğunu bildirdi.
Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 18. gününe ulaşılan Ramazan-ı Şerif'i tebrik etti, Allah'tan, kendilerini, ramazana kavuşturduğu gibi bayrama da sağlık, esenlikle ulaştırmasını temenni etti.
AK Parti olarak son 14 yılda, milleti her alanda tarihi nitelikteki reformlarla, özlemini çektiği yatırımlarla buluşturduğunu belirten Erdoğan, eğitimi, önceliklerinin ilk sırasına aldıklarını kaydetti.
Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet şeklinde dört temel taş üzerinde inşa edeceklerini söylediklerini anımsatan Erdoğan, 2002'de 7,5 milyar lira olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini 11 katlık artışla bu yıl 85 milyar liraya çıkardıklarını vurguladı.
Erdoğan, ders kitaplarını öğrencilere ücretsiz verdiklerini, tablet bilgisayar ve akıllı tahtalarla eğitimin teknolojik altyapısını, adeta sıfırdan ele aldıklarını, 270 bin yeni derslik inşa edip 561 bin yeni öğretmen atayarak hem kalabalık sınıfları hem de boş geçen dersleri ortadan kaldırma gayretinde olduklarını bildirdi.
"Darbe döneminin icadı 8 yıllık kesintisiz eğitim yerine, ülke şartlarına uygun 4 + 4 + 4 sistemini ikame ettiklerini" dile getiren Erdoğan, 81 ilin tamamını üniversiteye kavuşturduklarını, 2002'de 76 olan üniversite sayısını 184'e çıkardıklarını kaydetti.
Erdoğan, yurtlardaki yatak kapasitesini, 182 binden 601 bine yükselterek öğrencilere evlerinin konforunda eğitim imkanı sağladıklarını, harçları kaldırmakla kalmadıklarını, aylık 45 lira olan kredi burs rakamını lisans öğrencileri için 425 liraya, yüksek lisans için 850 liraya, doktora için bin 275 liraya çıkardıklarını söyledi.
- "Cumhuriyet tarihinin en büyük reform alanlarından biri de sağlık"
Cumhuriyet tarihinin en büyük reformunu gerçekleştirdikleri alanlardan birinin de sağlık olduğuna işaret eden Erdoğan, hastane ve yataklı tedavi kurumu sayısını bin 156'dan 4 bin 636'ya, aile sağlığı merkezleri sayısını 9 binden 17 bine, hastanelerde 19 bin olan nitelikli yatak sayısını 153 bine, doktor, hemşire ve yardımcı personel olarak sağlık kurumlarında hizmet verenlerin sayısını 378 binden 875 bine çıkardıklarını bildirdi.
Türkiye'de süratle tıp fakültelerinin sayısını artırmanın gayretinde olduklarını, sağlık üniversitelerinin ilk adımını attıklarını dile getiren Erdoğan, "Sağlık bilimleri üniversitelerini kuralım ki sadece doktor değil hemşire, sağlık memurunu da yetiştirelim istedik." dedi.
Şehir hastaneleri projesini hayata geçirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, Yozgat, Isparta, Mersin, Balıkesir şehir hastanelerini hizmete açtıklarını, inşası süren 20 şehir hastanesinin tamamını 1,5 yıl içinde açacaklarını, hazırlıkları süren 8 hastanenin inşasına da en kısa sürede başlayacaklarını anlattı.
- "İnsana odaklı Türkiye"
AK Parti'nin, insana odaklı bir Türkiye'yi hedeflediklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynen Kanuni'nin diliyle 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Sağlıklı bir nefesi, bir devletin fedasına amaçlayan, o uğurda adımlarını atan bir medeniyet anlayışı AK Parti'de var. Şu ana kadar bunun uygulamasını yapan bir başka iktidar olmadı. Biz bu adımları atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. Olgunlaştırarak, geliştirerek daha da atacağız. Ülkemin insanı hiçbir zaman bu hastane kapılarında mağdur olmayacak, edilmeyecek. Bu hedefimize her geçen gün daha da yaklaşıyoruz."
- "Hızlı tren hattı uzunluğunu 12 bin kilometreye çıkaracağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşım alanındaki hizmetlere de değindi. Erdoğan, bölünmüş yol uzunluğunun 79 yılda 6 bin 100 kilometre olduğunu, buna 19 bin 134 kilometre ilaveyle 25 bin kilometrenin üzerine çıktıklarını söyledi.
Karayollarında 50 kilometre olan tünel uzunluğunu 355 kilometreye ulaştırdıklarını vurgulayan Erdoğan, bin 213 kilometre hızlı tren hattıyla millete raylı sistem konforu yaşattıklarını belirtti. Erdoğan, mevcutlara ek olarak Ankara-Sivas, Ankara-İzmir, Bursa-Bilecek, Konya-Karaman başta olmak üzere yeni hatların inşasının sürdüğünü ifade ederek, 2023'e kadar hızlı tren hattı uzunluğunu 12 bin kilometreye çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Erdoğan, 12 bin 500 kilometre civarında olan mevcut demiryolu ağını da 2023'te 25 bin kilometreye ulaştırmayı amaçladıklarını anlattı.
- "Dünyaya cevap"
İstanbul Boğazı'nı Marmaray ve Avrasya Tüneli ile denizin altından ilk kez, Yavuz Sultan Köprüsü ile üzerinden 3. kez birleştirdiklerini anımsattı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Acaba asırlarca önce boğaz altından böyle bir hat geçecek denilseydi buna inanır mıydık? Ecdadımız inanmış. Hatta ecdadımız proje de yapmış, eskiz çalışmalarını arşivlerden gördük. Bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu. Azmettik ve 'Ecdadımız Fatih karadan denizleri yürüttüğüne göre biz de onun torunları olarak denizin altında bu işi başaracağız' dedik ve başardık.
İstanbul-İzmir otoyolu kapsamında inşa ettiğimiz Osmangazi Köprüsü de hizmete girdi. Tekirdağ-Balıkesir otoyolunun bir bölümünü oluşturan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün bu yıl 18 Mart'ta temelini attık. Buranın yapımı gerçekleşecek. Bunlar neyi getiriyor; bunlar bir yerlere cevap. Sadece ülke için değil aynı zamanda dünyaya cevap. Uyuyan, yan gelip yatan bir Türkiye yok; çalışan, gayret eden ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma azminde olan bir Türkiye var."
Vatandaşının yanında olan ve "Her şey Türkiye için" diyen bir iktidar bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ülke genelinde 197 olan organize sanayi bölgesi saysını 299'a çıkardıklarını, 2023'e kadar 65 yeni organize sanayi bölgesini daha faliyete geçirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
- "Kargaya da hakaret olmasın ama"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yalan yanlış" konuştuğunu ifade eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "Hala 7 milyon işsiz var" şeklindeki açıklamasını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Ya ayıptır ya.. Senin bir defa kılavuzun karga. Kargaya da hakaret olmasın ama böyle bir durum var. Türkiye, böyle bir konumda olsa şu anda yakaladığı büyümeye bakın. Türkiye, evelallah ufak tefek yurt dışı spekülasyonlarına rağmen, o zaman da söyledik 'bu tamamen siyasi bir müdahaledir, bunları aşacağız' dedik, kalkınmanın temel alt yapısı olan enerji alanındaki yatırımlarımızla, elektrik üretimimizi 10 bin 500 megavattan 25 bin megavata yükselttik. Bunlar refah düzeyinin işaretleridir. Buna iyi dikkat edelim. Hedefimiz gelecek 10 yılda, 10 bin megavatı güneş, 10 bin megavatı rüzgara dayalı yenilenebilir enerji kaynağını inşallah harekete geçirmektir."
Erdoğan, 2002'de 195 olan baraj sayısına bir kısmı enerji ve sulama, bir kısmı sadece sulama amaçlı 423 yeni tesis ilave ettiklerini, hidroelektrik santral sayısını da 49'dan 540'a çıkardıklarını dile getirerek, Hükümetin çalıştığını söyledi.
Barajların birçoğunu teröre rağmen yaptıklarını aktaran Erdoğan, yakında açılışı yapılacak devrim niteliğindeki Ilısu Barajı için şehir taşıma işlemlerinin sürdüğünü, işlemler biter bitmez tarihin bir taraftan bugüne, diğer taraftan yarına taşınacağını dile getirdi.
"Lafla bu işler olmuyor." diyen Erdoğan, ülkeyi ekonomide 3 kat büyüterek güçlü, müreffeh bir Türkiye yolunda önemli adımlar attıklarına işaret etti.
- "Bağımlı olma zincirini kırdık"
Erdoğan, yılda 36 milyar dolar olan ihracatı, 147 milyar dolara çıkardıklarını anlatarak, "Geldiğimizde, IMF'ye olan borcumuz neydi? O günün rakamlarıyla söylüyorum, 23,5 milyar dolar. 2013'te ne yaptık? IMF'ye olan borcumuzu sıfırladık. Bu, bize nasip oldu. Niye, bizden öncekiler bunu yapamadı? Bunlar bağımlılıktı. Biz, bu bağımlı olma zincirini kırdık ve ekonomi alanında IMF ile olan bu ilişkiyi de kestik, attık." ifadelerini kullandı.
Merkez Bankasında göreve geldiklerinde 27,5 milyar dolar olan döviz rezervini bugün, 106-107 milyar dolara çıkardıklarını belirten Erdoğan, 2002'de bütçenin yüzde 43'ünü faiz harcamalarının oluşturduğunu, geçen yıl bunun yüzde 8,6'ya düştüğünü bildirdi.
Erdoğan, yatırımlara ayrılan kaynağı, 70 milyardan 700 milyarın üzerine çıkardıklarını, kaynakları çeşitlendirdiklerini bunun da ülke kalkınmasına büyük katkılar sağladığına işaret etti.
İş adamlarının önündeki bütün engelleri kaldırarak özel sektörü ekonominin lokomotifi haline getirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Savunma sanayisinde yüzde 80 dışa bağımlı bir ülkeden bugün kendi gemisini, silahını, füzesini, tankını, helikopterini yapan, bununla yetinmeyip ürettiklerin yurt dışına ihraç eden bir ülke konumuna geldik. Ama ana muhalefet bundan rahatsız, onu da söyleyeyim size. Savunma sanayisinde sen kalkacaksın, kendi silahlarını üreteceksin, rahatsız, hele hele bir de bunun ihracına başlayacaksın, hepten rahatsız. İstediğiniz kadar rahatsız olun bunları ithal eden bir Türkiye'den ihraç eden bir Türkiye'ye geldik, geleceğiz."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ihracatta, üretimde ve istihdamda yaşanan yükselişi son olarak dün açıklanan büyüme rakamlarıyla taçlandırdıklarını belirtti.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ülkenin kıt kaynaklarını faiz lobilerine yağmalatmak yerine IMF'ye borcunu ödeyen, Merkez Bankasının kasasını güçlü kılan ve Hazineyi güçlendiren, böylece tam bağımsız bir ülke olma yolunda ilerleyen bir Türkiye inşa ettiklerini dile getirdi.
Hak ve özgürlükler konusunda geçmişte telaffuzu dahi imkansız düzenlemeleri cesaretle AK Parti'nin hayata geçirdiğini ifade eden Erdoğan, "Terör örgütleri ve onların gerisindeki güçlerle kararlı bir şekilde mücadele ederek, vatanımıza kem gözlerle bakanların heveslerini kursaklarında bıraktık. Demokrasiye sıkı sıkıya sahip çıkarak kirli pazarlıklarla iktidar hayalleri kuranları her seferinde Allah'ın izniyle sandığa gömdük. Bu aziz millet bizi yolda bırakmadı." dedi.
Erdoğan, darbecilerin, yönünü millete çevirdiği namlular üzerinden ikbal devşirmeye çalışanların 15 Temmuz'da başarısızlığa uğratıldığını söyledi.
Son 14 yılda Türkiye'ye, bulundukları yeri borçlu oldukları millete hizmetten başka hiçbir hedeflerinin olmadığını belirten Erdoğan, "Her gece yastığa başımızı koyduğumuzda nefsimizi sürekli hesaba çekerek, kendimizi her daim yenileyerek bugünlere geldik. Karşımızda ciddi bir muhalefet olmadığı için hep kendimizle yarıştık. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla ilerleyeceğiz." diye konuştu.
- "Büyümenin yüzde 5 olarak gerçekleşmesi güvenimizi daha da artırmıştır"
Türkiye'yi her alanda muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için mücadele ettiklerini anlatan Erdoğan, bu uğurda var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Felaket tellallarının tüm çabalarına rağmen güzel gelişmelerin haberini almaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İhracatta, üretimde ve istihdamda yaşanan yükselişi son olarak dün açıklanan büyüme rakamlarıyla taçlandırmış olduk. Bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme oranımız yüzde 5 olarak gerçekleşti. Tabii bu milliyetperver, vatansever halkımız için bir mutluluk vesilesi ama aksi olanlar için de tam aksi. Bu büyüme oranı yüzde 2,4 olan AB ortalamasının iki katından bile fazladır. Aynı dönemde G7 ülkeleri yüzde 1,8 ve OECD yüzde 2 büyümüştür. İlk verilere göre yüzde 5'lik büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'ın ardından üçüncü sırada bulunuyoruz. Aramızda çok fazla fark da yok. Onları da yakalayacağız. Daha iyi noktaya geleceğiz. Onu yakalayacak güç bizde var evvelallah. Ekonomistlerin ve IMF gibi kuruluşların yüzde 3-4 arasında bekledikleri büyümenin yüzde 5 olarak gerçekleşmesi geleceğimize olan güvenimizi daha da artırmıştır."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Türkiye'nin ilk 5 aylık ihracatının yüzde 8,9 artış kaydettiğini, istihdamda başlatılan seferberlik noktasında 2 milyon kişilik bir artış elde edildiğini söyledi.
Muhalefet partisinin bu gelişmeleri hiç dile getirmediğine dikkati çeken Erdoğan, "Uluslararası yatırımlarda da yılın ilk 4 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre az da olsa bir artışla 3,6 milyar dolar seviyesini yakaladık. Yatırım davetimize üretimi, istihdamı, ihracatı artırma çağrımıza olumlu cevap vererek böyle bir büyüme oranını yakalamamızda emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum." dedi.
- "Şimdi ne yapacaklarını merak ediyorum"
Erdoğan, Türkiye ekonomisinin artık ufak tefek sarsıntılarla dengesinin bozulmayacak kadar büyük ve güçlü olduğunu, özellikle geçen yıl gördüklerini anlattı.
Türkiye'nin kredi notuyla ilgili spekülasyonların, ülkenin gerçek durumundan ziyade, siyasi saiklere bağlı olduğunu açıkça söylediğini vurgulayan Erdoğan, "Eğer büyüme oranı beklentilerin altında çıksaydı hemen kredi notunu düşürmek için harekete geçecek derecelendirme kuruluşlarının şimdi neredeyse yarı yarıya yüksek çıkan büyüme oranı karşısında ne yapacaklarını merak ediyorum. Onu da göreceğiz. Biz kendimizin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ülkemizin potansiyeline ve milletimizin kabiliyetine olan güvenimiz tamdır. Bugüne kadar bizi hiç yanıltmayan bir dinamizmle ülkesine ve geleceğine sahip çıkan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
- "Bu ülke ne çektiyse siyaset ve toplum mühendislerinden çekmiştir"
Erdoğan, stratejik yatırım alanları başta olmak üzere geniş bir yelpazede verilen teşvikleri sürdürerek büyüme eğilimini daha da yukarılara taşımak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Hem mali disiplinden hem de yatırımlardan taviz vermeden büyümenin mümkün olduğunu defalarca ispatladıklarını anlatan Erdoğan, bu başarıyı tekrar tekrar göstermeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Erdoğan, büyüme oranı başta olmak üzere ekonomide gerçekleştirilecek büyük atılımlarla 2023 hedeflerine ulaşmaya kimsenin engel olamayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yaptıklarımızın tamamı elbette önemlidir. Bunlar tarihi nitelikte başarılardır. En büyük reformların başında vesayetle mücadelenin geldiğine inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi bu ülke ne çektiyse siyaset ve toplum mühendislerinden çekmiştir. Bu millete en büyük zulmü dilinden halk ve halkçılık kelimelerini eksik etmeyen müstebitler yapmıştır. Değerlerimize, tarihimize, kültürümüze yabancı bir hayat tarzını yıllarca çağdaşlık kılıfı altında milletimize dayatanlar cumhurla Cumhuriyet arasındaki bağı koparmışlardır. Bu sahte projelerle ülkenin imkanları bir avuç seçkine peşkeş çekilirken millet fakirleşmiş, temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktan dahi aciz duruma düşmüştür. Milletin temsilcisi olması gereken siyaset de maalesef aynı çarpık düzenin bir parçası haline dönüşmüştür. Ülkemizde vesayetin selasını vermek de onun izinden giden siyaset anlayışını tarihe gömmek de bu kadroya, AK Parti'ye nasip olmuştur.