MANAMA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Etnik kimlik, dil, kabile, renk ve mezhep temelinde birbirlerine yabancılaştırılan Müslümanlar Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Yemen’de ve daha pek çok yerde kendi kendilerini tüketiyor. Arap ve İslam medeniyetinin göz bebeği şehirlerin terör örgütlerinin, yabancı güçlerin vekalet ve yıpratma savaşlarının sahası haline getirilişini hep birlikte takip ediyoruz. İnsanlık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakla, riyakarlar ise ne yazık ki timsah gözyaşları dökmekle meşguldür." dedi.
Erdoğan, Bahreyn'e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında Four Seasons Otel'de Uluslararası Barış Enstitüsü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ofisi tarafından düzenlenen konferansta katılımcılara hitap etti.
Bahreyn’e gerçekleştirdiği ziyaret dolayısıyla duyduğu memnuniyeti ifade eden Erdoğan, konferansın icrasında emeği geçen Bahreyn makamlarına ve enstitü yetkililerine teşekkürlerini iletti.
Ziyaretlerinde geleneksel Bahreyn konukseverliğiyle karşılandıklarını belirten Erdoğan Erdoğan, bu misafirperverlik dolayısıyla “Aziz kardeşim” dediği Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife’ye teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahreyn’in Körfez İşbirliği Konseyi dönem başkanlığını yeni aldığını anımsatarak, Bahreyn makamlarını tebrik etti ve kendilerine başarılar diledi.
Türkiye olarak Bahreyn’le ilişkilere özel bir önem verdiklerini vurgulayan Erdoğan, “Bahreyn’in güvenlik huzur ve istikrarını kendi güven ve istikrarımızdan ayrı görmüyoruz. Terörle mücadelesinde Bahreyn’in yanında olduğumuzu ve olacağımızı bu vesileyle tekrar vurgulamak istiyorum. Zira Bahreyn başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere son dönemde Türkiye’nin terör örgütlerine karşı verdiği mücadelenin en büyük destekçisi olmuştur.” diye konuştu.
“Burada hiçbir zaman unutmayacağımız bir dayanışma örneğini dile getirmeyi arzu ediyorum.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz gecesi milletimizin bir varlık yokluk mücadelesi verdiği o zor anlarda Bahreynli kardeşlerimiz bizi yalnız bırakmamıştır. Darbe teşebbüsünün ilk anlarından itibaren sabah 5-6’ya kadar, yani darbe tamamen savuşturulana kadar Manama’da ve diğer şehirlerde Bahreyn halkının bize dua ettiğini, gözyaşı döktüğünü çok iyi biliyorum. Bu kadar bu işe sıcak yaklaşan, adeta bunu bir kader ortaklığının nişanesi olarak aziz kardeşim Ebu Selman ülkemize Arap aleminden gelen ilk devlet başkanı oldu. En sıkıntılı günümüzde yanımızda durduğunu, desteğinin bizimle ve milletimizle olduğunu gösterdi. Bu ziyaretim diğer boyutları yanında tabi bu açıdan da ayrıca bir önem taşıyor. O gece gönlünü ve gözünü ülkemize kilitlemiş, bizim için, Türkiye’nin ve Türk milletinin selameti için dua etmiş tüm kardeşlerime bu kürsüden şükranlarımı sunuyorum.”
- "Bahreyn'e desteğimizi perçinlemeyi sürdüreceğiz"
Türkiye’nin de Bahreyn’i her alanda ve her konuda desteklemeye devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu desteğimizi savunma sanayi, askeri iş birliği, ticaret, yatırımlar sağlık ve bölgesel ortaklıklarla perçinlemeyi sürdüreceğiz.” dedi.
Erdoğan, kritik bir döneme tekabül eden bu ziyaretinin Bahreyn’le dayanışma bağlamında önemine işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Küresel bir dönüşüm sürecinde, dünyanın en sıkıntılı bölgesinde, acıların ve umutların kol kola yürüdüğü bir coğrafyada hep birlikte yaşıyoruz. Ne bizim ne de sizlerin başka bir vatanları olmadığına göre bu coğrafyada yaşamayı sürdüreceğiz. Öyleyse hep birlikte bölgemizdeki sorunların çözümü, huzurun, refahın, kardeşliğin, istikrarın güçlenmesi için neler yapabileceğimiz noktasında oturup konuşmalıyız. Artık kuru sözlerle, hamasetle, taktik manevralarla geçiştiremeyeceğimiz zor ve kritik tercihlerde bulunmak durumunda olduğumuz bir süreçteyiz. Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyası gerçekten çok sancılı günler yaşıyor, ağır bir imtihandan geçiyor.
Yüzyıllardır barışın adresi olan bu coğrafya maalesef günümüzde acıyla, terörle, gerilimle, yıkımla, bombalarla anılıyor. 6 yıldır Suriye’de çocuklar gökyüzüne baktıklarında gökyüzünün maviliğini değil ölüm saçan uçakları, hayallerini ve bedenlerini parçalayan varil bombalarını görüyor. Binlerce yıllık İslam medeniyetine ev sahipliği yapmış mimarisi, kütüphaneleri, camileri, türbeleri, ilim, hikmet ve irfanın merkezi olmuş bu topraklar ateş, kan ve gözyaşıyla yeniden dizayn ediliyor. Etnik kimlik, dil, kabile, renk ve mezhep temelinde birbirlerine yabancılaştırılan Müslümanlar Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Yemen’de ve daha pek çok yerde kendi kendilerini tüketiyor. Arap ve İslam medeniyetinin göz bebeği şehirlerin terör örgütlerinin, yabancı güçlerin vekalet ve yıpratma savaşlarının sahası haline getirilişini hep birlikte takip ediyoruz. İnsanlık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakla, riyakarlar ise ne yazık ki timsah gözyaşları dökmekle meşguldür."
"Peki tüm bu olup bitenler bütün bu olayların karşısında bizler yani bu bölgenin binlerce yıllık sahipleri ve sakinleri olarak ne yaptık? Bu kanı, gözyaşını ve zulmü engellemek için ne çaba harcadık?" diye soran Erdoğan, "Mazlumların gözyaşlarını dindirecek, kardeş kavgasını engelleyecek ne tür adımlar attık, maalesef bu sorulara bir çoğumuz gönül rahatlığıyla tatmin edici cevaplar veremiyoruz. Her birimizin kendi bağımsız devletimizin sınırları içinde yaşıyor olması kafi değildir.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bölgenin, tüm İslam aleminin, hatta insanlığın geleceği için birlik olma, birlikte hareket etme zamanı çoktan gelmiştir. Komşuları zillet içinde yaşarken, aynı dili konuştuğu, aynı kıbleye yöneldiği kardeşleri zulüm görürken, hiçbir ülke, hiçbir toplum sadece kendi konforunu, sadece kendi geleceğini düşünemez. Zira bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bu topraklarda mazimiz de istikbalimiz de müşterektir. Bugün Suriye’nin, Irak’ın, Libya’nın oralarda yaşayan kardeşlerimizin başına gelenlerin yarın bizlerin de başına gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Bu sebeple daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
AA